Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü: -KARAR- Dava inançlı işlem hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde tazminat istemine ilişkindir. Davacı, dayısı olan dava dışı ...'in tefecilere olan borç işlemlerine aracılık etmesi amacıyla maliki olduğu 1085 parsel sayılı taşınmazını teminat olarak davalı ...'e satış göstermek suretiyle temlik ettiğini, ancak davalı ...’ın taşınmazı muvazaalı olarak diğer davalı ...'e devrettiğini ileri sürerek tapu kaydının iptali ile adına tescilini, olmadığı takdirde uğradığı zarara karşılık olarak 300.000,00 TL'nin davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir....
HUKUK DAİRESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ-TESCİL -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre dava; davacının mülkiyet hakkı bulunmayıp 3. kişiden edinme sırasında davalının 1/2 payı adına tescil ettirdiği iddiasına dayalı olup, bu iddia karşısında şahsi haktan kaynaklanan inançlı işlem hukuksal nedenine dayanıldığı açıktır. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 09.02.2018 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 21.02.2018 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 01.03.2018 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca bu davanın temyiz incelemesi Yargıtay 14. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hâl böyle olunca, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 23.07.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6723 sayılı Kanun'un 21. maddesi ile değişik 60/3. maddesi gereğince dosyanın Yargıtay 14. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 08.11.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ... 'ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, inançlı işlem hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir....
-TL para cezasının davalılardan alınmasına, tashihi karar harcın peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,04.07.2018 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi -K A R Ş I O Y Y A Z I S I- Dava, inançlı işlem hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir. Mahkemece, iddianın yazılı dellille ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddi kararı, özetle; “davalı ...’in cevap dilekçesinde, davacının çekişmeli taşınmazı teminat amacıyla kendisine devretmesi üzerine davacının TMSF’ye olan borcunu ödediğini beyan ederek inançlı işlemin varlığını ikrar ettiği gözetilerek 6100 sayılı HMK’nın 187/2. maddesi uyarınca davacı ve davalı ... arasındaki inançlı işlemin artık yazılı bir delil ile ispat edilmesinin gerekmediği” gerekçesiyle bozulmuştur. Davacı tarafından yapılan karar düzeltme talebi üzerine yeniden yapılan inceleme sonucu; sayın çoğunluk ile aramızda, inançlı işlemin esasları ile ilgili bir ihtilaf bulunmamaktadır....
Temyiz Nedenleri ...’nin kullandığı kredinin toplam geri ödeme tutarı olan 47.626,65 TL’nin sadece 5.000,00 TL'sinin davacı, 42.626,65 TL'sinin ise davalı ... tarafından yatırılmış olduğunun dosya kapsamındaki ödeme dekontları,müzekkere cevapları ve bilirkişi raporu ile sabit olduğunu, kredi tutarının yaklaşık % 90'ının davalı ... tarafından ödendiği sabit iken davacı taraf lehine iptal -tescile karar verilmesinin hukuka uygun olmadığını, bu durumun davalının mağduriyetine yol açacağını ileri sürerek hükmün bozulmasını istemiştir. 6. Gerekçe 6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Dava, inançlı işlem hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil, olmazsa tazminat isteğine ilişkindir. 6.2. İlgili Hukuk 6.2.1.Bilindiği üzere; inanç sözleşmesi, inananla inanılan arasında yapılan, onların hak ve borçlarını belirleyen, inançlı muamelenin sona erme sebeplerini ve devredilen hakkın, inanılan tarafından inanana geri verme (iade) şartlarını içeren borçlandırıcı bir muameledir....
Temyiz Nedenleri ...’nin kullandığı kredinin toplam geri ödeme tutarı olan 47.626,65 TL’nin sadece 5.000,00 TL'sinin davacı, 42.626,65 TL'sinin ise davalı ... tarafından yatırılmış olduğunun dosya kapsamındaki ödeme dekontları,müzekkere cevapları ve bilirkişi raporu ile sabit olduğunu, kredi tutarının yaklaşık % 90'ının davalı ... tarafından ödendiği sabit iken davacı taraf lehine iptal -tescile karar verilmesinin hukuka uygun olmadığını, bu durumun davalının mağduriyetine yol açacağını ileri sürerek hükmün bozulmasını istemiştir. 6. Gerekçe 6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Dava, inançlı işlem hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil, olmazsa tazminat isteğine ilişkindir. 6.2. İlgili Hukuk 6.2.1.Bilindiği üzere; inanç sözleşmesi, inananla inanılan arasında yapılan, onların hak ve borçlarını belirleyen, inançlı muamelenin sona erme sebeplerini ve devredilen hakkın, inanılan tarafından inanana geri verme (iade) şartlarını içeren borçlandırıcı bir muameledir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil DOSYANIN DAİREYE GELİŞ TARİHİ:11.10.2016 K A R A R Mahkeme tarafından yapılan nitelendirmeden de anlaşıldığı üzere taraflar arasındaki uyuşmazlık, inançlı işlem hukuki temeline dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin bulunduğuna göre, Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 26.07.2016 tarih 2016/263 sayılı Kararı ile hazırlanıp, 05.08.2016 tarih ve 29792 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (14.) Hukuk Dairesi'nin görevi cümlesinden bulunmakla, dosyanın anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 21.10.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Yanlar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşmalı olarak temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 24.12.2013 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat.... geldi, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen vekili Avukat gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü: -KARAR- Dava, tapu iptal ve tescil isteğine ilişkin olup, mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir....
Yargılama sonunda Mahkemece; davalının taşınmazı muris hayatta iken Hazineden aldığı, inananın inanılana devretmesi yönünde bir işlem bulunmadığı, inançlı işlem şartlarının oluşmadığı, terditli dava olan maddi tazminat istemi yönünden de tazminat şartları oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hükme karşı davacılar vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuş, Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince istinaf talebinin dava konusu taşınmazın 6292 sayılı Kanun kapsamında davalıya satıldığından ayrıca tapu iptal ve tiscil talebinin dinlenmesi için inançlı işlemin hukuki tanımına uygun bir hususunda olmadığından esastan reddine karar verilmiş; davacılar vekili tarafından tarafından Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi kararı temyiz edilmiştir. Dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir....
Bu ilkeler ışığında somut olaya gelince; Dava, inançlı işlemden kaynaklanan tapu iptali ve tescil ikinci kademede tazminat istemine ilişkindir. Davacı tarafından davalı ...’e verilmiş bir vekaletname olmadığından somut olayda ilk derece mahkemesince yazıldığı şekilde vekalet akdinin kötüye kullanılmasına dayalı tapu iptal tescil talebi olmadığı gibi; İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin davayı “hile nedenine dayalı tapu iptal ve tescil” olarak değerlendirmesi de doğru değildir. Öncelikle mahkemece tarafların inançlı işleme yönelik yukarıda açıklanan delilleri toplanmalı; davacının, davalı ... tarafından kendisine "evi sattığını, parayı kullandığını, kendine yeni bir hayat kuracağını ve kendisini aramaması" konusunda gönderdiğini iddia ettiği e-posta dökümü dosya arasına alınmalı, söz konusu gönderinin “delil başlangıcı” niteliğine haiz olup olmadığı değerlendirilmek suretiyle sonucuna göre bir karar verilmelidir....