Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Dava, inançlı işlem hukuki nedenine dayalı tapu iptal ve tescil, olmadığı takdirde bedel istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 1. 05.02.1947 tarihli, 20/6 sayılı İçtihadı Birleştirme kararı. 2. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 26 ncı 27 nci ve 97 nci, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 190 ıncı, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6 ncı maddeleri 3. Değerlendirme 1....
Dava dilekçemizde de belirttiğimiz üzere inançlı işlem nedenine dayalı tapu iptal ve tescil davası tarafımızca açılmıştır. Muvazaa nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davası açılmamıştır. İnançlı işlem yazılı ve resmi belgelerle ispatlanmıştır. (davalının ikinci cevap dilekçesi, avukat huzurunda verdiği savcılık ifadesi, davalıya verilen vekaletle devir/satış işleminin gerçekleşmesi) davalı T4 ikinci cevap dilekçesi ile açılan davayı kabul etmiştir. Davalı Filiz dava konusu yerlerin fiilen murise ait olduğunu, murisin boşandığı eşi ve çocukları ile devlete olan vergi ve sigorta borçları nedeniyle dava konusu tapuların annesine satış gösterildiğini dava konusu yerlere, muris fiilen malik olduğundan adli yardım talebinin de ret edilmesi gerektiği açıkça vurgulaması karşısında istinaf başvurusu ret edilmelidir. Davalı T4 Savcılık dosyasında ve sulh ceza mahkemesi'nde avukat huzurunda verdiği ifadeler ile davamızı kabul etmiştir....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, inançlı işlem hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, mümkün olmazsa bedel isteğine ilişkindir. 3.2. İlgili Hukuk Bilindiği üzere; inanç sözleşmesi, inananla inanılan arasında yapılan, onların hak ve borçlarını belirleyen, inançlı muamelenin sona erme sebeplerini ve devredilen hakkın, inanılan tarafından inanana geri verme (iade) şartlarını içeren borçlandırıcı bir muameledir. Bu sözleşme, taraflarının hak ve borçlarını kapsayan bağımsız bir akit olup, alacak ve mülkiyetin naklinin hukuki sebebini teşkil eder. Taraflar böyle bir sözleşme ve buna bağlı işlemle genellikle, teminat teşkil etmek ve iade edilmek üzere, mal varlığına dahil bir şey veya hakkı, aynı amacı güden olağan hukuki muamelelerden daha güçlü bir hukuki durum yaratarak, inanılana inançlı olarak kazandırmak için başvururlar....
Somut olayda; davacının iddiasının inançlı işlem hukuksal nedenine dayalı tapu iptal tescil istemine ilişkin olduğu, dava konusu taşınmazın davacı adına kayıtlıyken davalıya satış işlemi ile devredilmiş olduğu, davanın taşınmaz malın aynına ilişkin olduğu, tedbirin dava konusu taşınmaz üzerine konulduğu, uyuşmazlık konusuna göre ihtiyati tedbir uygulanabilmesi bakımından yaklaşık ispat şartının mevcut olduğu, bu hali ile HMK.'...
Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü: -KARAR- Asıl dava, inançlı işlem, birleştirilen dava yolsuz tescil (satış vaadi sözleşmesinin yok hükmünde olduğu) iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.Asıl davada davacı, kendisinin ve ortağı olduğu şirketin acil nakit ihtiyaçlarını gidermek amacıyla davalıdan aldığı borcun teminatı olarak maliki olduğu 171 ada 12 parsel sayılı taşınmazla ilgili davalı ile aralarında ... 4. Noterliğinin 17.10.2007 tarihli satış vaadi sözleşmesi düzenlediklerini, borcun ödenmesine rağmen davalının geçersiz satış vaadi sözleşmesine dayanarak ... 1....
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, tazminat davası sonunda, yerel mahkemece davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş, karara karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusu, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesince HMK'nın 353/1.b.1. maddesi gereği esastan reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'nın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, inançlı işlem hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmazsa tazminat isteğine ilişkindir....
davalı ... adına tescil edilip, sonradan kendisine iade edilmek koşulu ile ...’ye 09.09.2004 tarihli vekaletname verdiğini, ancak davalının taşınmazı tapuda 1/2’şer payı kendisi ile diğer davalı annesi ... adına tescil ettirdiğini ileri sürerek, tapu iptali ve tescil istemiştir....
Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü: -KARAR- Dava, inançlı işlem hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir. Davacı, aldığı borcun teminatı olarak tapuda satış göstermek suretiyle .... parsel sayılı taşınmazını davalıya temlik ettiğini, borcunu vadesinden önce ödemek istemesine rağmen davalının taşınmazını iade etmeye yanaşmadığını ileri sürerek, tapu iptal ve tescile karar verilmesini istemiştir. Davalı, satışın gerçek olduğunu, ileri sürülen iddiaların ise yazılı belgeyle ispatlanmasının gerektiğini, belirtip davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davacı tarafından sunulan belgenin yazılı delil başlangıcı niteliğinde olduğu kabul edilerek iddianın sabit olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir....
Dava, inanç sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. İnançlı bir işlem ile inanan, sahibi olduğu bir mülkiyet veya alacak hakkını inanılana kazandırıcı bir işlemle devretmekte ancak borçlandırıcı bir sözleşme ile de onu bazı yükümlülükler altına sokmaktadır. İnançlı işlemin taraflarını, inanan ve inanılan oluşturur. Bir hakkı ya da nesneyi, güvendiği bir kişiye inançlı olarak devreden kimseye “inanan” adı verilir. Devredilen hak veya nesneyi, kendisine ait bir hak olarak kendi yararına, doğrudan doğruya ve dolayı olarak kullanan kişiye de “inanılan” denir. İnananın, inanılana inançlı olarak kazandırdığı hak ya da nesne ise “inanç konusu şey” olarak nitelenir. İnançlı bir işlemde, kazandırıcı işlemin tarafları ile borç doğuran anlaşmanın tarafları aynıdır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; inançlı işleme dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir. Hâkim davacının bildirdiği maddi olaylar ve son istekle bağlı ise de, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 33. maddesi uyarınca, ileri sürülen maddi olaylarda hangi hukuki sebebe göre karar vereceğini tayin ve takdir etmek durumundadır. Başka bir anlatımla, maddi olgu ve olayları (vakıaları) bildirmek yanlara, bildirilen bu olay ve olgular çerçevesinde hukuki nitelendirmeyi yapmak, uyuşmazlığı çözüme ulaştıracak kanun hükmünü bulup uygulamak hakime aittir. Öyle ki, hukuki sebep yanlış gösterilmiş veya hiç gösterilmemiş olsa dahi hakim tarafından en uygun hukuki sebebin bulunması ve ona göre karar verilmesi gerekir....