Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

TBK’ nun 77. ve devamı maddeleri hükmüne ve sebepsiz zenginleşme kurallarına göre açacağı eda nitelikli bir alacak davası ile taşınmazın diğer maliklerinden isteyebileceği kuşkusuzdur. İyileştirme giderlerini yapan malik ya da maliklerin yaptıkları giderler taşınmazın ortaklığının satılarak giderilmesi ve muhdesattan yararlanmalarının son bulması ile istenebilir hale gelecektir. Bu giderler için eda nitelikli alacak davası açma hakkı mevcut iken önceden bu iyileştirme giderlerinin tespitini dava etmekte "hukuki yararı" bulunduğundan söz edilemez. Muhdesatın tespitine ilişkin davalarda mahkemece araştırılması gereken husus; muhdesatın kim tarafından, hangi gelirlerle, kimin adına ve hesabına, ne zaman ve ne şekilde yaptırıldığı (Yargıtay ve 14....

Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Dava, muhdesat aidiyetinin tespiti talebine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk Bir şeye malik olan kimse, o şeyin bütünleyici parçalarına da malik olur (4721 sayılı TMK 684/1.md). Arazi üzerindeki mülkiyet, kullanılmasında yarar olduğu ölçüde, üstündeki hava ve altındaki arz katmanlarını da kapsar. Bu mülkiyet kapsamına, yasal sınırlamalar saklı kalmak üzere kalıcı yapılar, bitkiler ve kaynaklar da girer (TMK 718.md). 22.12.1995 tarihli ve 1/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da vurgulandığı gibi Eşya Hukukunda, muhdesattan bir arazi üzerinde kalıcı yapı ve tesisler ile bağ ve bahçe şeklinde dikilen ağaçları anlamak gerekir. Muhdesat, şahsi bir hak olup (TMK 722, 724 ve 729 inci md) sahibine arazi mülkiyetinden ayrı bağımsız bir mülkiyet veya sınırlı bir ayni hak bahşetmez. Taşınmaz üzerindeki kalıcı yapı, ağaç gibi bütünleyici parça niteliğindeki muhdesatların taşınmazın arzından ayrı bir mülkiyetinin varlığından söz edilemez....

    HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜREMUHTESATIN AİDİYETİNİN TESPİTİ 3402 S. KADASTRO KANUNU [ Madde 12 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davacı M..... Gezer tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü: Dava taşınmaz üzerinde bulunan muhdesatın aidiyetinin tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece ispatlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve soruşturma ile toplanan deliller hüküm vermeye yeterli değildir. 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3 maddesi hükmünde kadastro tutanaklarının kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıl geçtikten sonra bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere karşı kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak dava açılamayacağı açıklanmıştır....

      Yerel mahkeme; tapu kaydının incelenmesinde taşınmazın orman sahası olarak Maliye Hazinesi adına kayıtlı olduğu, muhtesatın aidiyetinin tespiti davalarının görülebilmesi için güncel hukuki yararın bulunması (6100 s.lı HMK m.106/2) ve dava sonuçlanıncaya kadar da güncelliğini kaybetmemesi gerektiği, öğretide ve Yargıtay'ın devamlılık gösteren uygulamalarında, taşınmaz hakkında derdest ortaklığın giderilmesi davasının, kentsel dönüşüm uygulamasının ya da kamulaştırma işleminin bulunması gibi istisnai durumlarda muhdesatın tespiti davasının açılmasında güncel hukuki yararın bulunduğunun kabul edildiği, dava dilekçesi ve dosya kapsamından davacının fıstık ağaçlarının aidiyetinin tespiti talebine ilişkin hukuki yararın bulunmadığı gerekçesiyle davanın, hukuki yarar dava şartı yokluğundan usulden reddine (6100 sayılı HMK m.114/1- h, 115), TMK'da öngörülmeyen, özel kanunlarda düzenlenmeyen ve Tapu Sicil Tüzüğünde yer verilmeyen bir nedenden dolayı taşınmazın mülkiyetini eylemli ve hukuki olarak...

      Dava taşınmaz üzerindeki muhdesatın aidiyetinin tespiti istemine ilişkindir. İddia ve savunmaya, duruşma tutanaklarına yansıyan bilgi ve belgelere, bu yolla saptanan dava niteliğine özellikle iddia ve savunmanın kıymetlendirilmesi yönünden bilgilerine başvurulan ve hükme dayanak yapılan uzman bilirkişi raporunun niteliği, içeriği ve dosya kapsamında toplanıp değerlendirilen delillere, delillerin takdir, tahlil ve tartışımına ilişkin hükümde gösterilen gerekçelere göre, dava konusu zemin üstü birinci kat bina niteliğindeki muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğinin belirlenmesinde bir isabetsizlik bulunmayıp davalı tarafın sair temyiz itirazları yerinde değildir....

