WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı,18.06.1990 tarihli köy bağış senedine, kadastro tutanağındaki muhdesat kaydına ve zilyetliğe dayanmıştır. Davalı, senetteki imzayı inkarla davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, öncesi tapusuz taşınmazın zilyetliğinin davacıya devredilmediği gerekçesiyle tapu iptal tescil talebini reddetmiştir. Bilindiği üzere olay ve olguları taraflara hukuki nitelendirme mahkemeye aittir (6100 sayılı HMK 33.madde). Dava konusu taşınmaz 2008 tarihinde yörede kadastro çalışmaları sırasında öncesinde tapusuz olan taşınmaz hakkında irsen intikal ve zilyetlik sebebiyle davalı adına tespit edilmiş ve üzerindeki evin davacıya ait olduğu beyanlar hanesine şerh düşülerek yapılan tespit itiraz edilmeyerek kesinleşmiştir. Davacı, 3402 sayılı Yasanın 12/3 maddesi uyarınca hak düşürücü süre içinde tapu iptal ve tescil davasını açmıştır....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapusuz taşınmaz tescili KARAR Taraflar arasındaki uyuşmazlık TMK.nun 722 ve takip eden maddeleri uyarınca muhdesat değerinin arsa değerinden fazla olması nedeniyle muhik tazminat karşılığı taşınmaz tesciline ilişkin bulunduğuna, mahkemece uyuşmazlık bu şekilde nitelendirilerek çözüme kavuşturulduğuna göre, Yargıtay Başkanlar Kurulunun 26.01.2012 tarih ve 1 sayılı Kararı ile hazırlanıp Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 09.02.2012 tarih 1 sayılı Kararı ile aynen kabul edilen ve 18.02.2012 tarih 28208 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yüksek Yargıtay ( 14. ) Hukuk Dairesine ait olmakla gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 20.11.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      Somut olaya gelince; davalı ... vekili ve bir kısım davalılar, dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan muhdesatların bir kısım tapu maliklerine ait olduğunu ileri sürmüş olmasına rağmen mahkemece muhdesatın aidiyeti davası açmak için süre verilmediği anlaşılmaktadır....

        Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılır. Somut olaya gelince; dava konusu 403 ada 19 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan ahşap evin ... ait olduğu tapu kaydındaki muhdesat şerhinden anlaşılmaktadır. Bu nedenle ahşap evin aidiyeti konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Ancak davalılar ... ve ...'nın yargılama sırasında dava konusu taşınmazın üzerindeki çeşitli cins ve sayıdaki ağacın kendilerine ait olduğu gerekçesiyle Şebinkarahisar Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/440 Esas sayılı dosyasında muhdesatın aidiyeti davası açtıkları anlaşılmaktadır....

          Somut olaya gelince; davalı ... ve arkadaşları tarafından, muhdesat iddiası ileri sürülmüş olup, muhdesat iddiasının kabul edilip edilmediği hususunda tarafların beyanlarının alınmadığı gibi muhdesat iddiasında bulunan davalılara da muhdesatın aidiyeti davası açmak için süre verilmediği anlaşılmaktadır....

            Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etme ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir. Somut olaya gelince; bir kısım davalılar vekili, dava konusu taşınmaz üzerinde müvekkillerine ait ev, müştemilat, ağaç vb. muhdesatlar bulunduğunu belirterek bu muhdesatların aidiyeti hususunda dava açmak üzere süre verilmesini talep etmiş; ancak mahkemece, 16.03.2015 tarihli heyet bilirkişi raporunda değeri ve kime ait olduğu açıkça belirtilen bu muhdesatların aidiyeti hususunda herhangi bir değerlendirme yapılmadığı gibi bir kısım davalılar vekiline de bu hususta dava açmak üzere süre verilmeksizin işin esası hakkında hüküm kurulmuştur....

              Somut olaya gelince; Davacı ... vekili, dava konusu 357 ada 5 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan muhdesatın müvekkiline ait olduğunu ileri sürmüş olup, davalı kayyumu vekilinin muhdesat iddiasını kabul edip etmediğine dair beyanı alınmadığı gibi davacı vekiline de muhhdesatın aidiyeti davası açmak için süre verilmediği anlaşılmaktadır....

                Aynı yerle ilgili hem tescil hem de muhdesat aidiyeti tespiti kararı verilemez, Dava konusu muhdesatların bulunduğu yerlerin, tescil davasına konu yer ile aynı yer olduğu belirlenmişse; bu nizalı taşınmaz hakkında tescil kararı verilir ise bu durumda muhdesatın tespiti davasında hukuki yarar kalmaz ve yahutta da tescil davası reddedilirse ancak bu halde muhdesatın tespiti kararı verilebilir. Mahkemece açılan tescil davası değerlendirilmek suretiyle tescil davası kabul edilirse eldeki davanın konusu kalmadığı değerlendirilip tartışılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde tescil davasının sonuçlanması beklenmeden karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar ... vekili ve ......

                  Somut olaya gelince; yargılama sırasında davacı, dava konusu taşınmaz üzerinde muhdesatlarının bulunduğunu iddia etmiş, davalı ise davacının muhdesatların kendisine ait olduğu hususunda delil sunamadığını savunmuştur. Muhdesatın aidiyeti hususunda uyuşmazlık olduğu anlaşıldığından, mahkemece muhdesat iddiasında bulunan davacıya asliye hukuk mahkemesinde muhdesatın aidiyeti davası açması için süre verilmesi gerekirken, bu hususun ortaklığın giderilmesi davası içerisinde çözülmeye çalışılması ve muhdesat konusunda karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, 08.07.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi....

                    Davacı vekili, dava konusu 495 ada 9 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki ortaklığın satış yoluyla giderilmesini talep etmiştir. Bir kısım davalı, dava konusu taşınmaz üzerindeki ortaklığın aynen taksim, mümkün olmaması halinde satış yoluyla giderilmesini istemiş; davalı ... davanın reddini savunmuş; davalılar ..., ..., ..., ..., ... ve ... dava konusu taşınmaz üzerinde kendilerine ait daire ve dükkan olduğunu beyan ederek muhdesat iddiasında bulunmuştur. Mahkemece, davanın kabulüne ve dava konusu taşınmaz üzerindeki ortaklığın satış yoluyla giderilmesine karar verilmiştir. Hükmü, davalılar ... ve ... temyiz etmiştir. Paydaşlığın (ortaklığın) satış yoluyla giderilmesi halinde dava konusu taşınmaz üzerinde bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçalar (muhdesat) varsa bunların arzla birlikte satılması gerekir....

                      UYAP Entegrasyonu