"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL -KARAR- Asıl dava; satış vaadi sözleşmesinin feshinin hükmen tespiti, karşı dava ise satış vaadi sözleşmesinden kaynaklı feraga icbar istemine ilişkin olup, mahkemece asıl davanın açılmamış sayılmasına, karşı davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm asıl davanın davacısı tarafından temyiz edilmiştir.Davanın açıklanan bu nitelendirmesine göre, 2797 Sayılı Yargıtay Yasasının 14.maddesi uyarınca temyiz incelemesi Yüksek 14.Hukuk Dairesine ait bulunduğundan dosyanın ilgisi yönünden anılan Daire Başkanlığına gönderilmesine, 08.11.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 29/04/2021 NUMARASI : 2014/305 ESAS,2021/220 KARAR DAVA KONUSU : Tapu İptali Ve Tescil (Satış Vaadi Sözleşmesinden Kaynaklanan) KARAR : Davalı T9 vekilinin istinaf başvuruları üzerine Sakarya 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2014/305 Esas, 2021/220 Karar sayılı gerekçeli kararı incelendi. TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI : Davacı vekili vekili dava dilekçesinde özetle; davalılar murisi T14 Sakarya Adapazarı İlçesi Mithatpaşa Mahallesi 3416 ada 2 parsel sayılı taşınmazı Sakarya Noterliği 28/08/1958 tarihli taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile ve Sakarya 1. Noterliği 23/08/1958 tarih 11816/11817 yevmiye nolu taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile Remziye Vıracalı'ya satılarak bedelinin tahsil edildiğini, T14 1918 TL nin 1500 TL kısmının 28/08/1958 ve kalan 418 TL kısmının tapu takrir verildiği zaman tahsil edeceğini şahitler M....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2023/291 KARAR NO : 2023/384 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : ÜNYE 3.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2016/463 ESAS, 2017/265 KARAR DAVA KONUSU : Tapu İptali ve Tescil (Satış Vaadi Sözleşmesinden Kaynaklanan) KARAR : Ünye 3....
Davacılar, muris babaları ...’ın 11.8.1998 tarihli satış vaadi sözleşmesi ve 13.08.1998 tarihli "Tarla Satış ve Zilyet Devir Senedi" ile Davalıların muris babaları ...'dan miras hak ve hisselerini satın aldığını ve bugüne kadar kendileri tarafından kullanıldığını belirterek tapu iptali tescil isteminde bulunmuşlardır. Dava konusu edilen (tefrik sonucu) 178 ada 3 parsel sayılı taşınmaz 10.01.2012 tarihinde kadastro çalışmaları sırasında ölü ... oğlu ... adına tescil edilmiştir. Davacılar tapu maliki ...'in dedeleri ... olduğunu ve vaad alacaklısı ... ile vaad borçlusu ...’nin babası olduğunu, bildirmiş ve hatta temyiz dilekçesinde isim yanlışlığını düzelttirdiklerini bildirmişlerdir....
Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716.maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağı bulunmalıdır....
Dava, kadastro tespiti 1953 yılında yapılıp kesinleştikten sonra, 1957 yılında davacılar murisi adına tapu kayıt maliki Hazine tarafından dağıtımı yapılan tapu kaydı yüzölçümü miktarının, tapu kaydında hatalı yazıldığı ve taşınmazın dağıtılan miktar ile tapuya tescil edilmesi istemine ilişkindir. Davacı her ne kadar davasını yüzölçümü düzeltilmesi olarak isimlendirmiş ise de, dava tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin olup mahkemece de tapu iptali tescil davası gibi inceleme yapılarak hüküm kurulmasına rağmen dava konusu taşınmazın komşu parsel malikleri davaya dahil edilmemiştir. O halde mahkemece öncelikli olarak komşu parsel maliklerinin davaya dahil edilmesi için davacıya süre verildikten sonra işin esası hakkında inceleme yapılması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 04.04.2007 gününde verilen dilekçe ile gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali, tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 20.11.2007 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi bir kısım davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, biçimine uygun düzenlenmiş taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Cevap veren davalılar, davanın hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığını, kaldı ki aynı konuda açılan ve kesinleşen dava bulunduğunu, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, kesin hüküm olduğu gibi taşınmaz elbirliği mülkiyet rejimine tabi olup sözleşmenin ifası istenemeyeceğinden dava reddedilmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 25.07.2000 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın kabulüne dair verilen 27.10.2010 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 13.12.2011 günü için yapılan tebligat üzerine gelen olmadı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, 01.03.2000 ve 03.04.2000 tarihli taşınmaz satış vaadi sözleşmelerine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davalılar, satış vaadi bedelin ödenmediğini, sözleşmenin iptali hususunda dava açıldığını, bunun sonucunun beklenmesi gerektiğini, davanın reddini savunmuştur....
Mahkemece, uyuşmazlık konusunun resmi şekil koşuluna uyulmadan yapılan gayrımenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptal ve tescil talebi olduğunun kabulü ile davanın yazılı gerekçe ile reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Hükmün onanması gerektiğinden sayın çoğunluğun bozma kararına katılamıyoruz....
Somut olayda; davacı taşınmazın kendi adına tescil edilmesi gerekirken ... oğlu ... ... adına tespit ve tescil edildiğini ileri sürerek kayıtta düzeltim istemiştir. Yukarıda da açıklandığı gibi kimlik bilgilerindeki yanlışlıkların düzeltilmesi tapu kaydında isim düzeltme davalarının konusu olabilir. Davacı ise tapu kütüğündeki ismin yanlış yazıldığı değil, yanlış kişi adına tespit ve tescil işleminin gerçekleştiğini iddia etmektedir. İddia bu şekli ile ancak tapuda malik olarak ismi geçen kişiye karşı yöneltilecek tapu iptali tescil davasına konu olabilir. Mahkemece bu yön gözardı edilerek mülkiyet nakli oluşturacak şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, 08.10.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi....