Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli 109 ada 1, 109 ada 3, 109 ada 5, 110 ada 2, 110 ada 4,111 ada 1, 112 ada 3 parsel sayılı taşınmazların davalı Hazine adına olan tapu kaydının iptali ile davacı ... ve ... adlarına 1/2’şer hisse ile tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekilinin temyizi üzerine, Dairemizin 17.6.2020 tarih ve 2016/16096-2020/2047 Esas-Karar sayılı ilamı ile “Davanın kadastro öncesi nedene dayanılarak açılan tapu iptali ve tescil davası olduğu, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde yer alan düzenlemeye göre kadastro tespitinin kesinleşmesinden itibaren 10 yıl geçtikten sonra "kadastrodan önceki nedenlere" dayanılarak dava açılamayacağı, somut olayda çekişmeli taşınmazlar kadastro tespitleri 01.10.1997 tarihinde hükmen kesinleşerek tapuya tescil edilmiş olduklarına göre, kadastro tespitinin kesinleştiği tarih ile dava tarihi olan 26.04.2014 tarihi arasında 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olduğu belirtilerek Mahkemece...

    Somut olayda, gerek ilk derece mahkemesince, gerekse Bölge Adliye Mahkemesi tarafından uyuşmazlık ölünceye kadar bakma akdine dayalı muris muvazaası hukuksal nedeni ile tapu iptali ve tescil isteği olarak nitelendirilmiş ve gerekçelendirilmiştir. Mirasbırakan tarafından dava konusu taşınmazlardaki payların tamamının satış suretiyle davalıya devredildiği gözetildiğinde yapılan bu nitelendirme ve gerekçenin isabetli olmadığı açıktır. Diğer yandan, dosya içeriği, toplanan deliller ve özellikle dava dilekçesinin içeriğinden, davacıların sadece tapu iptali isteğinde bulunduğu, tescil yönünden bir talepleri olmadığı anlaşılmaktadır. Hemen belirtmek gerekir ki; tapu kaydına veya zilyetliğe dayanılarak açılan bir iptal davasında, ayrıca tescil isteğinde bulunulmamış olması iptal davasının reddi için başlı başına bir sebep teşkil etmez....

      İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre, tapulu 2/B alanlarına ilişkin olarak 6292 sayılı Kanunun 7. maddesinin; "İlgililer tarafından idareye başvurulması ve idarece bu başvuru üzerine veya re'sen yapılan inceleme ve araştırma sonucunda doğruluğu tespit edilmesi hâlinde;" şeklinde başlayan birinci fıkrasının (a) bendinde; "tapu ve kadastro veya imar mevzuatına göre ilgilileri adına oluşturulan ve tapuda halen kişiler adına kayıtlı olan taşınmazlardan Hazine adına orman sınırı dışına çıkarıldığı gerekçesiyle tapu kütüklerine 2/A veya 2/B belirtmesi bulunan veya konulan taşınmazların tapu kayıtları bedel alınmaksızın geçerli kabul edilir ve tapu kütüklerindeki 2/A veya 2/B belirtmeleri terkin edilerek tescilleri aynen devam eder, aynı gerekçeyle bu nitelikteki taşınmazlar hakkında dava açılmaz, açılan davalardan vazgeçilir, açılan davalar sonucunda tapularının iptaliyle Hazine adına tesciline karar verilen, kesinleşen ve tapuda henüz infaz edilmeyen taşınmazlar hakkında...

        İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre, tapulu 2/B alanlarına ilişkin olarak 6292 sayılı Kanunun 7. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde; "tapu ve kadastro veya imar mevzuatına göre ilgilileri adına oluşturulan ve tapuda halen kişiler adına kayıtlı olan taşınmazlardan Hazine adına orman sınırı dışına çıkarıldığı gerekçesiyle tapu kütüklerine 2/A veya 2/B belirtmesi bulunan veya konulan taşınmazların tapu kayıtları bedel alınmaksızın geçerli kabul edilir ve tapu kütüklerindeki 2/A veya 2/B belirtmeleri terkin edilerek tescilleri aynen devam eder, aynı gerekçeyle bu nitelikteki taşınmazlar hakkında dava açılmaz, açılan davalardan vazgeçilir, açılan davalar sonucunda tapularının iptaliyle Hazine adına tesciline karar verilen, kesinleşen ve tapuda henüz infaz edilmeyen taşınmazlar hakkında da aynı şekilde işlem yapılır....

