Hemen belirtilmelidir ki, dava dilekçesinin içeriği ve iddianın ileri sürülüş biçiminden, davacının "inançlı işlem" hukuksal nedenine dayanarak eldeki davayı açtığı anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere; inanç sözleşmesi inananla inanılan arasında yapılan, onların hak ve borçlarını belirleyen, inançlı muamelenin sona erme sebeplerini ve devredilen hakkın, inanılan tarafından inanana geri verme (iade) şartlarını içeren borçlandırıcı bir muameledir. Bu sözleşme, taraflarının hak ve borçlarını kapsayan bağımsız bir akit olup, alacak ve mülkiyetin naklinin hukuki sebebini teşkil eder. Taraflar böyle bir sözleşme ve buna bağlı işlemle genellikle, teminat teşkil etmek veya idare olunmak üzere, mal varlığına dahil bir şey veya hakkı, aynı amacı güden olağan hukuki muamelelerden daha güçlü bir hukuki durum yaratarak, inanılana inançlı olarak kazandırmak için başvururlar....
HUKUK DAİRESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL - TAZMİNAT Taraflar arasında görülen tapu iptal ve tescil, tazminat davası sonucunda; ilk derece mahkemesince davanın tazminat istemi yönünden kabulüne dair verilen kararın davalılar vekili ile davacı vekili tarafından istinafı üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi tarafından ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine dair verilen karar davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'ın düzenlemiş olduğu rapor okundu, açıklamaları dinlendi, dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, inançlı işlem hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil, olmazsa tazminat isteğine ilişkindir. Davacı, mirasbırakan babası ...’in 213 ada 7 parsel 3 nolu bağımsız bölümün adına satın alınması için davalı ...'ı Kocaeli 2. Noterliği'nin 12/05/2011 tarih ve 7941 yevmiye numaralı vekaletnamesi ile vekil kıldığını, ...'...
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgelere, yukarıdaki paragraflarda yer verilen ve hükmüne uyulan bozma kararlarında gösterildiği şekilde işlem yapılarak yazılı şekilde karar verilmesine göre asıl ve birleştirilen davada davacılar vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan karar düzeltme itirazlarının reddine, 2. Asıl ve birleştirilen davada davacılar vekilinin sair karar düzeltme itirazlarının incelenmesine gelince; somut olayda dava konusu asıl davada davacının dava dilekçesinde inançlı işlem hukuki nedenine dayalı olarak davayı açtığı, aşamada talebini ıslah ile muris muvazaası hukuki nedenine dayandırdığı, birleştirilen davanın 31.10.2014 tarihinde açıldığı ve dava dilekçesinde davanın muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescili davası olduğunun belirtildiği, davalı ...'...
Mahkemece, davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar Dairece, “Eldeki davada, iddianın ileri sürülüş biçimi, dava dilekçesi içeriği ve dosya kapsamındaki beyanlar birlikte değerlendirildiğinde, davacının; inançlı işlem (nam-ı müstear) hukuksal nedenine dayalı tespit isteğinde bulunduğu anlaşılmaktadır. Ne var ki Mahkemece, inançlı işlem (nam-ı müstear) nedeni üzerinde durulmadan hatalı hukuksal neden takdir edilerek sonuca gidildiği anlaşılmıştır. ...Hal böyle olunca, yukarı açıklanan ilkeler gözetilmek suretiyle inançlı işlem (nam-ı müstear) hukuksal nedeni üzerinde durularak bir sonuca gidilmesi gerekirken davanın nitelendirilmesinde hataya düşülerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.” gerekçesi ile bozulması üzerine, bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde, davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla Tetkik Hâkimi ...’ın raporu okundu, düşüncesi alındı....
-KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle,davacılar tarafından inançlı işlem hukuksal nedenine dayanıldığı,iddianın 05.02.1947 tarih 20/6 sayılı İçtihatları Birleştirme Kararı uyarınca yazılı delille kanıtlanamadığı,davacıların dava dilekçesi ile delil listesinde açıkça yemin deliline de dayanmadıkları gözetilmek suretiyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru olduğuna göre; davacıların temyiz itirazı yerinde değildir. Reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA,aşağıda yazılı 24,30-TL. onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına,20.02.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. ........
Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü: -KARAR- Dava, hile hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmazsa tazminat isteğine ilişkindir....
Taraflar arasındaki davadan dolayı ..... 10 Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 27.10.2015 gün ve 2014/276 Esas - 2015/396 Karar sayılı hükmün bozulmasına ilişkin olan 12.09.2017 gün ve 2319 Esas - 4195 Karar sayılı kararın düzeltilmesi süresinde davacı vekili tarafından istenilmiş olmakla, dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü: -KARAR- Dava, inançlı işlem hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davacı ..., dava konusu 1 nolu dairesini alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla yeğeni olan .... bedelsiz devrettiğini; sonradan geri almak istediğinde, .... kooperatiften aldığı kredi nedeniyle daireye ipotek konulduğunu öğrendiğini, bunun üzerine 20 yıldır birlikte karı-koca hayatı yaşadığı davalı ...'...
(Eraslan Özkaya, İnançlı İşlem ve Muvazaa Davaları, 2020, s.42, 43) Dava dilekçesinin içeriği ve iddiaların ileri sürülüş biçiminden dava inançlı işlem hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir. 05.02.1947 tarihli 20/6 sayılı İnançları Birleştirme Kararı uyarınca, inançlı işleme dayalı iddianın, şekle bağlı olmayan yazılı delille kanıtlanması gereklidir. Şayet ispat külfeti kendisinde olan tarafın yazılı bir belgesi yok ise ancak taraflar arasında gerçekleştirilen mektup, banka dekontu, yazışmalar gibi birtakım belgeler var ise bunların delil başlangıcı sayılacağı ve iddianın her türlü delille kanıtlanmasının olanaklı hale geleceği sabittir. Şayet delil başlangıcı sayılacak böylesi bir olgu da bulunmuyor ise iddia sahibinin son başvuracağı delil, dayanmış ise karşı tarafa yemin teklif etme hakkıdır. Somut uyumazlıkta inançlı işleme dair yazılı bir sözleşme sunulabilmiş değildir....
Mahkemece, davacının dayandığı protokoldeki imzanın davalıya ait olmadığı bu nedenle inançlı işlem iddiasının ispatlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine dair verilen karar Dairece, “Bilindiği üzere; inançlı işlem hukuksal nedenine dayalı davalardaki iddiaların, 05.02.1947 tarih 20/6 sayılı İçtihadı Birleştirme kararı uyarınca ancak yazılı delille, yazılı delil yoksa yemin delili ya da Hukuk Muhakemeleri Kanunu 202 ve devamı maddelerinde düzenlenen delil başlangıcı var ise tanık dinlenilerek kanıtlanması gerekmektedir. Eldeki davada yazılı delil ibraz edilmemiştir. Ne var ki, Düzce 1.Asliye Ceza Mahkemesinin 2012/321 Esas - 2015/453 Karar sayılı kararı ile eldeki somut olay nedeniyle sahte olarak düzenlenen belgeler yüzünden davalı mahkum edilmiş ve mahkumiyet kararı kesinleşmiştir. Bu durumda inançlı işlemin varlığı ceza mahkemesi kararı ile sabit olmuştur....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Dava, inançlı işlem hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmazsa tazminat isteğine ilişkindir. 9.2. İlgili Hukuk 9.2.1. Bilindiği üzere; inanç sözleşmesi, inananla inanılan arasında yapılan, onların hak ve borçlarını belirleyen, inançlı muamelenin sona erme sebeplerini ve devredilen hakkın, inanılan tarafından inanana geri verme (iade) şartlarını içeren borçlandırıcı bir muameledir. Bu sözleşme, tarafların hak ve borçlarını kapsayan bağımsız bir akit olup, alacak ve mülkiyetin naklinin hukuki sebebini teşkil eder. Taraflar böyle bir sözleşme ve buna bağlı işlemle genellikle, teminat teşkil etmek ve iade edilmek üzere, mal varlığına dahil bir şey veya hakkı, aynı amacı güden olağan hukuki muamelelerden daha güçlü bir hukuki durum yaratarak, inanılana inançlı olarak kazandırmak için başvururlar....