veya bölümü fiilen görmesi ve bu surette gerçek anlamda teslimin sağlandığının bu iddiayı ileri süren tarafından ispatlanması gerektiğini, dolayısıyla devre tatil sözleşmesinin iptali için gerekli cayma süresi askıda kaldığını, tüm bunlardan dolayı müvekkili ve davalı arasında imzalanan sözleşmelerin geçersizliğinin tespiti ile iptaline, müvekkilinin ödemiş olduğu toplam 26.805,00 TL'nin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faizle birlikte müvekkiline iadesine ve imzalanan tüm senetlerin iptali ile müvekkiline ait davalı tarafta bulunan tüm belgelerin tarafına iadesine ve yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
uygun tatil hakkının kullanılmasından sonra başlayacağını ileri sürerek fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla, taraflar arasında imzalanan 30/12/2018 tarihli 97380 numaralı devremülk satış sözleşmesinin iptaline, sözleşmeye istinaden müvekkili tarafından davalıya ödenen 21.200,00 TL'nin avans faizi ile birlikte müvekkiline iadesine ve müvekkili adına çıkarılan tapu kaydının iptaline karar verilmesini talep etmiştir....
Taraflar arasında devre mülk sözleşmesi yapıldığına, sözleşme bedeli olarak davacı tarafından davalı şirkete 14.350,00 TL ödendiğine dair uyuşmazlık bulunmamaktadır. Tapuda kayıtlı taşınmazların satışının MK'nın 706, TBK'nun 237, Tapu Kanunu'nun 26. ve Noterlik Kanunu'nun 60. maddeleri gereğince resmi şekilde yapılması zorunlu olduğundan haricen düzenlenen satış sözleşmeleri hukuken geçersiz olup, taraflar geçersiz sözleşmeye dayalı olarak verdiklerinin iadesini her zaman talep edebilirler. Devre mülk hakkı ise 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu'nun 57 vd. maddelerinde düzenlenen ve taşınmazın müşterek payına bağlı bir haktır. Bu hak da taşınmazın aynına ilişkin olduğundan satışının resmi şekilde yapılması zorunludur....
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı şirket çalışanları tarafından aranarak toplantıya davet edildiğini ve düşünme fırsatı bulamadan GA01- 0525 nolu 20.750,00 TL bedelli devre mülk sözleşmesini imzaladığını ve bu bedele istinaden bonolar düzenlendiğini, davalı şirket tarafından aranarak farklı bir devre mülk önerdiklerini ancak bunu kabul etmediğini bunun üzerine bir kısım borç senetlerini iptal ettiklerini ve 10.850,00 TL ödeyerek bir tapu aldığını ancak tapunun hileli olduğunu öğrendiğini, tapuda adı geçen GEO Turizm İnşaat Oto Kiralama ve Danışmanlık Hizmetleri Tic....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, davalı ile 25/10/2014 tarihinde devre mülk satış sözleşmesi imzaladığını, 1.000,00 TL ödediğini, devre mülkün tesliminin yapılmadığını belirterek 25.10.2014 tarihli 17.000,00 TL bedelli devremülk sözleşmesinin iptalini, sözleşme sebebi ödediği 1.000,00 TL'nin avans faizi ile birlikte iadesini talep etmiştir. Davalı davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, Davanın KABULÜNE, Taraflar arasında imzalanan 25/10/2014 tarihli ... ... Ltd. ŞTİ. ... ... ......
Devre tatil ve uzun süreli tatil sözleşmeleri ilk defa 7.11.2013 tarihli 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’unda ve bu kanuna dayalı olarak çıkartılan ve 14.01.2015 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren Devre Tatil Ve Uzun Süreli Tatil Hizmeti Sözleşmeleri Yönetmeliği’nde düzenlenmiştir. 6502 sayılı Kanun’un 50.maddesinin birinci fıkrasında devre tatil sözleşmesinin tanımı yapıldıktan sonra ikinci fıkrada devre tatil sözleşmesi ile sağlanan hakkın şahsi veya ayni hak olmasının bu maddenin uygulanmasını engellemeyeceği düzenlenmiştir. Bu hüküm, Yönetmeliğin amacını tanımlayan 1.maddesi ve kapsamını tanımlayan 2.maddesi ile birlikte değerlendirildiğinde, Yönetmeliğin sadece devre tatil sözleşmelerine değil, aynı zamanda devre mülk sözleşmelerine ve diğer devre tatil temelli sözleşmelere de uygulanabileceği anlaşılmaktadır....
A.Ş. arasında imzalanan devre mülk satış vaadi sözleşmesi nedeni ile davacı tarafından dava dışı şirkete verilen fakat tüm sözleşme bedeli ödendiği halde davacıya iade edilmeyip davalı şirkete ciro ile devir edilen bonolara dayalı olarak başlatılan icra takibi nedeni ile davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkin dava olduğu, bu hali ile davacının bonoların tüketici ilişkisi nedeni ile düzenlendiğini, bonoların bedelleri ödenip davacıya iadesi gerekirken iade edilmediğini, davalının bu bonoların tüketici işlemi nedeni ile düzenlendiği gibi bedelleri ödenilerek bonolardan kaynaklanan alacak olmadığı halde ... ... A.Ş. tarafından davalıya devir edildiğini kanıtlaması gerektiği, dava konusu devre mülk sözleşmesi ve icra takibinin dayanağı olan bonolar incelendiğinde, davaya konu bonoların tüketici işlemi nedeni ile dava dışı ... ... A.Ş.'ye verildiği, bono bedelleri davacı tarafından ödenilerek bu bonolar nedeni ile lehtar olan ... ... A.Ş.'...
Kat 47 numaralı bağımsız bölümünün tapu kaydının iptali ile davalı adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bent dışındaki sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Uyuşmazlık, taraflar arasında yapılan devremülk satış sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Ancak, taraflar arasında düzenlenen devremülk satış sözleşmesinin feshine karar verilmiştir. Bu durumda, satış sözleşmesi nedeniyle taraflar yalnızca aldıklarını iade ile yükümlüdür. Davacı feshine karar verilen sözleşme ile cezai şart talebinde bulunamaz....
Dosya kapsamından, taraflar arasında düzenlenen 18/04/2000 tarihli “Devre mülk satış sözleşmesi”nin düzenlendiği sözleşme uyarınca (Sözleşmenin 13. maddesi) bedeli ödenmesine karşın bir çok kez yapılan uyarılara rağmen kullanma ve tasarruf hakkının geçişini sağlayacak olan “devre mülk tapusu”nun alınmadığı gibi, bedelin ve tapu işlemleri için verilen masrafların iade edilmemesi nedeniyle takip yapıldığı, takibe itiraz edilmesi sonucu görülmekte olan davanın açıldığı, 18/04/2000 günlü devre mülk satış sözleşmesinin resmi şekilde düzenlenmediği anlaşılmaktadır. 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Yasa’da değişiklik yapan 4822 Sayılı Yasa’nın 3/c maddesinde “konut ve tatil amaçlı taşınmaz malların”da tüketicinin korunması hakkındaki yasa kapsamına alındığı anlaşılmakta olup, aynı Yasanın 23. maddesine göre de bu Yasanın uygulanması ile ilgili olarak çıkacak her türlü uyuşmazlıkların tüketici mahkemesinde görüleceği hüküm altına alınmıştır....
Uyuşmazlık Uyuşmazlık, taraflar arasında düzenlenen devremülk sözleşmesinin iptali, ödenen bedelin iadesi ile borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. B. İlgili Hukuk 1....