Davalı vekili, toplam bedeli 300.000,00 TL olan çeklerin davacı tarafından vadeli olarak satın alınan mallar nedeniyle verildiğini, davacının bir alacağı var ise bunu ayrıca dava etmesi gerekirken açtığı menfi tespit davasında110.915,00 TL alacağının olduğunu ileri süremeyeceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir....
Üçüncü haciz ihbarnamesi üzerine zimmetinde sayılması kesinleşen davacı dava dilekçesinde, İİK 89/3 maddesine göre açtığı davanın reddedilmesi nedeniyle genel hükümlere göre borçlu olmadığının tespitine ilişkin eldeki davayı açtığını beyan etmiştir. Bu durumda, borcun zimmetinde sayılmış olduğu kesinleşen davacının açtığı dava, niteliği ve ileri sürülüş şekli itibarıyla İİK 89/3 maddesindeki menfi tespit davası değil, davacının takip borçlusuna borçlu olmadığını bildiği halde, kötü niyetle borcun davacının zimmetinde sayılmasını sağladığını iddia ettiği takip alacaklısına ve takip borçlusuna açılmış genel nitelikte (İİK m.72) menfi tespit davasıdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasında ... Sulh hukuk Mahkemesi ve ... 1. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Dava, menfi tespit istemine ilişkindir. Asliye Hukuk mahkemesince, uyuşmazlığın kira sözleşmesinden kaynaklandığı gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Sulh Hukuk Mahkemesince;taraflar arasında kira sözleşmesi bulunmadığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir....
in alacaklı aleyhine açtığı menfi davasına ilişkin olarak...Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2011/405E. sayılı dava dosyasından 04.05.2012 tarihinde verilen kararla takibin durdurulmasına karar verildiği ve İcra Müdürlüğü'nce 18.07.2013 tarihinde yukarıda belirtilen tedbir uyarınca takibi durdurduğu, taşınmaz maliki şikayetçi ...'ın taşınmazın tahliyesine ilişkin olarak takibin kendisi yönünden de durdurulmasının doğru olmadığını belirterek müdürlük işleminin iptali istemiyle İcra Mahkemesi'ne başvurduğu ve Mahkemece şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. İhalenin kesinleşmesinden sonra.... Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen menfi tespit davasında verilen takibin durdurulması kararı, kararın verildiği tarihten sonra takip işlemlerinin durudurulmasına yönelik olup, tedbir öncesi yapılan ihale ve bu ihaleye bağlı olarak yapılan tahliye işlemlerini durdurması sözkonusu değildir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Yasal dayanak:Türkiye Cumhuriyeti Anayasası 142. maddesi, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 1,2,4. maddeleri, 634 sayılı kanunun Ek 1.maddesi, Türk Borçlar Kanunu 299, 313, 314, 315. maddeleri, Yargılama konusu olayda:Davacının asıl davada taraflar arasında akdedilen 01/01/2016 - 31/12/2016 tarihli abonelik sözleşmesinden kaynaklanan alacağının tahsiline yönelik İstanbul ... İcra Müdürlüğünün ... Esas sayılı icra takip dosyasıyla yaptığı takibe itiraz edilmesi üzerine işbu itirazın iptali davasını açtığı, birleşen davada da abonelik sözleşmesinden kaynaklanan alacağının tahsiline yönelik İstanbul ... İcra Müdürlüğünün ......
"İçtihat Metni" Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi - K A R A R - Uyuşmazlığın bankacılık işleminden kaynaklanmasına, davanın menfi tespit ya da itirazın iptali istemini içermemesine, davacının aynı taleple açtığı kısmi dava sonunda verilen hükmün Yüksek 11.Hukuk Dairesince incelenmiş bulunmasına göre kararın temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın temyiz incelemesini yapmakla görevli Yüksek 11.Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine, 6.4.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi Tarih :17.3.2005 Nosu :243-187 Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin davalı aleyhine daha önce menfi tesbit davası açtığı ve yargılama sonucunda davalının kredi sözleşmesi nedeniyle müvekkilinden fazla tahsilatta bulunduğunun tesbit edildiği ve hükmün Yargıtay denetiminden geçip kesinleştiğini, müvekkilinin bu nedenle davalı bankadan alacaklı olduğunu bu bedelin tahsili için girişilen takibe davalının haksız olarak itiraz ettiğini belirterek itirazın iptali ile %40 tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir....
Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı-karşı davalı vekili tarafından, davalı-karşı davacı aleyhine 14.12.2017, karşı davada 29.12.2017, birleştirilen davada 17.08.2018 günlerinde verilen dilekçeler ile asıl davada satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, karşı davada satış vaadi sözleşmesinin feshi ve cezai şartın tahsili, birleştirilen davada cezai şartın tahsili talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; asıl dava yönünden, davacı ... tarafından açılan tapu iptali ve tescil davasının reddine, davacı ... tarafından açılan tapu iptali ve tescil davasının davanın açılmamış sayılmasına; karşı dava yönünden, davacı temlik alanlar ... ve ...’un davalılar ... ve ...’a açtığı davanın feragat nedeniyle reddine, davacı ...’in davalılar ... ve ...’a açtığı davanın kabulüne; birleştirilen dava yönünden, davacı temlik alanlar ... ve ...’un davalılar ... ve ...’a açtığı davanın feragat nedeniyle reddine, davacı ...’in davalılar ... ve ...’a açtığı davanın kabulüne dair verilen 05.01.2021 günlü...
Bu dosya ile birleşen 2004/2753 Esas sayılı dosyada ise davalı/birleşen dosyada davacı şirket vekili, BEDAŞ tarafından kaçak elektrik kullanıldığından bahisle düzenlenen 49.146,20.YTL tutarındaki faturadan dolayı borçlu olmadıklarının tespitini talep ve dava etmiştir. Birleşen dosyada davalı Kurum vekili, davacı şirketin kaçak elektrik kullandığını belirterek davanın reddi gerektiğini belirtmiştir. Mahkemece, davalı şirketin eksik elektrik tüketimine neden olduğu belirtilerek bilirkişi raporu doğrultusunda davacı BEDAŞ'ın açtığı itirazın iptali davasında 7821,33.YTL üzerinden yapılan itirazın iptaline ve takibin bu miktar üzerinden devamına; davalı şirketin açtığı menfi tespit davasında ise davalı şirketin 41.733,23.YTL borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm her iki taraf vekilince temyiz edilmiştir....
Menfi tesbit davalarında ispat yükü kural olarak alacaklı olduğunu iddia eden davalı taraf üzerindedir. Takip dayanağı faturaya davacı tarafça itiraz edilmediğinden,bu durumda ispat yükü kendisinde bulunan tarafça alacağın ispatlandığının kabulü gerekmektedir. Ayrıca davacı tarafça alacağın zamanaşımına uğradığı iddia edilmekte ise de ödeme emrine itiraz etmemiş (böylece zamanaşımını ileri sürmemiş) olan borçlu, takip konusu alacağın takip talebinden önceki dönemde zamanaşımına uğramış olduğunu bildirerek menfi tespit davası açamaz. (Prof. Dr. Baki Kuru, Menfi Tespit Davası ve İstirdat Davası, Ankara, 2003, Sh 40) Borçlunun zamanaşımı def'ine takibe itiraz aşamasında dayanmamış olması, bundan vazgeçtiği anlamına gelir ve takip öncesi dönemde borcun zamanaşımına uğramış olduğunu bildirerek menfi tespit davası açamaz. (YHGK'nın 15.04.1972 tarih ve 265 E., 242 K; 11. HD'nin 07.07.1975 tarih ve 2912 E., 4679 K; 21.12.1979 tarih ve 5603 E., 5827 K; 15....