HUKUK DAİRESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacılar, kendilerini kentsel dönüşümle ilgilenen müteahhit olarak tanıtan davalı ... ve ... ile çekişmeli 980 ada 1 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bina yapımı konusunda anlaştıklarını, buna göre taşınmazı bedelsiz olarak davalılara devrettiklerini, davalıların da ardından taşınmazı iade etmeleri gerekirken, diğer davalı ...’a devrettiklerini, davalılar tarafından kandırıldıklarını ileri sürerek, tapu iptali ve tescil istemişlerdir. Davalılar ve taşınmazın davanın devamı sırasında temlik edilmesi nedeniyle davaya katılan dahili davalılar, davanın reddini savunmuşlardır....
Yargı yetkisinin ise idari eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimi ile sınırlı olduğu belirtilmiş yürütme görevinin kanunlarda gösterilen şekil ve esaslara uygun olarak yerine getirilmesini kısıtlayarak, idari eylem ve işlem niteliğinde veya idarenin takdir yetkisini kaldıracak biçimde karar vereceğine ilişkin bir düzenleme getirilmemiştir. Somut olayda; idari işlem sonucu oluşan imar uygulaması neticesinde taşkın duruma gelen bina nedeniyle TMK 725. maddesine dayanılarak tapu kaydının iptali ile davacı taraf adına tescili istenmektedir. Tapu iptali ve tescil isteminin dayanağı olan imar uygulamasına yönelik idari işlemin yerindelik denetimi idari yargının görev alanına girmekte ise de tapu iptali ve tescil istemi ancak adli yargıda görülebilir....
Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, 67 parsel sayılı taşınmazdaki metruk binayı 14.11.1997 tarihinde dava dışı ablası Bedriye’den satın aldığını, binayı yıkarak yeni bina yapımına başladığını, davalının açtığı tapu iptali ve tescil davası sonucunda taşınmazın davalı adına tesciline karar verildiğini, bu davadan süresinde haberi olmadığından binayı bitirdiğini, iyiniyetle yaptığı bina değerinin zemin değerinden fazla olduğunu ileri sürerek, taşınmazın adına tescilini veya bina bedeli olarak şimdilik 100.000 TL’nin faiziyle davalıdan alınmasını istemiştir. Davalı, hükmen tescil edilen taşınmaza tescil davasının açılmasından sonra bina yapımına başlandığını, davacının kötüniyetli olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, tapu iptali ve tescil isteminin reddiyle 180.000 TL tazminatın davalıdan alınmasına karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 26.05.2009 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; mahkemenin görevsizliğine dair verilen 25.12.2009 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, maliki olduğu 1 parsel sayılı taşınmazda bulunan binanın davalılara ait 3 parsel sayılı taşınmaza imar nedeni ile taşkın hale geldiğini ileri sürerek, taşkın kısmın tapu kaydının iptali ile TMK’nun 725. maddesi uyarınca adına tescilini veya irtifak hakkı kurulmasını istemiştir. Davalı ..., davacının yaptığı kaçak binanın imar uygulamasında görünmediğini, talebin 3194 sayılı yasanın 18.maddesine aykırı bulunduğundan davanın reddini savunmuş, diğer davalı kooperatif ise yanıt vermemiştir....
