Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Kanunu'nun 14. ve 17. maddeleri gereğince açılan, tapusuz taşınmazın tescili isteğine ilişkindir. Öncesi imar-ihyaya konu olabilecek nitelikteki taşınmazın iktisap edilebilmesi için; öncelikle taşınmazın zilyetlikle kazanılabilecek yerlerden olması, bundan sonra ise 3402 sayılı Yasa'nın 14 ve 17. maddeleri uyarınca; emek ve masraf sarfı suretiyle imar-ihya işlemlerinin tamamlanarak tarıma elverişli hale getirilmesi ve bu işlemlerin tamamlanmasından sonra kazanmayı sağlayacak zilyetlik süresinin geçmesi zorunludur. Mahkeme, davalı Hazinenin temyizine konu, bilirkişi raporunda (A) ile gösterilen bölüm üzerinde davacı lehine edinme koşullarının gerçekleştiği gerekçesiyle hüküm kurulmuştur. Ne var ki, dosya içinde bulunan ...'...

    Temyiz Nedenleri Davalı Hazine vekili, temyiz dilekçesinde; çekişmeli taşınmazın dava açılmadan önce Orman Genel Müdürlüğü’ne orman olarak ağaçlandırılması sebebiyle tahsis edildiğini, davacının bu yere yönelik ecrimisil ödeyerek Hazinenin üstün mülkiyetini kabul ettiğini ve taşınmaza hiçbir zaman asli malik olmadığını, dava konusu taşınmazın imar onayının kesinleşme tarihinin yeterince araştırılmadığını ve Mahkemece verilen kabul kararının hukuka aykırı olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir. 6. Gerekçe 6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 ve 17. maddelerine dayalı Hazine adına ihdasen oluşan tapu kaydının iptali ile davacı adına tescil isteğine ilişkindir. 6.2....

      ise ihyanın ne zaman başlayıp bitirildiği etraflıca sorulup, maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, dinlenen mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarının çelişmesi halinde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişki giderilmeye çalışılmalı; teknik bilirkişiden, keşfi takibe elverişli, krokili rapor alınmalı; ziraat mühendisleri bilirkişi kurulundan, çekişmeli taşınmaz bölümlerinin eğimini, niteliğini, toprak yapısını, bitki örtüsünü, zirai durumunu, imar-ihyaya konu olup olmadığını, olmuş ise imar-ihyaya konu olmaya başladığı ve imar-ihyanın tamamlandığı tarihi bildirir, kullanım durumunu kesin olarak belirleyen somut verilere ve bilimsel esaslara dayalı, sınırındaki tescil harici taşınmazlarla mukayeseli değerlendirilmeyi içeren, taşınmazın dört bir yanından çekilmiş fotoğraflarının eklendiği, gerekçeli ve ayrıntı rapor alınmalı; jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiden yukarıda belirtilen tarihlerde çekilmiş stereoskopik üç adet hava fotoğrafının stereoskop aletiyle incelenmesi...

        Mahallinde yapılan keşif sonrası düzenlenen ziraatçi bilirkişi raporunda, çekişmeli taşınmaz bölümleri ile taşımazların geriye kalan bölümleri arasında ayırıcı unsur bulunup bulunmadığı, taşınmazların nitelikleri ile imar- ihyaya muhtaç yerlerden olup olmadıkları, böyle yerlerden iseler imar ihyalarının hangi tarihte tamamlandığı hususunda her hangi bir değerlendirme yapılmamış; jeodezi bilirkişi raporunda taşınmaz bölümlerinin işlenmiş toprak yapısında olduğu belirtildikten sonra, imar ihya edilmiş yerlerden olmadıkları ifade edilerek, raporun kendi içerisinde çelişki oluşturulduğu halde bu çelişki giderilmemiş; yerel bilirkişi ve tanıklardan, taşınmazların niteliğine ve zilyetlik durumuna ilişkin maddi olaylara dayalı beyan alınmamış ve bazı taşınmaz bölümlerinin sınırında dere bulunduğu halde jeolog bilirkişiden rapor alınmamıştır. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak karar verilemez....

          Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazın tescili istemine ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce orman kadastrosu yapılmamış, genel arazi kadastrosu işlemi ise 1983 yılında yapılarak kesinleşmiştir. Kesinleşme tarihi ile davanın açıldığı tarih arasında 20 yıllık süre geçmiştir....

