Taraf teşkiline ilişkin eksiklikler giderildikten sonra, hem davacıların hem de müdahil davacının davasının ilk karardaki gerekçeler ile reddine karar verilmiş; hükmü, davacılar temyiz etmiştir. 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3. maddesinde “ Bu tutanakta belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra , kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz.” hükmü getirilmiştir. Bu hükümle kadastro tutanaklarının kesinleşmesinden sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanılarak dava açılması on yıllık süre ile sınırlandırılmıştır. Somut olayda; dava konusu taşınmazların kadastro tespitleri 1959 yılında yapılmış, itiraz edildiğinden 20.3.1981 yılında hükmen kesinleşmiştir. Davacılar, kadastro tespitinden sonra ve kesinleşmesinden önce 7.7.1969 tarihinde resmi şekilde düzenlenen satış vaadi sözleşmesine dayanarak tapu iptali ve tescil istemişlerdir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Tapu İptal ve Tescil Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Mirasbırakan tarafından davalılara yapılan bir kazandırmanın varlığı iddia edilmemiştir. Uyuşmazlık ve hüküm kadastro tespitinden önceki sebebe ve tespitten sonraki muvazaalı devirlere dayalı iptal ve tescil istemine ilişkin olup inceleme görevi Yargıtay 8. Hukuk Dairesine aittir. S O N U Ç : Dosyanın görevli Yargıtay 8. Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 26.01.2009 (Pzt.)...
DELİLLER : Tapu Kayıtları, dosyada mevcut diğer bilgi ve belgeler. İSTİNAF NEDENLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : HMK'nun 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde; Çekişmeli Kayseri İli, Sarıoğlan İlçesi, 109 ada 77 parsel sayılı taşınmazın 1998 yılında yapılan kadastro tespitinde Veli oğlu 1948 doğumlu Ali Kılıç adına tespiti yapılmış tespit 15.04.1999 tarihinde kesinleştirilerek tapuya tescil edilmiştir. Davalı 24.08.2017 tarihinde Tapuya başvurusu üzerine tapu kaydındaki "Ali" nin "Alim" olarak değiştirilmiştir. Davacı ve davalı da Veli Kılıç mirasçısı olup Ali isminde bir mirasçı bulunmamaktadır. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesinde, “Bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz.” hükmüne yer verilmiştir....
Bölge Müdürlüğünden alınan 04.08.2017 tarih ve 251910 sayılı yazıda, Beykoz İshaklı Mahallesi, Ayazma mevkiinde bulunan ve " yol olarak kullanılmak üzere Karayolları Genel Müdürlüğü adına yapılan kadastro çalışması sonucu 142 ada 1 parsel nolu taşınmaza katılmak suretiyle 5.517,18 m² olarak T8 adına tescil gördüğünün belirtildiğini, T8 tarafından 09.06.2017 tarihinde T4 adına satış yapıldığını, yapılan tescilin sehven yapıldığını 142 ada 1 parsel nolu taşınmazın krokide TH4 olarak gösterilen 2.573,05 m² lik kısmının davalılar adına oluşturulan tapu kaydının hukuki geçerliliğinin bulunmadığını, Beykoz İshaklı Mahallesinde bulunan 1 parsel nolu taşınmazın 2.573,05 m² lik kısmının davalılar adına olan tapu kaydının iptali ve bu kısmın hazine adına tapuya tesciline karar verilmesi gerektiğini, dava konusu taşınmazın devir ve temlikinin önlenmesi açısından taşınmazın hazine adına isabet eden kısmının devrinin önlenmesi için tapu kaydına tedbir konulmasına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 27.08.2009 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve yol olarak terkini istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 30.12.2009 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, dava konusu yerin kadim yol olduğu halde kadastro tespiti sırasında davalılar adına tescil edildiğini ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile yol olarak terkini isteminde bulunmuştur. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, hükmü davalı Hazine vekili temyiz etmiştir. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 388. ve 389.maddeleri gereğince hüküm fıkrasının açık olması gerekir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre dava, yol iddiasına dayalı tapu iptali ve terkin istemine ilişkindir. Davanın açıklanan bu nitelendirmesine göre, 14.02.2011 tarih ve 27846 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 09.02.2011 tarih ve 6110 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 8.maddesi ile 2797 Sayılı Yargıtay Kanununun 14.maddesinde yapılan değişiklik uyarınca, Yargıtay Başkanlar Kurulunun 11.04.2011 tarih ve 14 sayılı Kararı ile hazırlanıp, Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 12.05.2011 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 02.06.2011 tarih ve 27952 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 14.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE; Dava, umumi yol iddiasıyla açılan tapu iptali ve terkin isteğine ilişkindir. HMK’nın 355.maddesi uyarınca inceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmış, kamu düzenine aykırılık olup olmadığı ise re'sen gözetilmiş ayrıca; HMK'nın 357. maddesindeki "İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemez ve istinafta yeni delillere dayanılamaz" kuralı nazara alınmıştır....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Dava kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptal ve tescili istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 3402 sayılı Kadastro Kanunu′nun 12/3. maddesinde; kadastro tutanaklarında belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanılarak itiraz olunamayacağı ve dava açılamayacağı belirtilmiştir. 3. Değerlendirme Somut olayda, dava konusu taşınmazların kadastro tutanaklarının kesinleştiği 28.03.1994 tarihi ile davanın açıldığı 27.11.2018 tarihi arasında 3402 sayılı Kanun′un 12/3. maddesinde belirlenen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği açıktır. VI....
adına, 1/2'sinin ..., ..., ... ve ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı ... tarafından temyiz edilmiş, Dairemizin 14.10.2019 tarih 2016/12273 2019/6365 Esas, Karar sayılı ilamıyla; davanın, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davası olduğu, çekişmeli 102 ada 1 parsel sayılı taşınmazın ilişkin kadastrosu tutanağının 17.09.2004 tarihinde düzenlendiği ve tespitin itiraz edilmeksizin 02.02.2005 tarihinde kesinleştiği, davacıların tespitten önceki hukuki nedene dayalı olarak 03.03.2015 tarihinde dava açtıkları, buna göre, tespitin kesinleştiği 02.02.2005 tarihi ile dava tarihi olan 03.03.2015 tarihi arasında 3402 sayılı Kanun'un 12/3. maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü süre dolduğu, Mahkemece, hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, esasa girilerek yazılı şekilde hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu belirtilerek hükmün bozulmasına karar verilmiş, bu kez bozma ilamına karşı davacılar vekili...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Harici Satın Almaya Dayalı Tapu İptali Ve Tescil Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü....