Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahmut Aslan ile ... arasındaki 12.08.2009 tarihli aynı taşınmaza ilişkin satış vaadi sözleşmesinin iptali ile bu sözleşme nedeniyle tapu kaydına işlenen şerhin terkini istemlerine ilişkindir. Davalı kayıt maliki ..., davacının satış vaadi sebebiyle borçlarını ödemediğini, bu yüzden aynı taşınmazı 12.08.2009 tarihli sözleşmeyle davalı ...’e satış vaadinde bulunduğunu; davalı ..., kayıt maliki ...’ın taşınmazı kendisine satmayı vaat ettiğini, sözleşmenin de tapuya şerh edildiğini, davacının dayandığı sözleşme tapuya şerh edilmediğinden satış vaadi yapıldığını bilmediğini, açılan davanın reddini savunmuş, diğer davalılar davaya yanıt vermemişlerdir. Mahkemece, dava kabul edilmiş, 587 sayılı parseldeki davalı ...’ın 5/48 payın davacı adına tesciline, 12.08.2009 tarihli sonradan yapılan satış vaadi sözleşmesinin iptaline, bu sözleşme nedeniyle tapudaki şerhin terkinine karar verilmiştir....

    Hukuk Mahkemesinin 28.12.2006 gün ve 2006/168 - 481 sayılı kararının Yargıtay denetiminden de geçtikten sonra kesinleştiğini, 6831 Sayılı Yasanın 2/B maddesi gereğince Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı yönünde tapuya konulan şerhin yasal dayanağı olmadığını, yasal olmayan şerhin iptalini istemiştir. Mahkemece davanın kabulüne, çekişmeli ... Köyü 25670 ada 1 sayılı parselin tapu kaydının beyanlar hanesinde yer alan “6831 Sayılı Yasanın değişik 2. maddesine istinaden Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan alanda kalmaktadır” şeklindeki şerhin silinmesine karar verilmiş, hüküm davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir. Dava, tapu kaydının beyanlar hanesindeki 6831 Sayılı Yasanın 2/B madde uygulaması ile Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı yönündeki şerhin silinmesine ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce 1946 yılında yapılıp 1947 yılında kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır....

      C-İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde; davacı tarafından açılan kamulaştırmasız el atmaya dayalı tazminat davası nedeniyle söz konusu şerhin konulduğunu, davalı idarenin şerh konulması için talepte bulunduğunu, mahkemece verilen tescil kararının tapuya bildirilmesi halinde tapu sicil müdürlüğü tarafından resen terkin edilmesi gerektiğini, davalı idarenin şerhin konulmasında bir kusurunun bulunmadığını, söz konusu şerhin idari bir işlem ile terkininin mümkün olduğunu, bu nedenle açılan davanın haksız olduğunu, reddi gerektiğini, açılan davaların seri dava niteliğinde olduğunu, nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken maktu vekalet ücretine hükmedilmesinin yerinde olmadığını, kararın kaldırılmasını talep etmiştir. D-HUKUKİ SEBEP, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Dava, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 31/b maddesi gereğince taşınmazın tapu kaydına konulan şerhin terkini istemine ilişkindir....

      lll.İNCELEME ve GEREKÇE: Dava eser sözleşmesinden kaynaklana geç ve eksik ifadan kaynaklı zararların giderilmesi talebine ilişkindir. Davacı vekili, davacı ile davalı arasında 26.06.2018 tarihli araç içi yapım sözleşmesi imzalandığını, sözleşmenin ------ plaka sayılı aracın satım ve iç tasarımına ilişkin olduğu, sözleşme tutarının 153.000,00 TL olduğunu, davalı aracın satımına aracılık da ettiğini, araç 19 Haziran 2018 tarihinde teslimi gerekirken 06 Ağustos 2018 tarihinde teslim edildiğini, 47 gün geç teslimden kaynaklı davacının zarara uğradığını, zararının 47 günlük kira kaybı ve araç tasarım sözleşmesi için çekilen krediden kaynaklı fazla ödeme olduğunu, ayrıca aracın tesliminde eksiklikler olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla aracın geç tesliminden kaynaklı kira kaybı için 100 TL, fazla ödenen kredi için 11.065,92 TL ve araç içi eksiklikler için 100 TL'nin tahsilini talep etmiştir....

