Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

KTK Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı vekili 24.02.2015 tarihli dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği ...köyünde bulunan bir adet taşınmazın kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının davacılar yararına oluştuğunu iddia ederek, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmüne göre davacılar adına tescilini istemiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazın tesciline ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1983 yılında yapılan tapulamada çekişmeli taşınmazın bulunduğu yer tescil harici bırakılmıştır....

    "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Davacı tarafça genel kadastro ile oluşan tapu kaydının iptali ve tescil istemi ile tapu kaydına dayanılarak açılan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ : Dava konusu ... Köyü çalışma alanında bulunan 186 ada 9 parsel sayılı 10866.49 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, tapu kaydı nedeniyle 6 pay kabul edilerek 4 payı ..., 2 payı ... adına tespit ve tescil edildikten sonra Şükrü Aydın payını 20.4.1992 tarihinde eşi davalı ...’a, ... ise 03.09.1998 tarihinde davalı ...’a satmış, 27.3.1995 tarihinde taşınmazın 5252 metrekare olan yüzölçümü 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 41. maddesi gereğince 10866.49 metrekare olarak düzeltilmiştir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tescil (Tapusuz Taşınmaz Tescili) K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık, orman araştırması gerektiren tescil istemine ilişkirdir. Yargıtay Başkanlar Kurulunun 10.01.2020 tarihli ve 1 sayılı kararı ile hazırlanan, 23.01.2020 tarihli ve 2020/1 sayılı karar ile Yargıtay Büyük Genel Kurulunca kabul edilip, 28.01.2020 tarihli ve 31022 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak 01.02.2020 tarihinde yürürlüğe giren Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (16.)...

        İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili 22/01/2021 tarihli istinaf başvuru dilekçesinde özetle; 1- İlk derece mahkemesinin, ilgili kararını kesin olarak verdiğini, ancak, kesin olarak verebilecek kararların kanunda tahdidi olarak sayıldığını, işbu davanın, terditli olarak açılan tapu iptal ve tescil, kabul görmemesi halinde de alacak istemine ilişkin olduğunu, ilk derece mahkemesinin tapu iptal ve tescil taleplerini incelemeye dahi almadığını, işbu davaya ilişkin bildirdikleri hiçbir delilin toplanmadığını, keşif ve bilirkişi incelemesi yapılıp, taşınmazın değerinin dahi belirlenmediğini, 2- Davaya konu taşınmazın zilyetliğin devri ve satış sözleşmesi tarihinde tapusuz bir taşınmaz olduğunu, dosya arasına alınmasını talep ettiklerini, tapu ve kadastro kayıtları ile ispat edildiğini, hal böyleyken tapusuz taşınmazların zilyetliğinin devrine ilişkin harici devir ve satış sözleşmeleri uyarınca satışın geçerli olacağı Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararı ve yine seri içtihatları uyarınca kabul edildiğini...

        Düzenlemeye göre, geçerli bir hukuki sebebe dayanmayan tescil yapılmış veya başlangıçta geçerli sebebe dayalı bir tescil olmasına rağmen sonradan geçersiz hale gelmiş ve bu şekli ile gerçek hak durumuna uymayan bir durum oluşmuşsa "yolsuz tescil" söz konusudur. Öte yandan, TMK'nın 1015. maddesine göre, “Tescil, terkin ve değişiklik gibi tasarruf işlemlerinin yapılabilmesi, istemde bulunanın, tasarruf yetkisini ve hukuki sebebi belgelemiş olmasına bağlıdır.” Tapu kütüğündeki tescil veya terkin işlemleri geçerli bir hukuki nedene dayanmıyorsa veya TMK'nın 1015. maddesindeki düzenlemeye gereği istemde bulunan gerçek hak sahibi değilse veyahut tescil dışı kazanma halleri söz konusu olup da, tapu kütüğüne açıklayıcı tescil yapılmamışsa gerçek hak sahipliği ile tapu sicili birbirine uymaz ve tapu sicili yolsuzlaşır. Yolsuz tescil en yalın anlatımı ile gerçek hak durumunu yansıtmayan tescildir. Geçerli bir hukuki sebepten yoksun yada sakat olan tescil baştan itibaren yolsuz tescildir....

