Davaya konu olay, “mülkiyet hakkına” dayanmayıp, “şahsi hakka” dayalı tapu iptal ve tescil davasıdır....
Öte yandan, uyuşmazlığın çözümünde dayanak yapılan İçtihadı Birleştirme Kararı, konusuyla sınırlı, gerekçesiyle açıklayıcı ve sonuçlarıyla görülmekte olan benzer davalar için bağlayıcıdır. “Mülkiyet hakkına” dayanılarak, inançlı işlem iddiasıyla açılan tapu iptal davası ile “şahsi hakka” dayanılarak, inançlı işlem iddiasıyla açılan tapu iptali davası arasında farklılık bulunmaktadır. Şöyle ki, mülkiyet hakkına dayalı tapu iptal davasında, davaya konu taşınmazın mülkiyetinin önceden davacıda bulunduğu, teminat amacıyla veya başka bir sebeple davalıya devredildiği ve yapılan inanç sözlemesi gereğince taşınmazın mülkiyetinin davacıya iadesi gerekirken, davalı tarafın bu inanç sözleşmesine aykırı davranması nedeniyle iadeye yanaşmadığından tapunun iptali ile davacı adına tescili talep edilmektedir....
Mahkemece, taşınmazın ifraz olanağı bulunmadığından bahisle tapu iptali ve tescil istemi reddedilmiş, ikinci kademedeki istek olan 2.415,43 TL tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Hükmü, davacı temyiz etmiştir. 04.06.1958 tarihli ve 1/6 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında vurgulandığı üzere, HUMK’nun 74., 75. ve 76.maddeleri birlikte değerlendirildiğinde, hakimin bir davada sadece tarafların ileri sürdükleri maddi vakalar ve netice-i talepleri ile bağlı oldukları, dayandıkları yasa hükümleriyle ve onların tavsifleriyle bağlı olmadıkları görülür. Bu kuraldan hareket edilirse, taraflar arasındaki imza ve içeriğinde çekişme yaratılmayan 12.10.1989 tarihli sözleşme, bir inanç sözleşmesidir. Davada da bu sözleşmeye dayanıldığından, uyuşmazlık inançlı işlemden kaynaklanan tapu iptali ve tescil davasıdır....
-TL para cezasının davalılardan alınmasına, tashihi karar harcın peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,04.07.2018 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi -K A R Ş I O Y Y A Z I S I- Dava, inançlı işlem hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir. Mahkemece, iddianın yazılı dellille ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddi kararı, özetle; “davalı ...’in cevap dilekçesinde, davacının çekişmeli taşınmazı teminat amacıyla kendisine devretmesi üzerine davacının TMSF’ye olan borcunu ödediğini beyan ederek inançlı işlemin varlığını ikrar ettiği gözetilerek 6100 sayılı HMK’nın 187/2. maddesi uyarınca davacı ve davalı ... arasındaki inançlı işlemin artık yazılı bir delil ile ispat edilmesinin gerekmediği” gerekçesiyle bozulmuştur. Davacı tarafından yapılan karar düzeltme talebi üzerine yeniden yapılan inceleme sonucu; sayın çoğunluk ile aramızda, inançlı işlemin esasları ile ilgili bir ihtilaf bulunmamaktadır....
Dava, inanç sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. İnançlı bir işlem ile inanan, sahibi olduğu bir mülkiyet veya alacak hakkını inanılana kazandırıcı bir işlemle devretmekte ancak borçlandırıcı bir sözleşme ile de onu bazı yükümlülükler altına sokmaktadır. İnançlı işlemin taraflarını, inanan ve inanılan oluşturur. Bir hakkı ya da nesneyi, güvendiği bir kişiye inançlı olarak devreden kimseye “inanan” adı verilir. Devredilen hak veya nesneyi, kendisine ait bir hak olarak kendi yararına, doğrudan doğruya ve dolayı olarak kullanan kişiye de “inanılan” denir. İnananın, inanılana inançlı olarak kazandırdığı hak ya da nesne ise “inanç konusu şey” olarak nitelenir. İnançlı bir işlemde, kazandırıcı işlemin tarafları ile borç doğuran anlaşmanın tarafları aynıdır....
Asliye Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 26/02/2015 NUMARASI : 2012/622-2015/63 Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 19.12.2012 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil, inançlı işlem nedeniyle tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 26.02.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Dava, inanç sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, ikinci kademede tazminat isteğine ilişkindir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir Hükmü, davacılar vekili temyiz etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı tarafından, davalı aleyhine 28.03.2007 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 29.04.2008 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, davalı adına kayıtlı 449 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının inançlı işlem nedeniyle iptali ile adına tescilini istemiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkeme, davayı kanıtlanamadığı gerekçesiyle reddetmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, inançlı işleme dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre; dava konusu 449 parsel sayılı taşınmaz ... ilçesinin ... köyünde olup ... Tapu Sicil Müdürlüğünde kayıtlıdır....
Öte yandan, uyuşmazlığın çözümünde dayanak yapılan İçtihadı Birleştirme Kararı, konusuyla sınırlı, gerekçesiyle açıklayıcı ve sonuçlarıyla görülmekte olan benzer davalar için bağlayıcıdır. Davacının “mülkiyet hakkına” dayanarak, inançlı işlem iddiasıyla açtığı tapu iptal davası ile “şahsi hakka” dayanarak, inançlı işlem iddiasıyla açtığı tapu iptali davası arasında farklılık bulunmaktadır. Şöyle ki, mülkiyet hakkına dayalı tapu iptal davasında, davaya konu taşınmazın mülkiyetinin önceden davacıda bulunduğu, teminat amacıyla veya başka bir sebeple davalıya devredildiği ve yapılan inanç sözlemesi gereğince taşınmazın mülkiyetinin davacıya iadesi gerekirken, davalı tarafın bu inanç sözleşmesine aykırı davranması nedeniyle iadeye yanaşmadığından tapunun iptali ile davacı adına tescili talep edilmektedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre dava; mülkiyet hakkına dayanmaksızın inançlı işlem nedeniyle tapu iptali tescil istemine ilişkindir. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 21.01.2013 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 26.01.2013 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 01.02.2013 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 14. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hal böyle olunca, yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden 14. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 18.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
HUKUK DAİRESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL -KARAR- 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 40 ıncı ve Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 18 inci maddeleri uyarınca yapılan ön incelemede; dava konusu uyuşmazlığın niteliği ve temyizin kapsamının, önceye dayalı mülkiyet hakkı olmayan davacıların inançlı işlem (nam-ı müstear) inançlı işlem iddiasından kaynaklanan tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olduğu anlaşılmıştır. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun dairelerin iş bölümüne ilişkin 02/07/2021 tarihli ve 211 sayılı kararı uyarınca dosyayı inceleme görevi Yargıtay 7. Hukuk Dairesine ait olduğundan, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 60 ıncı maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca gerekli inceleme yapılmak üzere dosyanın ilgili daireye gönderilmesine karar vermek gerekir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle, dosyanın Yargıtay 7. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 13/01/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi....