Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalılar vekillerince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı ile davacı ve vekilleri gelmiş, diğer davalı tarafından gelen olmadığından, onların yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 25.10.2003 gününde verilen dilekçe ile noter satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil mümkün değilse tazminat ve cezai şartın davalı...'dan tahsili istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davalı ...'ye karşı açılan tapu iptali ve tescil davasının reddine, davalı...'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan sözleşmenin feshi tapu iptal ve tescil istemlerine istemine ilişkindir. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 09.02.2012 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve Resmi Gazetede yayımlanarak 01.03.2012 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 15.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden 15.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE,13.07.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: KARAR Dava, arsa payı devri karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca yapılan binada yükleniciye bırakılan bağımsız bölümün temlik alınması nedeniyle kişisel hakka dayalı tapu iptali ve tescil istemi, kademeli istek ise tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, tescil isteminin kabulüne dair hüküm Dairemizce özetle “...Arsa payı devri karşılığı inşaat sözleşmelerinde yüklenicinin temel borcu eseri ( binayı ) sözleşmeye, fen kurallarına ve amacına uygun imal etmek, arsa malikinin temel borcu ise , yüklenicinin edimini yerine getirmesinden sonra sözleşmeye uygun arsa veya kurulmuşsa kat irtifakı tapusunu yükleniciye devretmektir. Yüklenici, edimlerini yerine getirdiğinde arsa sahibine karşı kazandığı kişisel hak nedeniyle arsa payı veya bağımsız bölüm tapusunun devrini ondan isteyebileceği gibi Borçlar Kanununun 162 ve devamı maddeleri uyarınca üçüncü kişilere arsa sahibinin onamını almaksızın devredebilir....
O halde mahkemece, ifanın imkansız hale geldiği tarih esas alınmak suretiyle rayiç bedele ( davacının talep ettiği satış bedeli olan 290.000 USD geçmeyecek şekilde) hükmedilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. 3- Kabule göre de; mahkemece sözleşmenin iptali karar verildiği halde, tapu kaydının iptali ile davalı adına tesciline karar verilmemiş olması da hatalı olup bozmayı gerektirmiştir....
Davalı ... vekili, dava konusu 735 parsel sayılı taşınmaz hakkında muhdesatın aidiyeti, temliken tescil nedenine dayalı tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde tazminat istemine yönelik dava açtıklarını, ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/231 Esasına kayıtlı bu davanın bekletici mesele yapılmasını istemiştir. Mahkemece, dava konusu 735 parsel sayılı taşınmaz hakkında muhdesatın aidiyeti, temliken tescil nedenine dayalı tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde tazminat istemine yönelik açılan davanın kesinleşmesinin beklenilmesine karar verildiği ancak kesinleşmesi beklenmeden tüm taşınmazların satış suretiyle ortaklığının giderilmesine, 735 parsel sayılı taşınmazdaki satış bedelinin %94,67'sinin muhdesat sahibi davalı ...'e, kalan %5,33'ünün tapu kaydındaki paylar oranında paydaşlara ödenmesine karar verilmiştir. Dava konusu 735 parsel sayılı taşınmaz hakkında verilen hüküm davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 13.04.2004 gününde verilen dilekçe ile noter satış vaadi sözleşmelerine dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 06.03.2007 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne, dava değeri yönünden duruşma isteminin reddine karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, biçimine uygun düzenlenmiş 31.03.1989 ve 19.04.1999 günlü sözleşmeler uyarınca tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davalılardan ... mirasçıları satışın vekil aracılığı ile yapıldığını, satış yapıldığı tarihte de asil öldüğünden açılan davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, dava reddedilmiştir. Hükmü, davacı temyiz etmiştir....
Davacı taraf 09.09.2014 yılında risk analizi yaptırdıktan sonra inşaatın imara aykırı olduğunu ve afet riski bulunduğunu belirterek sözleşmenin feshi, tapu iptali ve tescil ile meni müdahale ve kal talebiyle dava açmış ve yerel mahkemece dava kabul edilmiştir. Dairemizin Sayın çoğunluğunun bozma gerekçesine aynen iştirak ediyoruz. Ancak yukarıda belirttiğimiz gerekçelerle yüklenicinin edimlerini yerine getirmemesi nedeniyle temyiz eden davalı-üçüncü kişiler adına olan tapuların iptali, meni müdahale ve kal’e karar verilmesi TMK nın 2. ve 1023. maddelerine aykırılık teşkil eder. Zira, temyiz eden davalı-üçüncü kişiler; ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... yargılamanın tüm aşamalarında iyi niyetli olarak ve tapuya güvenerek bağımsız bölümlere karşılık gelen eden tapu hissesini satın aldıklarını, ve 1999 tarihinden beri bağımsız bölümlerini kullandıklarını beyan etmişlerdir....
, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 1.000,00 TL cezai şart, 1.000,00 TL maddi zararın ve 1.000,00 TL alacağın davalı şirketten tahsiline, 24.02.2014 tarihli sözleşmenin feshi ile 2 ve 3 numaralı bağımsız bölümlerin davalı ... adına olan tapu kaydının iptali ile müvekkilleri adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Vaat borçlusunun sözleşmenin yapıldığı tarihte malik olmaması sözleşmenin sıhhatine tesir etmez. Satış vaadi sözleşmesi geçerli olmakla birlikte dava tarihinde davalılar vaat olunan taşınmazın maliki olmadığından aynen ifa mümkün değildir. Kural olarak, borcun ifa edilmemesi borçlunun sorumluluğunu meydana getirir ve borcun ifa edilmemesinde kusurlu kabul edilir. Bu durumda vaat alacaklısı davacı aynen ifa yerine Borçlar Kanunu'nun 96 ve devamı maddeleri uyarınca tazminat talep edebilir. Buradaki tazminat alacaklının müspet zararıdır. Müspet zarar ise; aktin hiç veya gereği gibi ifa edilmemesinden doğan zarardır. HGK'nın 29/09/2010 tarih ve 2010/14-386-420 ve 28/09/2011 tarih ve 2011/13-528-571 sayılı kararlarında da açıklandığı üzere, resmi şekilde düzenlenmesi gereken ve tam iki tarafa borç yükleyen satış vaadi sözleşmelerinde, edimini yerine getiren taraf, karşı tarafın da edimini yerine getirmesini isteyebilir....