        Mahkemece, dava konusu tapusuz taşınmazın 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 16. maddesine göre, Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu, özel mülkiyete elverişli bulunmadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm, süresinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava konusu tapusuz taşınmaz 09.06.2000 tarihinde yapılan kadastro çalışmasında paftasında yol olarak gösterilmiştir. Bitişikte bulunan dava dışı 151 ada 44 parsel tapu memuru huzurunda davacı tarafından resmi satışla 24.12.2007 tarihinde satın alınmıştır. Söz konusu parsel kadastro yoluyla 25.01.2001 tarihinde bayii adına tescil edilmiştir. Bilindiği üzere ve kural olarak, çap iktisap edenin mülkiyet ve zilyetliği çap kaydı kapsamı ile geçerlidir. Bu nedenle, davacı bayiinin haklarına dayanamaz. Ayrıca, Dairenin yerleşmiş inançlarına göre, odun yığmak, tarım aletlerini koymak, ekonomik amaca uygun zilyetlik olmadığından, bu nedenle de davanın dinlenme olanağı yoktur....

          Zilyetliğin konusu taşınır, taşınmaz mallar ve haklardır. Taşınmaz mal tapulu olabileceği gibi, tapusuz da olabilir. Tapusuz taşınmazlarda zilyetliğin ayrı bir önemi ve işlevi bulunmaktadır. Tapuda kayıtlı taşınmazlarda tapu sicili mülkiyete karine teşkil ettiği halde tapusuz taşınmazlarda zilyetlik mülkiyetin karinesidir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 15.02.2012 tarih, 2011/20-714 Esas, 2012/78 Karar) 3.3. Değerlendirme 2009 yılında yapılan kadastro sonucunda, dava konusu Malatya ili, Darende ilçesi, Yazıköy köyü çalışma alanında bulunan 177 ada 9 parsel sayılı 6270,97 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı ... adına tespit ve tescil edilmiştir. Dosya içeriğine, toplanan delillere, Bölge Adliye Mahkemesince dayanılan yasal ve hukuksal gerekçeye göre, (IV/3.) numaralı paragrafta yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. VI....

            Kanunu'nun 14 ve 17. maddelerine dayalı tescil isteğine ilişkindir. Kadastroca tescil harici bırakılan yerler için açılan tescil davalarında TMK’nın 713/4 ve 5. fıkraları gereğince keşif sonucu elde edilen bilirkişinin rapor ve krokisine göre gerekli ilanların yöntemine uygun bir biçimde yapılması, ilanın yapıldığı gazete ile ilan tutanaklarının dosya arasına konulması, yasal 3 aylık sürenin dolmasının beklenilmesi gerekir. Mahkemece yasal ilanlar yapılmadan yazılı olduğu şekilde davanın esası hakkında karar verilmesi isabetsizdir. Kabule göre de; dava, tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkin olmasına rağmen tapu iptal ve tescil kararı verilerek infazda tereddüt yaratılması da isabetsiz olup davalı ... temsilcisinin temyiz itirazları açıklanan nedenle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 11.11.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              -KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, özellikle tapusuz taşınmazların temliklerinde şekil koşulu aranmadığı, mülkiyetin zilyetliğin devri ile geçtiği, görünüşteki sözleşmenin tarafların gerçek iradelerine uymayıp muvazaalı olsa dahi, tarafların gerçek iradelerine uygun gizli sözleşmede şekil koşulu bulunmadığı gözetilerek, tapusuz taşınmaz malların temliklerinde muris muvazaası nedeniyle temlikin iptaline karar verilemeyeceği saptandığına göre, davacının temyiz itirazı yerinde değildir. Reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA,19.4.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                Davacı kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak iptal ve tescil isteğinde bulunmuştur. Tüm parsellerin kadastro tutanakları üzerinde yapılan incelemede belgesizden Haydar ve Mustafa adına tespit ve tescil edildikleri anlaşılmıştır. Yani dava konusu tüm parsellerin kadastrodan önce tapusuz yerler olduğu saptanmıştır. Tapusuz taşınmazlar taşınır (menkul) niteliğinde olup bu tür taşınmazlar hakkında muvaaza iddiası ileri sürülemez ve dinlenemez. Muvazaa iddiası BK.18. maddesi gereğince tapulu taşınmazlar hakkında söz konusu olur ve ileri sürülebilir. Somut olayda muvaaza iddiası dinlenemez....

                UYAP Entegrasyonu