Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı tarafından, davalı aleyhine 08.12.2006 gününde verilen dilekçe ile tapu tahsis belgesine dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 04.12.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, tapu tahsis belgesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davalı, davacı lehine tapu kayıtlarında bulunan tahsis şerhinin kendilerince terkin edildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur....

    Kanunu'nun 12/3. maddesinde tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere d...arak itiraz olunamayacağının ve dava açılamayacağının düzenlendiği, askı ilanının 30 gün yerine 29 gün süreyle bir gün eksik olarak yapılmasının, usul ve şekle ilişkin bir eksiklik olduğu ve ilanın bu şekilde yapılmasının ilanın yok hükmünde sayılmasını değil, sadece tutanağın kesinleşme tarihinin bir gün sonraya ertelenmesini gerektirdiği, somut olayda askı ilanının bir gün sonra sona ermiş olduğu kabul edilse dahi, ne askı ilan süresi içinde, ne de 10 yıllık hak düşürücü süre içinde davacı tarafından dava açılmadığına göre, taşınmazla ilgili ... tespitinin kesinleştiği ve bu haliyle davanın hak düşürücü süre yönünden reddine karar verilmesi" gereğine değinilmiştir....

      Davacının 13 parsel sayılı taşınmaza ilişkin temyizi incelendiğinde; çekişmeli taşınmazın kadastro tespitinin 1977 yılında “köy meydanı” olarak yapıldığı ve 29.11.1978 tarihinde kesinleştiği dosyaya getirtilen tapu kayıtlarıyla saptanmıştır. Davacı ise kadastro tespitinden önceki sebeplere dayalı olarak dava açmıştır. Hal böyle olunca; çekişmeli taşınmazlarının tapu kaydının oluştuğu 1978 yılından davanın açıldığı 07.09.2018 tarihine kadar 3402 sayılı Yasa'nın 12/3. maddesi uyarınca 10 yıllık hak düşürücü süre geçtiği kuşkusuzdur. 3.3.2. Davacının vergi kaydı kapsamında kalıp, yol olarak tespit harici bırakılan alanda kaldığı iddiası ile açtığı tescil davasına ilişkin temyiz itirazlarına gelince; dosya kapsamından, davacının, 13 parsel ile birlikte, vergi kaydı kapsamında kaldığını belirttiği yolun adına tescili isteminde bulunduğu anlaşılmaktadır....

        ın 08/12/2014 tarihli rapor ve krokisinde kırmızı renk ile gösterilen 135,17 m2'lik kısmının tapu kaydının İPTALİ ile iptal edilen 135,17 m2 kısmının yol olarak terkinine, önceki karar gereği müzekkere yazılmamış ise ilgili Tapu Müdürlüğüne terkin işlemi için müzekkere yazılmasına) paragrafının yazılmasına, c) Gerekçeli kararın hüküm fıkrasına ayrı bir bent olarak (Davalılarca çekilmemiş ise kabule göre fazla bloke edilmiş olduğu anlaşılan 4.224,06 TL nin varsa işlemiş mevduat faizi ile birlikte davacıya ödenmesi için ilgili bankaya müzekkere yazılmasına, belirtilen bedel davalılarca bankadan çekilmiş ise davalılardan alınarak davacı idareye verilmesine) paragrafının eklenmesine, Hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA,18/09/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Davacı dava dilekçesinde, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak dava açmakla, 29.01.2009 tarihinde Hazine adına oluşan 1063 ada 1 sayılı parselin tesciline esas alınan idari işlemin iptalini değil, idari yoldan Hazine adına oluşan 1553 sayılı parselin tapu kaydının iptalini istemektedir. Taşınmazların aynına ilişkin olarak açılan tapu iptali ve tescil davaları İdari Yargıda görülemez. Bu nedenle iddia ve savunma çerçevesinde deliller toplanarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken idari yargının görevli olduğu gerekçesiyle dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmiş olması doğru değildir. Bundan ayrı, tapu iptali ve tescil davaları; kayıt malikine, kayıt maliki ölü ve mirascılarına yöneltilerek açılır. Kayıt maliki Hazine olduğuna göre dava doğru hasma yöneltilmiştir. Ne var ki, davalı ... kayıt maliki değildir....

            Temyiz Nedenleri Davacı vekili temyiz dilekçesinde; Mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, mahiyetleri gereği tescile tabi olmayan ve özel mülkiyete konu olamayacak yerlerin tescili halinde açılacak davalarda 10 yıllık hak düşürücü sürenin uygulanmayacağını belirterek, Mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir. 3. Gerekçe 3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. 3.2....

              "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 11.05.2009 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve yol olarak terkini istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 02.02.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, davalı Hazinenin özel mülkiyetindeki 152 ada 4 ve 5 sayılı parsellerin tapu kaydının iptali ile yol olarak terkini istemleriyle açılmıştır. Davalı Hazine, aynı taşınmazlar hakkında kesin hüküm bulunduğunu, davacıların yol ihtiyaçları olmadığını, açılan davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, dava kabul edilmiştir. Hükmü, davalı Hazine temyiz etmiştir....

                Bu durumda, dava sırasında tespit tutanağının kesinleşmediği ve tespitten önceki haklara dayandığı anlaşılmakla, davanın Çubuk Kadastro Mahkemesinde bakılıp sonuçlandırılması gerekir SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince Çubuk Kadastro Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 18.04.2016 gününde oy birliğiyle karar verildi....

                  "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkini davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün duruşmalı olarak Yargıtay'ca incelenmesi, davacı idare ile bir kısım davalılar vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş ise de dosyada davetiye gideri bulunmadığından, duruşma isteminin reddi ile incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verilerek dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R - Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkini istemine ilişkindir....

                    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Dava, 1994 tarihinde yapılan kadastro tespitinden sonraki 1997 tarihli sözleşme ile haricen satın almaya dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir. Tespitten önceki nedene dayanılmamaktadır. Davanın açıklanan bu niteliğine göre Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 24.01.2014 gün ve 1 sayılı kararı ile kabul edilen Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca temyiz incemesi Yargıtay 8. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Bu nedenlerle dosyanın Yargıtay 8. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 30.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                      UYAP Entegrasyonu