Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hukuk Dairesi iş bölümünün 2. maddesinde; "Tapulu taşınmazlar hakkında, TMK'nın 713/2. maddesine dayanılarak açılan tapu iptal ve tescil davaları sonucu verilen hüküm ve kararlar," şeklindeki düzenleme yer almıştır. Bu düzenleme karşısında istinaf talebini inceleme görevi Adana Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi'ne aittir. HMK 352/1 maddesinde ''Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesince dosya üzerinde yapılacak ön inceleme sonunda incelemenin başka bir dairece yapılması gerektiği tespit edilen dosyalar hakkında öncelikle gerekli karar verilir.'' hükmü öngörülmüştür. Dairemizce yapılan ön inceleme sonucunda; Hakimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesi'nin 01/09/2021 tarihinden itibaren geçerli 431 sayılı İş Bölümü Kararı gereği, 6. Hukuk Dairesi iş bölümünün, 2. maddesinde belirtilen düzenleme nedeniyle davanın niteliğine göre, istinaf incelemesine bakma görevi 6....

Maddesine göre; Kadastro sırasında tespit harici bırakılan ve hakkında kadastro tutanağı düzenlenmeyen taşınmazlar hakkında açılan tescil davaları sonucu verilen hüküm ve kararlara ve 17. Maddesine göre; Kadastro çalışması yapılmayan alanlarda, tapusuz taşınmazlar hakkında kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak (TMK m. 713/1; 3402 sayılı Yasa m. 14,17) açılan tescil davaları ile mülkiyetinin vezilyetliğin tespiti davaları sonucu verilen hüküm ve kararlara bakma görevinin 8. Hukuk Dairesinin görevinde olduğu belirtilmiştir. Davanın niteliğine göre istinaf inceleme görevi Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesine ait olduğundan, dosyanın anılan daireye gönderilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davanın niteliğine göre istinaf inceleme görevi Antalya Bölge Adliye Mahkemesinin 8. Hukuk Dairesine ait olduğundan dairemizin GÖREVSİZLİĞİNE; 2- Dosyanın Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 8....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı gerçek kişi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı gerçek kişi, 22.03.2002 tarihli dilekçesiyle, ... Köyü 1468 sayılı parselin, dedesi Şahali ... tarafından ... hediyesi olarak kendisine bağışlandığını, taşınmazın Şubat 1307 tarih ve 134 sıra numaralı tapu kaydı kapsamında olduğu gibi, 1952 yılında makiye ayrılmakla orman rejimi dışına çıkarıldığı ve 20 yıldan fazla süreyle eklemeli zilyetliklerinin bulunduğunu, Hazine adına olan tapu kaydının iptalini ve adına tapuya tescilini istemiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı gerçek kişi tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, tapu iptal tescile ilişkindir....

    Somut olayda; davacılar ölüm ve tapu kütüğünden malikin kim olduğunun anlaşılamaması nedenlerine dayanılarak iptal ve tescil isteğinde bulunulmuştur. 118 parselin dava konusu 5/24 payı 7.1.1936 tarih 5 ve K.Evvel 1926 tarih 70 sıra nolu tapu kayıtları kapsamında kaldığı belirtilerek tapulama yoluyla 21.10.1958 tarihinde “...l oğlu mirasçıları” adına tespit edilmiş, itiraz edilmeksizin kesinleşerek 16.2.1961 tarihinde tapu sicili oluşmuş, sonradan ifraz görerek 2436 parsel oluşmuştur. Malikin tapu kütüğünden anlaşılamaması hali; taşınmaz malın sahibinin kim olduğunun bilinmesine yarayacak gerekli bilginin tapu sicilinden çıkarılmasının imkansız olmasıdır (HGK.nun 10.4.1991 tarih 1991/8-51 esas, 194 karar sayılı ilamı)....

