Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Tahsis kapsamındaki yerin hak sahibi adına tescil edilebilmesi için; -Hukuki yönden geçerliliğini koruyan bir tapu tahsis belgesinin bulunması, -Tahsise konu yerde 3194 sayılı Yasanın 18. maddesi uyarınca imar planı veya 3290 sayılı Yasa ile değişik 2981 sayılı Yasa uyarınca ıslah-imar planlarının yapılmış olması, -İlgilisine, tapu tahsis belgesi gereğince bir başka yerden tahsis yapılmamış olması, -Tahsise konu yerin kamu hizmetine ayrılmamış ve imar planına göre konut alanında kalmış olması, -Tahsise konu yer ile tescili istenilen taşınmazın aynı yer olup olmadığı ve taşınmazın niteliklerinin belirlenmesi amacıyla mahallinde uzman bilirkişiler aracılığı ile keşif yapılması, -Tahsise konu arsa bedelinin ödenmiş olması, ödenmemiş ise taşınmazın dava tarihindeki rayiç değerinin uzman bilirkişiler aracılığı ile saptanarak hükümden önce mahkeme veznesine veya belirlenecek tevdi mahalline depo edilmiş olması....

    Dava, kesinleşen orman sınırı içindeki tapu kaydının iptali ve tescil istemine ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 1947 yılında 3116 sayılı Yasa hükümlerine göre yapılıp kesinleşen orman kadastrosu, 1950 yılında 5653 sayılı Yasa hükümlerine göre yapılan makiye ayırma, 1959 yılında genel arazi kadastrosu, 21.11.1991 tarihinde ilanı yapılıp kesinleşen aplikasyon ve 3302 sayılı Yasanın 2/B madde uygulaması vardır. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve uzman orman bilirkişi tarafından yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırma sonucunda çekişmeli taşınmazın 1947 tahdidi içinde kaldığı, 21.11.1991 tarihinde ilanı yapılıp kesinleşen 3302 sayılı Yasanın 2/B madde uygulamasında bu durumun değişmediği, 1950 yılında makiye ayrılmadığı, bir an için makiye ayrıldığı düşünülse dahi, makiye ayrılan yerlerde özel yasalar uyarınca oluşturulan tapulara değer verileceğinin Y.İ.B.B.K.nın 22.03.1996 gün ve 5-11 sayılı, H.G.K.'...

      Dava, kesinleşen orman sınırı içindeki tapu kaydının iptali ve tescil istemine ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 1947 yılında 3116 sayılı Yasa hükümlerine göre yapılıp kesinleşen orman kadastrosu, 1950 yılında 5653 sayılı Yasa hükümlerine göre yapılan makiye ayırma, 1959 yılında genel arazi kadastrosu, 21.11.1991 tarihinde ilanı yapılıp kesinleşen aplikasyon ve 3302 sayılı Yasanın 2/B madde uygulaması vardır....

        dayanarak tapu iptali ve tescili istemiyle dava açmıştır....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, kayden davalı adına kayıtlı olan 1829 parsel sayılı taşınmazın kıyı kenar çizgisine göre kıyıda kaldığını ileri sürerek, tapu iptal ve kütükten terkin isteğinde bulunmuştur. Davalı, davanın reddini savunmuş, birleşen davasında ise; açılan iptal davası ile mülkiyet hakkının bedelsiz sınırlandırılamayacağını, tapu kaydının iptali halinde tazminat ödenmesi gerektiğini belirtip tazminata karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, 5841 Sayılı Yasa ile değişik 3402 Sayılı Yasanın 12/3 maddesi uyarınca hak düşürücü sürenin geçtiği, tapu iptal edilmediğinden tazminat hakkının da doğmadığı gerekçeleri ile her iki davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı Hazine temsilcisi tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla Tetkik Hakimi ...’nın raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü....

            Davacı Hazine, taşınmazın tamamının öncesinin orman olduğunu, yörede 09.09.1991 tarihinde ilan edilen ve kesinleşen 2/B uygulaması sınırları içinde kaldığını ileri sürerek, davalı adına olan tapu kaydının iptali ile Hazine adına tescilini istemiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne çekişmeli parselin bilirkişi krokisinde (B) harfi ile işaretli 3167 m2'1ik bölümünün tapu kaydının iptali ile Hazine adına tesciline karar verilmiş, hüküm davacı Hazine tarafindan temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava; parselin tamamının öncesinin orman olduğu, kesinleşen 2/B uygulaması sınırları içinde kaldığı iddiası ile açılan tapu kaydının iptal ve tesciline ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 1943 yılında 4785 Sayılı Yasa hükümleri nazara alınmaksızın 3116 Sayılı Yasa gereğince yapılarak kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Daha sonra 3302 Sayılı Yasaya göre 09.09.1991 tarihinde ilan edilip kesinleşen aplikasyon ve 2/B uygulaması vardır....

              Noterliğinde düzenlenen 07.11.2008 tarihli 04697 yevmiye nolu gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayanarak tapu iptali ve tescil isteğinde bulunmuştur. Anılan sözleşmede davalıların davaya konu 6 parsel sayılı taşınmazı, davacıların murisine satmayı vaadettiği anlaşılmaktadır. Dosyadaki tapu kaydının incelenmesinde taşınmazın ...Belediyesi'nin mülkiyetinde iken 03.12.2002 tarihinde 775 sayılı yasa gereğince davalıların murisi ... adına tescil olunduğu ve tapunun beyanlar hanesine belirtilen yasaya göre şerhin işlendiği anlaşılmaktadır....

                Mahkemece, davanın kısmen kabulüne ve dava konusu parselin 29.01.2010 günlü fen bilirkişi krokisinde (B) ile gösterilen 7299 m2 bölümünün tapu kaydının iptali ile Hazine adına tapuya tesciline, tapu kütüğünün beyanlar hanesine taşınmazın 6831 Sayılı Yasanın 2/B maddesi gereğince orman rejimi dışına çıkan yerdeki şerhinin konulmasına karar verilmiş, hüküm davacı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.Dava, kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kalıp nitelik kaybı nedeniyle Hazine adına orman rejimi dışına çıkartılan taşınmazın tapu kaydının iptal ve tescil istemine ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1945 yılında 6831 Sayılı Yasa hükümleri uyarınca orman kadastrosu, 1975 yılında 1744 Sayılı Yasa gereğince yapılan 2. Madde uygulaması, 1999 yılında 3302 Sayılı Yasaya göre yapılan 2/B madde uygulaması bulunmaktadır. 1963 yılında yapılan genel arazi kadastrosu sırasında taşınmaz, kişiler adına tarla olarak tespit edilmiş ve kesinleşmiştir....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, mülkiyeti idareye ait 16 parsel sayılı taşınmazın üzerindeki hastane ve lojman ile birlikte 5283 Sayılı Yasa uyarınca davalı Hazineye devrinin yapıldığını,lojman binasının anılan yasa kapsamında bulunmadığını ileri sürerek tapu kaydının iptali ve tescil isteğinde bulunmuştur. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Davanın kabulüne ilişkin olarak verilen son karar Dairece " keşfen belirlenen değer üzerinden davacı yararına avukatlık ücreti takdiri gerektiği " gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece hükmüne uyulan bozma ilamı doğrultusunda karar verilmiştir. Karar, davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla;Tetkik Hakimi ...'...

                    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 2.11.2005 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 18.7.2006 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, tapu tahsis belgesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Hukuk Genel Kurulu’nun 4.12.1996 tarihli ve 1996/14-763-864 sayılı kararında da belirtildiği gibi, tapu tahsis belgesi bir mülkiyet belgesi olmayıp yalnızca fiili kullanmayı belirleyen ve ilgilisine kişisel hak sağlayan bir zilyetlik belgesidir. Tapu tahsis belgesinin varlığı tahsis edilen yerin adına tahsis yapılan kişi veya mirasçıları adına tescili için yeterli değildir....

                      UYAP Entegrasyonu