            Mahallinde yapılacak keşif sırasında yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından taşınmazın geçmişte ne durumda bulunduğu, ilk olarak ne zaman ve nasıl kullanılmaya başlandığı, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, taşınmazın imar-ihyaya konu edilip edilmediği, imar-ihyaya konu edilmiş ise ihyanın ne zaman başlayıp bitirildiği etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, dinlenen mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarının çelişmesi halinde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişki giderilmeye çalışılmalı; teknik bilirkişiden keşfi takibe elverişli, krokili rapor alınmalı; ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan taşınmazın toprak yapısı ve niteliğini, zirai durumunu, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şekli ve süresini, taşınmaz üzerindeki bitki örtüsünü, taşınmazın imar-ihyaya konu olabilecek yerlerden olması halinde imar-ihyaya konu olmaya başladığı ve imar-ihyanın tamamlandığı tarihi bildirir değerlendirmeyi ve taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş fotoğraflarını...

              ve imar-ihyanın ne zaman tamamlandığı, taşınmaz üzerindeki zilyetliğin hangi tasarruflarla, kim tarafından ne şekilde sürdürüldüğü, taşınmazın sınırlarında geçmişten bugüne kadar herhangi bir değişiklik olup olmadığı hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, mahalli bilirkişi ve tanık beyanları arasında çelişki oluştuğu takdirde, yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişkinin giderilmesine çalışılmalı; ziraat mühendisi bilirkişisinden, taşınmazın eğimini, niteliğini, toprak yapısını, bitki örtüsünü, öncesinin imar-ihya gerektiren yerlerden olup olmadığını, imar-ihya gerektiren yerlerden ise imar-ihyanın hangi tarihte başlayıp tamamlandığını, ekonomik amaca uygun zilyetliğin hangi tarihten beri hangi tasarruflar ile sürdürüldüğünü ve çekişmeli taşınmazın kullanım durumunu kesin olarak belirleyen, bilimsel verilere dayalı ve komşu taşınmazlarla mukayese edilecek şekilde rapor aldırılmalı, çekişmeli taşınmaz ve çevresinin yakın plan panoramik fotoğrafları çektirilip...

                Keşif sırasında; yerel bilirkişi ve tanıklardan taşınmazın hangi tarihten beri kimler tarafından neye istinaden zilyet edildiğine ilişkin maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, taşınmazın imar-ihyaya konu edilip edilmediği, imar-ihyaya konu edilmiş ise ihyanın hangi tarihte başlayıp ne zaman bitirildiği, etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanakları ile denetlenmeli, jeolog, jeodezi ve fotogrametri mühendisinden oluşacak uzman bilirkişiler kuruluna dava konusu taşınmazın dava tarihine göre 20 – 25 yıl öncesine ait ve iki ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik çift hava fotoğraflarının getirtilip uygulama yaptırılarak taşınmazın niteliği ile taşınmaz üzerinde imar-ihya işlemlerine başlandığı ve tamamlandığı tarih ile tarımsal amaçlı zilyetliğin başlangıç tarihi ayrı ayrı belirlenmeli, her ne kadar taşınmazın taşlık ve çalılık olması nedeniyle tescil harici bırakıldığı belirtilmiş ise de mahkemece...

                  Ancak bu yerlerin koşulları oluştuğu takdirde imar ve ihya ile kazanılması mümkündür. Buna karşılık aktif nehir, çay yatakları etki alanında bulunan yerlerin imar ve ihya ile kazanılması mümkün değildir İmar ve ihya ile edinilebilecek taşınmazın niteliği yanında, tapu sicilinde kayıtlı olmaması da gerekmektedir. Tapuda Hazine yada gerçek ve tüzel kişiler adına kayıtlı taşınmazların imar ve ihya ile kazanılması mümkün değildir. Ayrıca il, ilçe ve kasabaların imar planının kapsadığı alanlarda kalan taşınmazlar da imar ve ihya ile kazanılamazlar. Bir yerin imar ve ihya ile kazanılması için taşınmazın emek ve para sarfedilerek tarım arazisi haline getirilmesi gerekir. Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki bir taşınmazın tarım arazisi haline getirilmesi halinde imar ve ihyadan söz edilebilir. Ekime, dikime ve ürün yetiştirmeye müsait olmayan yerler ihya edilecek taşınmazlardır....

                  Dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik, imar ve ihya hukuki sebeplerine dayalı olarak TMK'nın 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve 17.maddeleri gereğince açılan, tapusuz taşınmazın tescili isteğine ilişkindir. T14'nın müzekkere cevabında; dava konusu taşınmazın bulunduğu yerin T15 Meclisinin 16.02.2007 gün ve 525 sayılı kararı ile onaylanan 1/25000 ölçekli “2023 Başkent Ankara Nazım İmar Planı” kapsamında kaldığı, 1/5000 ve 1/1000 ölçekli imar planının bulunmadığı bildirilmiştir. Dava konusu edilen taşınmazın bulunduğu yerin 2007 tarihinde imar planı kapsamına alınması nedeniyle 2007 tarihine kadar 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve 17. maddesinde öngörülen kazanma koşullarının gerçekleşmesi gerekmektedir. Mahkemece dava konusu taşınmaz bölümü üzerinde davacı taraf lehine imar ihyaya dayalı kazandırıcı zamanaşımı zilyetlik koşulları gerçekleşmediği kabul edilerek hüküm kurulmuş ise de; yapılan inceleme, araştırma ve uygulama hüküm vermeye yeterli değildir....

                  UYAP Entegrasyonu