      Yerel mahkeme; 6292 sayılı Kanun hükümlerine göre davalıya yapılan satış işleminin idari işlem niteliğinde olduğu, bahsi geçen idari işlemin idari yargı yerinde iptal edilmediği, tapu kaydının dayanağı olan idari işlemin hukuki geçerliliğini koruduğu, dava konusu taşınmazın sicil dayanağı olan idari işlem iptal edilmeden tapu iptali ve tescil davasının dinlenemeyeceği, bu yönüyle davalı adına yapılan tescil işleminin mevzuata uygun olduğu, 6292 sayılı Kanun gereği satış işlemi nedeniyle tapu kaydı oluşturulduktan sonra tapu iptal ve tescil istemi ile açılan davanın dinlenme olanağının da bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine, tapulu taşınmazlara karşı açılacak davalarda dava ve taraf ehliyeti ve davalı sıfatı (pasif husumet) taşınmazın malikine ait olacağı ve çekişmeli taşınmazın davalı T3 adına kayıtlı olduğu, davalı Maliye Hazinesinin taraf sıfatı bulunmadığı gerekçesiyle T5ne açılan davanın ise pasif husumet yokluğundan reddine karar vermiştir....

      Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek; dosya incelendi, gereği düşünüldü: KARAR Davacı vekili, dava konusu 270 parselde kayıtlı taşınmazın 1950 yılından bu yana vekil edeninin zilyetliğinde bulunduğunu açıklayarak taşınmazın.... adına olan tapu kaydının iptali ile vekil edeni adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalı Kayyım vekili, taşınmazın idare ve temsili için kayyım tayin edildiğini, davacı hakkında ecrimisil tahakkuk ettirildiğini açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece, davanın reddine karar verilmesi üzerine hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamalar ve dosya kapsamına göre dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik ve TMK'nun 713/2. maddesine dayalı olarak tapunun hukuki değerini yitirdiği gerekçesiyle açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir....

        2/B belirtmeleri terkin edilerek tescilleri aynen devam eder, aynı gerekçeyle bu nitelikteki taşınmazlar hakkında dava açılmaz, açılan davalardan vazgeçilir, açılan davalar sonucunda tapularının iptaliyle Hazine adına tesciline karar verilen, kesinleşen ve tapuda henüz infaz edilmeyen taşınmazlar hakkında da aynı şekilde işlem yapılır....

          ve araştırma sonucunda doğruluğu tespit edilmesi hâlinde; a) Tapu ve kadastro veya imar mevzuatına göre ilgilileri adına oluşturulan ve tapuda halen kişiler adına kayıtlı olan taşınmazlardan Hazine adına orman sınırı dışına çıkarıldığı gerekçesiyle tapu kütüklerine 2/A veya 2/B belirtmesi bulunan veya konulan taşınmazların tapu kayıtları bedel alınmaksızın geçerli kabul edilir ve tapu kütüklerindeki 2/A veya 2/B belirtmeleri terkin edilerek tescilleri aynen devam eder, aynı gerekçeyle bu nitelikteki taşınmazlar hakkında dava açılmaz, açılan davalardan vazgeçilir, açılan davalar sonucunda tapularının iptaliyle Hazine adına tesciline karar verilen, kesinleşen ve tapuda henüz infaz edilmeyen taşınmazlar hakkında da aynı şekilde işlem yapılır....

            Dava konusu payların davacıya devredildiğinin ileri sürüldüğü 2001 yılında taşınmazlar tapuda kayıtlı bulunmaktadır. Tapulu bir taşınmazın veya belli bir payının mülkiyetinin devrini amaçlayan sözleşmeler Türk Medeni Kanununun 706, Borçlar Kanununun 213 ve Tapu Kanununun 26.maddesi hükümleri uyarınca resmi şekilde düzenlenmedikçe geçerli değildir. Geçersiz bir tapu dışı devre dayanılarak iptal ve tescil isteğinde bulunulamaz. Bu nedenle davalı ...’e yönelik olarak açılan davanın aynı gerekçe ile reddine karar verilmesi doğrudur. Davacının tüm temyiz itirazlarının açıklanan nedenlerle yerinde olmadığından reddi ile kısmen sonucu itibariyle, kısmen de usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 17,15 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 1,25 TL’ nin temyiz edenden alınmasına 05.05.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

              Dava konusu taşınmaz 10.08.1981 tarih 47 nolu tapu kaydı ve tedavülleri uyarınca 08.10.1996 tarihinde davacı ve davalılar adına tespit edilmiş, tutanağın 11.08.1987 tarihinde itirazsız olarak kesinleşmesi ile davacı ve davalılar adına paylı olarak tapuya tescil edilmiştir....

                UYAP Entegrasyonu