          Dava dilekçesinde talep gerekçesinin açıkça “...Maliki tapu kütüğünden anlaşılamayan...” hukuki sebebine dayanması nedeniyle bu yönde inceleme yapılarak karar verilmiştir. Nitekim ön inceleme tutanağında da uyuşmazlık konusu bu şekilde tespit edilmiştir. Her iki davalı yönünden ret sebepleri farklı olduğundan ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesine karar verilmiştir. HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik ve TMK'nin 713/2. fıkrasında düzenlenen “...Maliki tapu kütüğünden anlaşılamayan...” hukuki sebebine dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir. Hakimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesi'nin 01/09/2021 tarihinden itibaren geçerli 431 sayılı İş Bölümü Kararı gereği, 6. Hukuk Dairesi iş bölümünün 2. maddesinde; "Tapulu taşınmazlar hakkında, TMK'nın 713/2. maddesine dayanılarak açılan tapu iptal ve tescil davaları sonucu verilen hüküm ve kararlar," şeklindeki düzenleme yer almıştır....

          Bunun dışında tapulu taşınmazların TMK'nın 706, TBK'nın 237, 2644 sayılı TK'nın 26. maddesi gereğince alım ve satımları resmi şekilde yapılmadığı sürece hukuken geçerli bir sonuç doğurmayıp, alıcıya herhangi bir hak bahşetmez, TMK'nın 713/1. maddesine dayalı istek hakkında da hiç şüphesiz olumlu bir sonuç doğurmaz. Yani, tapulu taşınmazların kazanmayı sağlayan zilyetlikle edinilmesi mümkün değildir. Sadece bunun tek istisnasını TMK'nın 713/2. fıkrasında yer alan hukuki sebeplere dayalı olarak açılan davalar oluşturmaktadır. Açıklanan hukuki olgular ışığı altında somut olaya gelince; dava konusu taşınmazın; 6.11.1970 tarihinde yapılan tapulama çalışmalarında, bağ vasfında, senetsizden, ceddinden intikalen ve taksimen zilyet olan ... adına tespit edilerek, 26.3.1971 tarihinde kesinleştiği, 13.7.2009 tarihinde yapılan intikal ve taksim işlemleri ile davalı ... adına tescil edildiği ve 11.11.2014 tarihinde satış yolu ile diğer davalı ...'a devredildiği, kayıt maliki ...'...

            Hukuk Dairesi         2019/4517 E.  ,  2019/7132 K."İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Tapu İptali Ve Tescil DOSYANIN DAİREYE GELİŞ TARİHİ: 22/07/2019 K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık, anlaşmalı boşanma protokolüne dayalı tapu iptal-tescil isteğine ilişkin olup, Yargıtay Başkanlar Kurulunun 11.01.2019 tarihli ve 1 sayılı kararı ile hazırlanan, 30.01.2019 tarihli ve 2019/1 sayılı Yargıtay Büyük Genel Kurulunca kabul edilip, 31.01.2019 tarihli ve 30672 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak 01.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (2.) Hukuk Dairesinin görevi cümlesinden bulunmakla, dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 03/09/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

              "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL KANUN YOLU : TEMYİZ Davacı tarafça genel kadastro ile oluşan tapu kaydının iptali ve tescil istemi ile tapu kaydına dayanılarak açılan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtayca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ : Dava konusu 236 ada 27 ve 28 parsel sayılı 18257,19 ve 9973,46 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, kadastro sırasında satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeni ile davalı ... ve ölü olduğu tutanağın beyanlar hanesine şerh verilerek davalı ... adlarına eşit paylarla tespit ve tescil edilmiş, 236 ada 28 parsel sayılı taşınmazın 993,35 metrekare yüzölçümündeki bölümü üzerinde 30.11.1999 tarih ve 4 sıra numaralı tapu kaydıyla ...Hatları ile Petrol Taşıma A.Ş. lehine daimi irtifak hakkı bulunduğu beyanlar hanesinde gösterilmiştir....

                eder, aynı gerekçeyle bu nitelikteki taşınmazlar hakkında dava açılmaz, açılan davalardan vazgeçilir, açılan davalar sonucunda tapularının iptaliyle Hazine adına tesciline karar verilen, kesinleşen ve tapuda henüz infaz edilmeyen taşınmazlar hakkında da aynı şekilde işlem yapılır....

                  Mahkemece, tapu sicilinde kayıtla taşınmazların zilyetlik yoluyla kazanılamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hükmün esası davacı vekili, avukatlık ücretine ilişkin bölümü ise, davalılardan ... vekili tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiştir. Dava, TMK.nun 713/2. maddesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Kural olarak, tapulu bir taşınmazın veya tapuda kayıtlı bir payın kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla edinilmesi mümkün değildir. Ancak, kanunun açıkça izin verdiği ve düzenlediği ayrık durumlarda tapulu bir yerin veya tapuda kayıtlı bir payın koşulları oluştuğu takdirde kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla edinilmesi mümkün olabilir. Kanunun açıkça izin verdiği hallerden biri de TMK.nun 713/2. maddesindeki düzenlemelerdir....

                    UYAP Entegrasyonu