        Mahkemece, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, taraflar arasında yapılan satış vaadi sözleşmesi noterde yapılmadığı, adi yazılı olarak düzenlendiği, bu nedenlerle sözleşmenin geçerliliği bulunmadığı, sözleşme geçersiz olduğundan kararlaştırılan sözleşmenin fer'isi niteliğindeki cezai şartın da geçerliliği bulunmadığı, davacı vekili taleplerinin geç teslimden kaynaklı zararları olduğunu iddia etmişse de sözleşme ve ek sözleşmelere göre davacının talebinin süresinde taşınmazın teslim edilmemesinden kaynaklı tazminat olduğu, bunun da cezai şart niteliğinde olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, 11/10/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Köyü 64 parsel sayılı taşınmazın bir kısmının yörede 1948 yılında yapılan ve kesinleşen orman kadastro sınırları içinde kaldığını, davalı adına olan tapu kaydının iptali ve orman niteliği ile Hazine adına tescilini davalıların bu kısma elatmasının önlenmemsini ve tapu kaydının beyanlar hanesindeki şerhin silinmesini istemiştir. Mahkemece, davanın kabulüne, parselin (C) ile işaretli 737 m2'lik kısmının tapusunun iptali ile orman niteliğinde Hazine adına tesciline, bir kısım yönünden tapudaki "bir adet ... ağacı ...'e aittir" şeklindeki şerhin silinmesine, davalıların bu kısma elatmalarının önlenmesine karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi ve davalı Köy Tüzelkişiliği ile ... tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kalan tapu kaydının iptal ve tesciline ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede ilk orman kadastrosu 1948 yılında yapılmış ve kesinleşmiştir....

            Mahkemece, davanın, gerçeği yansıtmayan tapudaki şerhin iptaline ilişkin olduğu kabul edilerek davanın kabulüne, çekişmeli taşınmaz üzerindeki şerhin iptaline karar verilmiş ise de varılan sonuç yasal düzenlemelere uygun düşmemektedir. Çekişmeli taşınmaz üzerinde, Kadastro Müdürlüğünce 3402 sayılı Yasa'nın Ek-.... maddesi gereği kullanım kadastrosu yapılmıştır. 26.04.2012 tarihli 28275 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6292 sayılı Kanun'un .... maddesinin .... bendi ile; "Bu Kanuna göre yapılacak işlemler sonuçlanıncaya kadar .../B alanları hakkında Hazine tarafından kişiler aleyhine açılması gereken davalar açılmaz, açılmış ve devam eden davalar durdurulur." hükmü getirilmiştir. Somut olayda Hazine, 6292 sayılı Kanun'un yürürlüğünden sonra 03.07.2014 tarihinde, taşınmazın kullanıcısız olduğu iddiasıyla kullanıcı şerhinin terkini istemiyle dava açmıştır....

              Davalılar vekili, aradan geçen 5 yıllık süre içinde herhangi bir işlem yapılmadığı için tapudaki şerhin kaldırıldığını, şerhin süresinin 5 yıl olduğunu, 5 yıllık süre geçtiği için yapılan terkin işleminde herhangi bir usulsüzlük bulunmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece iddia, savunma, dosya kapsamına ve tapu kayıtlarına göre, dava dışı iki kişinin sözleşmenin tarafı olmadığı, TMK'nın 692. maddesi uyarınca kat karşılığı inşaat sözleşmelerinin geçerli olabilmeleri için tüm tapu maliklerince yapılması gerektiği, 5 yıllık süre içinde kat irtifakının tapuya tescil ettirmemiş olması yüzünden davalı arsa sahiplerinin tapu kayıtlarındaki şerhi terkin ettirmelerinde herhangi bir usulsüzlük bulunmadığı, bununla birlikte tüm paydaşları tarafından yapılmamış bir sözleşmenin tapuya şerhinin de istenemeyeceği belirtilerek, davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir....

                Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2012/147 Esas, 2012/237 Karar sayılı dosyasında davacı tapudaki şerhin terkini talebinde bulunmuştur. İş bu dava dosyanın 05.09.2012 tarihinde eldeki dava dosyası ile birleştirilmesine karar verildiği halde, mahkemece bu dava dosyası yönünden olumlu yada olumsuz bir hüküm kurulmaması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. 2-Bozma nedenine göre davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir. SONUÇ:Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle kararın BOZULMASINA, İkinci bentte açıklanan nedenle davalının temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan 7,077,20 TL. temyiz harcının istek halinde iadesine, 15.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  İlk derece mahkemesince " ....Davacının hesabında yeterli para bulunmadığı, KMH limiti müsait olduğu halde taksit tutarlarının geç ödenmesinde özleşmenin 4.maddesi hükmünde belirtilen yetki nedeniyle bu tutarların geç tahsil edilmesinde davalı bankanın kusurlu olmadığı kanaatini bildirir rapor ibraz etmiştir. Mahkememizce alınan bilirkişi raporu denetime elverişli bulunmuştur. Davacı her ne kadar maddi zararlarının oluştuğunu iddia etmişse de, maddi zarar kalemlerine yönelik dosyaya bir delil sunmamıştır. Davacının kredi tutarlarını geç ödediği bu nedenle davalı bankanın kusurunun bulunmadığı ve maddi tazminat talebinden bankanın sorumlu tutulamayacağı, davacının maddi zararlarının davalı bankanın kusurlu eyleminden kaynaklandığına yönelik dosyada delil bulunmadığından davacının taleplerini ispatlayamadığı, davacının maddi tazminat talebinin koşullarının oluşmadığı anlaşıldığından maddi tazminat taleplerinin reddine karar vermek gerekmiştir. Türk Borçlar Kanununun 58....

                  UYAP Entegrasyonu