Yönetimi, ... ili, ... ilçesinde, 1979-1981 yılları arasında yapılan ve 08/05/1981 tarihinde kesinleşen arazi kadastro çalışmaları sırasında ... mevkiinde kain 2452 parsel sayılı taşınmazın davalı adına tespit gördüğünü, 2003-2004 yılları arasında ise orman kadastrosunun yapıldığını ve askıya çıkarıldığını, orman sınırlandırılmasına itiraz davalarının 02/12/2006 tarihinde sonuçlandığını, davalı adına tespit gören taşınmazın orman olarak belirlenen alan içerisinde kaldığını belirterek, taşınmazın tapu kaydının iptali ve orman niteliğiyle ... adına tapuya tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece, davanın kabulü ile ... ili, ... ilçesi, ... mevkiinde kain 2452 sayılı parselin davalı adına olan tapu kaydının iptali ile, orman vasfı ile tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kesinleşen orman sınırı içinde kalan tapu kaydının iptali ve tescil istemine ilişkindir....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 18.01.2011 gün ve 2009/25 Esas 2011/17 Karar sayılı dosyasında Orman Yönetimince çekişmeli 942 parsel sayılı taşınmazın orman olduğu savı ile açılan dava sonunda tapu kaydının iptal edilerek orman niteliği ile ... adına tesciline karar verildiği ve hükmün temyiz edilmeksizin 05.04.2012 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır. Eldeki dava, 6098 sayılı TBK'nın 146. maddesinde düzenlenen 10 yıllık genel dava zamanaşımı süresi içerisinde açılmıştır. Mahkemece; yapılan araştırmada taşınmazın belediye sınırları içerisinde olup henüz imar planı olmadığı ve belediyenin tüm alt yapı hizmetlerinden yararlandığı arsa vasfında olduğu anlaşılmaktadır....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 18.01.2011 gün ve 2009/25 Esas 2011/17 Karar sayılı dosyasında Orman Yönetimince çekişmeli 942 parsel sayılı taşınmazın orman olduğu savı ile açılan dava sonunda tapu kaydının iptal edilerek orman niteliği ile ...adına tesciline karar verildiği ve hükmün temyiz edilmeksizin 05.04.2012 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır. Eldeki dava, 6098 sayılı TBK'nın 146. maddesinde düzenlenen 10 yıllık genel dava zamanaşımı süresi içerisinde açılmıştır. Mahkemece; yapılan araştırmada taşınmazın belediye sınırları içerisinde olup henüz imar planı olmadığı ve belediyenin tüm alt yapı hizmetlerinden yararlandığı arsa vasfında olduğu anlaşılmaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı Hazine asliye hukuk mahkemesine verdiği dava dilekçesiyle, ... köyünde bulunan 172 ada 20 parsel sayılı taşınmazın kesinleşen orman tahdidi dışında bırakılsa da eylemli orman niteliğinde bulunduğunu belirterek tapusunun iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tescilini istemiş, taşınmazın değeri dikkate alınarak dosya görevsizlik kararıyla sulh hukuk mahkemesine gönderilmiştir. Mahkemece, davanın kabulüne ve dava konusu taşınmazın tapusunun iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, orman iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava, çekişmeli taşınmazın orman olduğu iddiasına dayalı Asliye Hukuk Mahkemesinde açılıp sonuçlanan tapu iptali, tescil ve elatmanın önlenmesi davası olup, Orman İdaresi davada taraf bulunduğundan kararın temyizen incelenmesi görevi Yargıtay Kanunu'nun 14. maddesi ve Başkanlar Kurulu Kararı uyarınca Yargıtay 20. Hukuk Dairesi Başkanlığına aittir. Bu nedenlerle dosyanın Yargıtay Yüksek 20. Hukuk Dairesi Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 22.9.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVALILAR : HAZİNE, ORMAN İDARESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL KANUN YOLU : TEMYİZ Hazine ve orman idaresinin taraf olduğu dava çekişmeli taşınmazın orman olduğu iddiasına dayalı olduğundan uyuşmazlığın taşınmazın mülkiyetine ilişkin olduğu, uyuşmazlığın kullanım kadastrosundan kaynaklanmadığı anlaşılmakla, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun Geçici 14. maddesi ve Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 2015/8 sayılı iş bölümü kararı uyarınca temyiz inceleme görevinin Yargıtay 20. Hukuk Dairesine ait bulunması nedeniyle görevli Dairenin belirlenmesi bakımından dosyanın, 6644 sayılı Kanunla değişik 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 60/2 maddesi uyarınca Hukuk İş Bölümü İnceleme Kurulu'na GÖNDERİLMESİNE, 08.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kesinleşen tahdide ve orman iddiasına dayalı tapu iptali ve tescili istemine ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tespit tarihinden önce 3116 sayılı Kanuna göre 1951 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ile daha sonra 3402 sayılı Kanuna göre 1990 yılında yapılıp kesinleşen aplikasyon ve 2/B uygulaması vardır. Yörede genel arazi kadastro çalışmaları 29.09.1993 tarihinde yapılıp 09.06.1994 ila 08.07.1994 tarihleri arasında ilan edilerek kesinleşmiş ve dava konusu taşınmaz 29.06.2010 tarihinde satış suretiyle davalı adına tapu siciline tescil edilmiştir....
Köyünde bulunan 654 parsel sayılı taşınmazın kısmen orman vasfında olduğunu, kesinleşmiş orman sınır içinde kaldığını ve öncesi itibari ile orman olduğu halde maki tefriki yapılan alanda kaldığı gerekçesi ile tapu kaydı verildiğini, 1744 sayılı Kanun uyarınca yapılan çalışmanın mahkeme kararı ile iptal edildiğini, yörede en son 2012 yılında 56 Nolu Komisyonca yapılan orman kadastrosu sırasında taşınmazın orman dışında bırakıldığını, oysaki taşınmazın eylemli durumunun da orman olduğunu ileri sürerek, taşınmazın orman sınırları içerisine alınması ve davalı adına olan tapu kaydının iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tescili istemiyle dava açmıştır....
İdaresi vekili cevap dilekçesinde; davacının çekişmeli yerdeki eylemleri nedeniyle 6831 sayılı kanuna muhalefet suçundan cezalandırıldığını, dava konusu taşınmazın orman vasfında olduğundan zilyetlikle kazanılamayacağını belirterek davanın reddini savunmuştur. İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, bilirkişi raporlarına göre, çekişmeli taşınmazın çevresindeki orman alanları ile tam bir bütünlük gösterdiği ve 6831 sayılı Orman Kanununun 1. maddesi gereğince orman sayılan yerlerden olduğu anlaşıldığından, dava konusu taşınmazın orman vasfında olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur....
Yapılan açıklama kapsamında somut olayda; davacının dava dilekçesinde terditli talebinin bulunduğu, davacının mülkiyet iddiasına dayalı tapu iptali ve tescile yönelik ilk talebinin Asliye Hukuk Mahkemesinin görev alanında, terditli olarak ve ikinci kademede ileri sürdüğü talebinin ise Kadastro Mahkemesi görev alanında kaldığı anlaşılmıştır. Hal böyle olunca mahkemece davacının tapu iptal ve tescil talebi yönünden davanın tefriki ile istemin Asliye Hukuk Mahkemesinin görev alanında olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi ve 2/B kapsamına alınmasına ilişkin istemin ise yargılama sonucuna göre eldeki dava yönünden karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır....