Bozma ilamında, vergi kaydının miktar fazlası kısımları yönünden 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesi uyarınca araştırma yapılması hususuna işaret edilmesine rağmen, bu doğrultuda bilimsel veri içermeyen, taşınmazın kullanım durumunu ve toprak yapısını açıklama bakımından yetersiz, denetime elverişli olmayan zirai bilirkişi raporuna dayanılarak karar verilmiş, kaydın doğu sınırında okunan meranın taşınmazın güneyinde bulunan ve orman olması nedeniyle tescil harici bırakılan taşınmazda kalıp kalmadığı belirlenmemiş ve yöntemince mera ve orman araştırması da yapılmamıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kadastro sonucu ... çalışma alanında bulunan 106 ada 65 parsel sayılı 895.27 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olması nedeniyle meşelik vasfıyla davalı ... adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ... irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tapu iptal ve tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli 106 ada 65 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı ... adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 21.05.1992 tarihinde ilân edilip kesinleşen orman kadastrosu, daha sonra 18.01.2007 tarihinde ilân edilip kesinleşen 4999 sayılı Yasanın 9. maddesi gereğince fenni hataların düzeltilmesi çalışması ile 2007 yılında kesinleşen genel arazi kadastrosu vardır. Taşınmaz bu çalışmada belgesizden davalı adına tesbit edilmiştir. Mahkemece Alanya 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/478 sayılı dosyasına ait kroki uygulanmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir. Sözü edilen dosyada Orman Yönetiminin aynı taşınmaz hakkında açtığı tapu iptali tescil davası sonunda, çekişmeli taşınmazın kuzeyinde yeralan ve kesinleşen orman kadastro sınırları içinde kalan bölümü (A1 işaretli 1408 m² yer) belirlenerek orman niteliğiyle Hazine adına tesciline karar verilmiştir....
Kadastro tutanağı 05.11.2009- 07.12.2009 tarihleri arasında askı ilanına alınmış, süresi içerisinde kadastro tespitine itiraz edilmemesi nedeniyle 08.12.2009 tarihinde kesinleştirme işlemi yapılarak tespit maliki adına tapuya tescil edilmiştir. Davacılar 22.08.2019 tarihinde; kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava konusu taşınmazın bir kısmına yönelik olarak tapu kaydının kısmen iptali ile adlarına tescil istemiyle dava açmıştır. Dosyada bulunan dava konusu taşınmaza komşu 134 ada 3 sayılı parselin kadastro tutanağı ve tapu kaydının incelenmesinde, bağış ve zilyetlik nedeniyle davacılar Remzi ve T1 adına tespit ve tescil edildiği, 101 ada 1 sayılı parselin ise orman vasfıyla Hazine adına tescil edildiği anlaşılmıştır. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 02.02.2007 tarihinde ilan edilen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması vardır....
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “Çekişmeli taşınmazın bilirkişi rapor ve krokisinde (A) harfiyle işaretli bölümünün 1949 yılında yapılan orman kadastrosunda orman tahdidi içinde kaldığı, 2005 yılında yapılan aplikasyon ve 2/B madde uygulamasında niteliğinin değişmediği, Orman Yönetimi bu bölüme yönelik talebinin tapu iptali ve tescil niteliğinde olup; görevli mahkemenin genel mahkemeler olduğu, mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerektiği; (B) harfiyle işaretli bölümünün ise 1949 yılında yapılan orman kadastrosunda tahdit içinde kaldığı, 2005 yılında yapılan aplikasyon ve 2/B uygulamasında 2/B niteliğiyle orman sınırları dışına çıkarıldığı, Orman Yönetimi tarafından orman kadastrosuna itiraz edilerek taşınmazın orman niteliğiyle Hazine adına tescili istenmiş, ancak mahkemece, (B) harfiyle işaretli bölüm 2/B niteliğinde olup olmadığının araştırılmadığı, bu nedenle yeniden yapılacak keşifte, çekişmeli taşınmazın (B) harfiyle işaretli bölümünün 31/12/1981 tarihinden önce orman...
