Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/59 Esas 2019/1148 Karar sayılı karar ilamının kaldırılmasını ve talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir. Dava harici satış işlemine dayalı tapu iptal ve tescil veya tazminat isteğinden ibarettir. HMK'nun 355.maddesi gereğince istinaf incelemesi; belirtilen istinaf sebepleri ve kamu düzeni ile ilgili konularla sınırlı olarak yapılmıştır. Bilindiği üzere; Tapulu bir taşınmazın mülkiyetinin devrini öngören her türlü sözleşmelerin resmi şekilde yapılması geçerlilik koşuludur (743 sayılı Kanunun 634.; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu m. 706; Borçlar Kanunu m. 213; Tapu Kanunu m. 26; 1512 sayılı Noterlik Kanunu m. 60). Tapuda kayıtlı bir taşınmazın mülkiyetini devir borcu doğuran ve ancak Kanunun öngördüğü biçim koşullarına uygun olarak yapılmadığından geçersiz bulunan sözleşmeye dayanılarak açılan bir cebri tescil davası kural olarak kabul edilemez....

Somut olayda davacılar tarihsiz harici satım sözleşmesine dayanarak tapu iptal ve tescil isteminde bulunmuştur. Dava konusu taşınmazların bulunduğu.... tapulama işlemleri 1962 yılında yapılmış, dava ise 28.06.2013 tarihinde açılmıştır. Tespitin kesinleştiği günden dava tarihine kadar 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3 maddesinde yazılı 10 yıllık hak düşürücü süre geçmiş bulunmaktadır. Bu açıklamalar karşısında kadastro yoluyla oluşan kesinleşmiş sicile karşı harici satım sözleşmesine dayalı tapu iptal ve tescil talebinin reddine karar verilmelidir. Ayrıca davacının .... maddesi hükmü uyarınca zilyetliğe dayalı tapu iptal tescil talebine gelince; dava konusu payın davacıların ve davalıların kök muris.... ait olduğu, harici satış sözleşmesinin davacıların murisi.... ile davacıların ve davalıların kök murisi .... arasında yapıldığı anlaşılmıştır....

    Mahkemece, (ilk kararda) davacıların tapu maliklerinin ölümünden doğan zilyetlik nedenine değil, harici satım sözleşmesi ve zilyetliğe dayalı tapu iptali ve tescil davası açtıklarını, tapulu taşınmazların haricen satışı geçerli olmadığı ve hukuken geçerli bir sonuç doğurmayacağından TMK'nin 713/2 maddesinde öngörülen olağanüstü zamanaşımı koşulları oluşmadığı gerekçeleriyle asıl dava ve birleşen davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiş, dairenin 11/06/2014 tarihli ve 2015/7532 Esas, 2015/12939 Karar sayılı ilamı ile '.. davada TMK'nin 713/2. maddesinde yer alan “ölüm” sebebine dayanıldığı ve harici satış senetlerinin sadece zilyetliğin başlangıç tarihine işaret ettiği göz önünde bulundurularak, iddia ve savunma doğrultusunda toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, uyuşmazlık hatalı nitelendirilmek suretiyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.” gerekçesi...

      ın sözleşmeye mühür bastığı, sözleşmede iki şahit imzası haricinde az yukarıda açıklanan şekilde muhtar ve ihtiyar heyeti imzalarının bulunmadığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca dava konusu senedin geçerliliğinden bahsedilemez. Aynı şekilde, tapuda kayıtlı taşınmazların harici satışı TMK'nun 706, 6098 sayılı TBK'nun 237, 818 sayılı BK'nun 213, 2644 sayılı Tapu Kanunu'nun 26 ve Noterlik Kanunu'nun 60 ve 89. maddeleri gereğince resmi şekilde yapılmadıkça hukuken geçerli bir sonuç doğurmaz ve satın alana herhangi bir hak bahşetmez. TMK'nun 706. maddesinde öngörülen resmi şekil bir ispat şartı olmayıp bir geçerlilik şekil şartıdır. Bu sebeple resmi memur önünde yapılmayan harici satış senetlerine değer verilemez ve buna dayalı olarak iptal ve tescil isteğinde bulunulamaz....

        Mahkemece tapulu taşınmazın haricen satışının hukuken geçerli olmadığı, ancak haricen satışa dayalı olarak taşınmazın 20 yıldan daha fazla bir süredir davacı tarafca kullanılmasının tapunun hukuken kıymetini yitireceği davacıların zilyetliğinin malik sıfatıyla olduğu gerekçe gösterilmek suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş isede yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmadığı gibi varılan sonuç ve davanın nitelendirilmesi dahi dosya kapsamına uygun bulunmamaktadır. Tapuda kayıtlı taşınmazın satışına ilişkin yazılı sözleşmelerin resmi biçimde yapılmamasından dolayı hukuken geçerli olmadığı (TMK. md.706, TBK md.237, Tapu kanunu md.26 ve Noterlik kanunun md.60) tartışmasızdır. Bu nedenle geçerli sözleşmelerde olduğu gibi taraflarına hak ve borç doğurmayacağından taraflara verdiklerini haksız iktisap kurallarına göre isteyebilirler....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAZMİNAT -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre dava; taşınmazın harici olarak satışına ilişkin sözleşmeye dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tazminat istemine ilişkindir. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 24.01.2014 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 29.01.2014 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 01.02.2014 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 14.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hal böyle olunca, yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE,9.6.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. .......

            Asliye Hukuk Mahkemesi'nde 1983/352-334 Esas ve Karar sayılı dava dosyasında görülen dava sonucunda taşınmazın tapu kaydının iptali ile ... adına tesciline karar verilip, hükmün kesinleşerek tapu kaydının oluştuğu, davada kayıt maliklerinin Avukat ... tarafından temsil edildiği, ardından intikal suretiyle 17.03.2011 tarihinde davalılar ..., ..., ... ve ... adlarına sicil oluştuğu anlaşılmaktadır. 1-Dava; tapu dışı satışa dayalı tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde satış bedelinin güncellenerek ödenmesi isteğine ilişkindir....

              Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılması için Mahkemece, öncelikle, bir başka fen bilirkişisinden rapor alınmak suretiyle taşınmazın tescil harici alan da mı yoksa tapulu başka bir parsel sınırları içerisin de mi kaldığı tespit edilmeli; taşınmaz bölümünün tescil harici alanda kalmadığının belirlenmesi halinde, davanın TMK 713. maddesine göre açılan tescil davası olarak değil tapu iptali ve tescil davası olarak yürütülmesi gerektiği gözetilerek, tapu kaydının kim adına, ne şekilde, ne vasıfla ve ne zaman oluştuğu, pasif husumet ehliyetinin mevcut olup olmadığı ve dava tarihi itibariyle hak düşürücü sürenin geçip geçmediği belirlenmeli; taşınmaz bölümünün içerisinde kaldığı tapulu taşınmazın maliklerinin davada taraf olarak yer almadıklarının anlaşılması durumunda, davayı kayıt maliklerine yöneltmesi için davacıya süre ve imkan tanınmalı; ayrıca yöreye ait en eski tarihliden itibaren tüm memleket haritalar ve hava fotoğraflarının tamamı ile varsa amenajman planı ve komşu parsellere ait...

                Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Taraflar arasındaki satım sözleşmesine konu taşınmazın tapulu olduğu yönünde bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Tapulu taşınmazın satışına ilişkin sözleşme resmi biçimde yapılmadığından hukuken geçersizdir. (MK.705, BK.213, Tapu K.26 ve Noterlik K.60 maddeleri).O nedenle geçerli sözleşmelerde olduğu gibi taraflarına hak ve borç doğurmaz .Resmi şekilde yapılmayan sözleşmelerdeki ceza-i şartta geçersizdir. Mahkemenin kabulü de bu doğrultuda olup ilke olarak doğrudur. Ne varki geçersiz sözleşmelerde 2009/7888-2010/207 taraflar aldıklarını birbirlerine iade ile yükümlüdür. Ancak bu tip sözleşmede alıcı iyiniyetli zilyet durumundadır. TMK 994....

                  Bu nedenle davacı tarafın resmi memur önünde yapılmayan harici satış senetlerine değer verilemez ve buna dayalı olarak iptal ve tescil isteğinde bulunulamaz. Diğer yandan ... mirasçılarından bir kısmının kabulü var ise de ... terekesi elbirliği mülkiyetine tabi olup tüm mirasçıların oluru olmadan mirasçılardan bir kısmının kabulüne de değer verilemez. Mahkemece tapu iptali ve tescil isteğinin bu sebeple reddine karar verilmesi doğru olup davacı vekilinin tapu iptali ve tescil isteğinin reddine ilişkin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ne var ki, davacı tapu iptali ve tescil olmadığı taktirde bedelin uyarlanması suretiyle hüküm altına alınması isteğinde bulunmuştur. Terditli açılan bu davada tapu iptali ve tescil isteği açıklanan nedenlerle yerinde bulunmadığına göre, bedelin uyarlanması yoluyla hüküm altına alınması gerekmektedir....

                    UYAP Entegrasyonu