        Sulh hukuk mahkemesinin ortaklığın giderilmesi davasında konu olup, dava tespit davası olduğunu, taşınmazın üzerindeki muhdesat aidiyetinin tespiti davası olduğunu, Çorum 2 Sulh Hukuk Mah. 2019/1768 E. Sayılı ortaklığın giderilmesine, dava konusu Satış Müdürlüğünce ihaleye çıktığı zaman taşınmazın üzerindeki muhdesat mülkiyeti davacıya ait olup olmadığı tespitiyle ihaledeki pay sürümününe ve paylaşımı muhdesat aidiyetinin tespiti ile hukuki yararı davacının olduğunu, dava konusu taşınmazın mülkiyetin davacının olduğu tespit edilirse ortaklığın giderilmesinde ki satışın davacının lehine olacağından davacının hukuki yararı mevcut olduğunu, davacılardan T4 T13 22.03.2022 tarihli duruşmada bizzat hakim huzurunda dava konusu taşınmaz üzerindeki 2 katlı evin ve meyvelerin dikimi ve beslenmesinin davacı tarafından bakıldığı, yapıldığı ve uzun süredir burada yurt dışından geldiği zaman durduğunu söylediğini, usul ve yasaya aykırı olan Çorum 3. Asliye Huk. Mah. 2021/264 E. - 2022/101K....

        Gereği görüşüldü: Dava, taşınmaz üzerinde bulunan muhdesatın aidiyetinin tespiti istemine ilişkindir. İddia ve savunmaya, duruşma tutanaklarına yansıyan bilgi ve belgelere, mahkemece toplanıp değerlendirilen delillere ve hüküm yerinde gösterilen gerekçelere taşınmazın ortaklığının giderilmesi istemiyle açılmış derdest bir dava mevcut olmamasına, taşınmaz veya üzerindeki muhdesatın kamulaştırma işlemine tabi tutulduğuna ilişkin herhangi bir iddiası, delil ve belge de bulunmamasına, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 19.maddesindeki ayrık hal hariç 743 sayılı Türk Medeni Kanununun yürürlük gününden sonra meydana getirilmiş muhdesatların tapu kütüğünün beyanlar hanesinde gösterilmesine veya şerhine yasal olanak bulunmamasına göre mahkemece oluşturulan hükümde bir isabetsizlik bulunmadığından, davacı ...’nun yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ONANMASINA, harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, 24.12.2009 gününde oybirliği ile karar verildi....

          , muhdesatın aidiyetinin tespiti ve muhdesatın taşınmaz toplam değerine oranının tespiti halinde taşınmazın satış memurluğunda satışı sırasında davacının payı gerçek değeri üzerinden kendisine teslim edileceğini, aksi halde davalının sebepsiz zenginleşeceğini, mahkemece davanın reddi gerekçesi olarak başta var olan hukuki yararın ortaklığın giderilmesi davasında verilen kararın kesinleşmesinden dolayı kalmadığı şeklindeki gerekçesinin yerinde olmadığını, zira mahkemece kabul edilecek muhdesat ve oranının tespiti kararı halen satış memurluğu aşamasında gözönüne alınacağı gibi satışın gerçekleşmiş ve kesinleşmiş olması halinde bile davalı sebepsiz zenginleştiğinden açılacak davada dayanak teşkil edecek olup güncel hukuki yararın ortadan kalkmadığını ve devam ettiğini, mahkemece dava hukuki yarar yokluğundan reddedildiğini, bu durumda dava esastan değil usulden reddedildiğini, davanın usulden reddi halinde ancak maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini bildirerek kararın kaldırılarak...

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Dava, 102 ada 63 parsel sayılı taşınmazın üzerinde bulunan muhdesatın "..."a aidiyetinin tespiti isteğine ilişkindir. 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14/son maddesi gereğince 01.02.2013 tarihinde yürürlüğe giren Yargıtay Büyük Genel Kurulunun Hukuk Dairelerinin iş bölümünü düzenleyen 21.01.2013 tarihli ve 2013/1 sayılı Kararı uyarınca ve davanın açıklanan niteliği itibariyle temyiz inceleme görevi Yargıtay 8. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden Yargıtay 8. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 12.06.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

            Arazi üzerindeki mülkiyet, kullanılmasında yarar olduğu ölçüde, üstündeki hava ve altındaki arz katmanlarını da kapsar. Bu mülkiyet kapsamına, yasal sınırlamalar saklı kalmak üzere kalıcı yapılar, bitkiler ve kaynaklar da girer (TMK mad. 718). 22.12.1995 tarihli ve 1/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nda da vurgulandığı gibi Eşya Hukukunda, muhdesattan, bir arazi üzerinde kalıcı yapı ve tesisler ile bağ ve bahçe şeklinde dikilen ağaçları anlamak gerekir. Muhdesat, şahsi bir hak olup (TMK mad. 722, 724 ve 729), sahibine arazi mülkiyetinden ayrı bağımsız bir mülkiyet veya sınırlı bir ayni hak bahşetmez. Taşınmaz üzerindeki kalıcı yapı, ağaç gibi bütünleyici parça niteliğindeki muhdesatların taşınmazın arzından ayrı bir mülkiyetinin varlığından söz edilemez. Ne var ki; çoğun içinde azda vardır kuralı gereğince, muhdesatın mülkiyetinin aidiyetinin tespiti isteğinin, muhdesatın tespitini de kapsadığı kabul edilmelidir....

            UYAP Entegrasyonu