Mahkemece, çekişmeli taşınmazın 1963 yılında yapılan tapulama sırasında gerçek kişi adına yapılan tesbitine karşı Orman Yönetimi tarafından itiraz edilmesi üzerine, Tarım Bakanlığı mütalaasına göre çekişmeli taşınmazın orman sayılan yerlerden olmadığı belirlenerek, mahkemenin 1968/72 ve 1969/874 sayılı kararıyla davaların reddine karar verildiği ve gerçek kişi adına hükmen tapu kaydı oluştuğu, böylece taşınmazın orman olmadığı konusunda Hazine yönünden kesin hüküm gerçekleştiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmişse de; HGK.nun 20.03.1996 gün ve 1995/20-1086-174 sayılı kararında ve dairenin bir çok kararında kabul edildiği gibi kesin hükmün varlığı, kesinleşmiş orman kadastrosunun kendiliğinden geçersiz olması sonucunu doğurmaz. 6831 Sayılı Yasanın, orman kadastrosuna ilişkin hükümleri diğer kadastro yasaları gibi tasviye amacını güder. Orman kadastrosu işlemlerine karşı ilgilileri tarafından açılacak davalar için tanınmış olan süreler hak düşürücü sürelerdir....
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve çekişmeli taşınmazın 1949 yılında yapılıp kesinleşen Çataldağı Devlet Ormanı sınırları içinde kaldığı, 1986 yılında Hazine adına nitelik kaybetmesi nedeniyle orman sınırları dışına çıkarıldığı, bu olguları gözönünde bulundurmayan kadastro ekibi 1987 yılında yapılan genel kadastro sırasında dava konusu parseli davalıların miras bırakanı adına senetsizden tapuya tescil ettiği, yapılan işlemin 2. kadastro olması nedeniyle 766 Sayılı Yasanın 46 mad./2. mad. ve 3402 Sayılı Yasanın 22/1 maddesi gereğince bütün sonuçları ile hükümsüz olması nedeniyle dava konusu parsel hakkında oluşturulan tapunun yolsuz tescil hükmünde ve aslı orman olan taşınmazın her nasılsa özel mülk olarak tapuya tescil edilmesinin özde orman olan taşınmazın niteliğini değiştirmeyeceği ve bu tür tapu kayıtların 3402 Sayılı Yasanın 12/3. maddesindeki hak düşürücü süreye bağlı kalmadan Hazine veya Orman Yönetimi tarafından her zaman iptal talebi ile dava...
Dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesine göre orman kadastrosu 23/08/1996 tarihinde yapılmış ve kesinleşmiştir. Arazi kadastro çalışmaları 27/07/2010 tarihinde yapılmıştır. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişileri tarafından kesinleşmiş orman tahdit haritası, eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada çekişmeli taşınmazın tahdit dışında kalan ve orman sayılmayan yerlerden olduğu, halen de eylemli biçimde orman niteliğinin bulunmadığı saptandığına göre, yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığından yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına 16/06/2020 günü oy birliğiyle karar verildi....
Mahkemece davanın kabulü ile dava konusu taşınmazın ... bilirkişi raporuna ekli krokide (B) ile gösterilen 2357 m2 ve (D) ile gösterilen 745 m2’lik kısımların tapu kaydının iptaliyle hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, tapu iptali ve tescil niteliğindedir. Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde arazi kadastrosu 1985 yılında yapılmış ve 07.04.1986 tarihinde kesinleşmiştir. Yörede orman kadastrosu 1970 yılında yapılmış ve 03.06.1971 tarihinde kesinleşmiştir. 175 nolu orman kadastro komisyonu tarafından yapılan aplikasyon ve 2/B madde uygulaması 18.07.2007 tarihinde ilan edilerek 19.01.2007 tarihinde kesinleşmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı Hazine, ... Köyü 160 ada 12 parsel sayılı 3500 m2 yüzölçümündeki taşınmazın tapuda davalı adına kayıtlı olduğunu, yörede yapılan ve 01.03.2007 tarihinde ilan edilerek 01.09.2007 tarihinde kesinleşen aplikasyon ve 2/B madde uygulaması ile dava konusu taşınmazın kısmen Hazine adına orman sınırları dışına çıkartıldığını belirterek davalı adına olan tapu kaydının iptali için dava açmıştır....