e ait 1061 parsel sayılı taşınmazın kadastro çalışmaları öncesinde haricen murisleri ... tarafından satın alındığını, zilyetliklerinde bulunan 1061 parsel sayılı taşınmaza çap kaydı oluşmadan evvel ev ve ahır yaptıklarını, taşınmazda meyve ağaçları yetiştirdiklerini ileri sürerek, 1061 parsel sayılı taşınmazın harici satış sırasında murislerince bedeli ödendiğinden bedelsiz olarak, davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir. Davalılar, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalılar vekili temyiz etmiştir. Dava, Türk Medeni Kanununun 725 ve 729 maddelerine dayalı tapu iptali tescil isteğine ilişkindir. Yasal ayrıcalıklar dışında, Türk Medeni Kanununun 684/1 ve 718/2 maddeleri hükümlerine göre, arazinin mülkiyeti ve buna bağlı olan tasarruf hakkı o arazide kalıcı olmak koşuluyla yapılan şeyleri de kapsar....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 15.12.2004 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulü ile taşınmazın 54.27 m²'lik kısmın tapusunun iptali ile davalı adına tesciline dair verilen 23.11.2004 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, mülkiyetinde bulunan 116 parsel numaralı taşınmaza doğu bitişik 115 parsel numaralı taşınmaz maliki davalı tarafından bina yapılır iken, keşfen belirlenen 33.71 m²'lik bölümünü kendisine ait 116 parsele taşırdığını bildirerek, taşırılan bu kısmın mülkiyetinin belirlenecek bedeli mukabilinde davalıya aktarılmasını istemiş, mahkemece istemin hüküm altına alınması üzerine, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Bilahare dosya ve içeriğindeki tüm kağıtlar incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü: KARAR Asıl dava, elatmanın önlenmesi ve yıkım; birleştirilen dava 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 725’inci maddesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Asıl davada davacı-birleştirilen dava davalı vekili, müvekkilinin 390 ada 9 parsel sayılı taşınmaza 26.04.2007 tarihinden itibaren kayden malik olduğunu, müvekkilinin 27.08.2013 tarihinde yaptırdığı ölçüm sırasında davalıların maliki olduğu 390 ada 10 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan binanın müvekkilinin taşınmazına taşkın olduğunun tespit edildiğini, davalılara yapılan ihtarnamelere rağmen davalılar tarafından taşkınlığın giderilmediğini, taşkın yapı nedeniyle müvekkilinin taşınmazına inşaat yapamadığını belirterek, 390 ada 10 parsel sayılı taşınmazdaki yapının müvekkiline ait taşınmaza müdahalesinin önlenmesine ve taşkın yapının yıkılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
Arsa malikinin arsasının uğrayacağı değer kaybı uzman bilirkişilerden rapor alınmak suretiyle TMK’nın 4., TBK’nın 50. maddesi uyarınca ve aynı zamanda sebepsiz zenginleşmeyi önleyecek biçimde dava tarihine ve objektif esaslara göre tespit ve takdir edilmelidir. (Objektif koşul) c) Üçüncü koşul ise taşkın inşaat yapanın, taşınmaz malikine bu bedeli ödemesidir. Taşkın inşaatın yıkılması gerekmiyorsa, mahkemece yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda belirlenecek bedel arsa sahibine ödenmek üzere depo ettirilmelidir. d)Yukarıda değinilen üç koşulun yanısıra, mahkemece iptal ve tescile karar verilebilmesi için taşkın yapının zeminindeki arazi parçasının ana taşınmazdan ifrazının da mümkün olması gereklidir....
Hukuk Dairesi 02.12.2013 tarihli ve 2013/10266 Esas, 2013/16996 Karar sayılı ilamı ile, davalıların kadastro tespitinden sonra çaplı taşınmaza tecavüz ederek taşkın bina yaptıklarından temliken tescil talebin en önemli koşulu olan iyi niyetli olmaları durumunun gerçekleştiği söylenemeyeceğinden, davacının mülkiyet hakkına değer verilmek suretiyle davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken savunma yoluyla talep edilen temliken tescil isteğinin kabulü yönünden hüküm kurulmuş olmasının doğru olmadığı gerekçesi ile hükmün bozulmasına karar vermiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı tarafından, davalı aleyhine 01.07.2008 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi, kal istenmesi, birleşen davada davacı tarafından, birleşen davada davalı aleyhine 07.03.2011 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine, birleşen davanın kabulüne dair verilen 01.06.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, çaplı taşınmaza taşkın inşaat yapılarak neden olunan haksız elatmanın giderilmesi istemi ile açılmıştır. Davalı, davanın reddini savunmuş, birleşen davasında ise Türk Medeni Kanununun 725. maddesine dayanarak tapu iptali ve tescil talebinde bulunmuştur....