Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, taşınmazın tapu kaydında kat irtifakı veya kat mülkiyeti kurulmamış olduğu gerekçesiyle tapu iptali ve tescil isteminin reddine, ikinci kademedeki tazminat istemi hakkında da aynen ifanın ileri bir tarihte yerine getirilebilme durumu söz konusu olduğundan davanın reddine karar verilmiştir. 24.04.1978 tarihli ve 3/4 sayılı YİBBGK Kararı ile “634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra, ana taşınmazda henüz kat mülkiyeti ya da kat irtifakı kurulmadan önce, bağımsız bölüme ilişkin ve arsa payı ile bağlantılı veya bağlantısız, eş deyişle arsa payı belirlenmiş veya belirlenmemiş olarak Noterlerce düzenlenen kat mülkiyeti ya da kat irtifakı satış vaadi sözleşmelerinin geçerli olduğuna, bu tür bir satış vaadi sözleşmesinin Tapu Memurunca düzenlenmesinin zorunlu bulunmadığına...” karar verilmiştir. Bu Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının konusu yasalara uygun olarak inşa edilmiş bir yapıdır....

    Hukuk Dairesi MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 18.09.2015 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın zamanaşımı nedeniyle reddine dair verilen 26.01.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava satış vaadi sözleşmesinden kaynaklı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davacı vekili; müvekkili ile davalının kardeş olduğunu, ... İli, ......

      Kaynağını Borçlar Kanunu'nun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanunu'nun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanunu'nun 706 ve Noterlik Kanunu'nun 89. madde hükümleri uyarınca noter önünde resen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Medeni Kanun'un 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağının bulunması zorunludur....

      Bu uyuşmazlığın, hasımlı olarak açılacak bir tapu iptali ve tescil davasında çözüme kavuşturulacağı, uyuşmazlığın çekişmesiz yargı usûlünün uygulandığı tapu kaydında düzeltim davası ile görülme imkanının bulunmadığı açıktır. Hâl böyle olunca, çekişme konusu taşınmazlar yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu şekilde karar verilmesi isabetsizdir. Davalının yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 26/04/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 02.12.2014 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 25.03.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davacı vekili, müvekkilinin .......

          lehtarları aleyhine dava açılmadığından yerel mahkemece davacının tapu iptali ve ipotek, haciz ve sair takyidatlardan ari tescil talebinin reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır....

          Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Somut olaya gelince; davada 06.09.1990 ve 12.09.1990 günlü satış vaadi sözleşmelerine dayanılmıştır. Bunlardan 06.09.1990 günlü olanında vaat borçlusu Mümine ve diğerleridir. 12.09.1990 tarihli olanında ise davacılar miras bırakanına satış vaadinde bulunan bir kısım davalılar miras bırakanı ...’dır. Çekişme konusu 1973 parsele ait tapu kaydının incelenmesinden vaat borçlularına intikal yoluyla değişik paylar geldiği görülmektedir. Ne var ki, bu payların tamamı veya bir bölümünün satış vaadine konu edilip edilmediği hususunda tereddüt doğmuştur. Diğer taraftan satış vaadi borçlularından ...’nin baba adı satış vaadi sözleşmesinde “Veli” olarak yazıldığı halde tapu kaydında “...” olarak yazılıdır....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 02.01.2013 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 24.05.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra Dairemizin 27.02.2017 günlü mahalline iade kararı sonrası dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davacılar vekili, davalıların mirasbırakanı ...ve ... (...)’in ... 1. Noterliği’nin 13.06.1977 tarihli ve 4126 yevmiye numaralı satış vaadi sözleşmesiyle ......

              Davacı tarafından da davanın dayanağı gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine istinaden satış vaadinde bulunan davalılar İrfan Özkan, Talat Akpınar ve T4 aleyhine Gaziosmanpaşa 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/147 esas sayılı dosyası ile tapu iptali ve tescil davası açılmış, 10/12/2015 tarih ve 2015/556 karar sayılı karar ile davanın kabulüne, satış vaadinde bulunanların hisselerinin tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiş ve karar Yargıtay denetiminden geçtikten sonra 19/12/2018 tarihinde kesinleşmiştir. Davalılar adına kayıtlı hisselerin davacıya satışı davanın dayanağı gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile vaat ve taahhüt edilmemiştir. Yerel mahkemenin davanın reddine ilişkin kararı ve gerekçesi usul ve yasaya uygun olup doğru görülmüştür. Davacı vekilinin istinaf başvuru sebep ve gerekçeleri yerinde görülmediğinden reddi gerekir....

              Maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri Borçlar Kanununun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706 ve Noterlik Kanununun 89.maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re'sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaad alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716.maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verilebilmek için sözleşmenin ifa olanağı bulunmalıdır. Davanın dayanağını oluşturan 19.04.2004 tarihli ve 16.12.2008 tarihli satış vaadi sözleşmesi ve devir ve temlik sözleşmesi biçimine uygun düzenlenmiş geçerli sözleşmelerdir. Satış vaadi sözleşmelerinde imar parselleri de satışa konu edilebilir....

                UYAP Entegrasyonu