Davalı, satış vaadi sözleşmesi yapıldığını bilmediğini, iyiniyetli üçüncü kişi olduğunu, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davalının taşınmazı tapu kaydına güvenerek edindiği, iyiniyetli üçüncü kişi olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. İki tarafa borç yükleyen sözleşmelerden biri de taşınmaz satış vaadi sözleşmeleridir. Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür....
Noterliği 19/12/2011 tarih 41818 yevmiye numaralı satış vaadi sözleşmesi yapıldığı gün olan 20/12/2011 tarihinde 20531 yevmiye ile tapu siciline şerh edildiğini, şufa hakkı kullanarak şufa davası açan davalılar bu haklarını satış vaadi sözleşmesi tapuya şerh edildikten sonra kullandıklarını, tapudaki hisse devir tarihleri ve mahkemece verilen önalım kararlarının tarihi taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin tapuya şerh verildiği 20/12/2011 tarihinden sonraya denk geldiğini, Tapu Kanunu gereğince taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin tapuya şerh edilmesi nedeniyle davacı T1'ın sözleşmeyle kazandığı şahsi hakkını taşınmazı sonradan malik olanlara karşı ileri sürülme olanağı olduğunu, her ne kadar asli müdahiller T6, T7 ve T8 ön alım hakkını kullanarak taşınmaz satış vaadi sözleşmesine konu hisseyi adlarına tescil ettirmiş iseler de devraldıkları hisseler üzerinde taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile ilgili tapudaki şerh nedeniyle davacı T1'a karşı sorumlulukları bulunduğunu, Tapu kaydında Satış...
Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava,satış vaadi sözleşmesine dayanan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.Kaynağını Borçlar Kanunu’nun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanunu’nun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanunu’nun 706 ve Noterlik Kanunu’nun 89. madde hükümleri uyarınca noter önünde resen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaad alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Medeni Kanunun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Davacı, 4.6.1996 tarihinde noterde düzenlenen gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi uyarınca davalılardan ......
Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Kaynağını Türk Borçlar Kanununun 29. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri,Türk Borçlar Kanununun 237. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re'sen düzenlenmesi gereken bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaad alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hemen yerine getirilmesini isteyebilir. Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesine dayanan tescil isteminin hüküm altına alınabilmesi için sözleşmede kararlaştırılan bedel ödenmiş olmalıdır. Ancak, bedelden ödenmeyen bir kısım var ise, bu bedel Borçlar Kanununun 97. maddesi uyarınca depo ettirilmelidir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı-karşı davalı vekili tarafından, davalı- karşı davacı aleyhine 20.05.2013 gününde verilen dilekçe ile taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, ikinci kademede tazminat, karşı davada satış vaadi sözleşmesinin iptali talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın tazminat yönünden kabulüne, karşı davanın reddine dair verilen 24.03.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı- karşı davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil ikinci kademede tazminat istemine ilişkin olup, karşı dava satış vaadi sözleşmesinin iptali istemine ilişkindir....
Tapu Kanunu ile Türk Medeni Kanunu’nun yukarıda açıklanan hükümleri uyarınca; kişisel hak mahiyetinde olan satış vaadi sözleşmesine dayalı hak, tapu kaydına işlenmekle kuvvetlendirilmiş nisbi hak niteliğini kazanır. Bu nedenledir ki, aynı yasa hükümlerine göre, sicile şerh verilen satış vaadi sözleşmesi, beş yıl süre ile üçüncü kişilere karşı ileri sürülebilme imkanı bulur. Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesi, tapu kütüğüne şerh edilmiş olsa dahi, lehine satış vaat edilen kişi adına tescil işlemi gerçekleşmedikçe mülkiyetin intikalini sağlamaz. Yukarıda da belirtildiği gibi, Tapu Kanunu'nun 26.maddesi uyarınca; tapu siciline şerh verilen satış vaadi sözleşmesi, beş yıl süreyle üçüncü kişilere karşı ileri sürülebilir. Ancak bunun için, anılan süre içerisinde tescil davası açılması ve üçüncü kişi adına tescil işleminin tamamlanması zorunludur. Bu hak, yukarıda belirtildiği gibi tescil kararı alınıp, tapuya işlenmediği sürece aynî nitelik kazanmaz....
Noterliğinde düzenlemiş olan taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesinin konusunun taşınmaz olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü davacılar vekili temyiz etmiştir. Dava, taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Ortaklığın satış suretiyle giderilmesi davası kesinleşmiş, üçüncü kişi olan davalılara satış yapılarak taşınmaz adlarına tescil edildiğinden satış vaadi sözleşmesinin ifa olanağı kalmamıştır. Taşınmazın, satış vaadi sözleşmesi şerhi ile birlikte satış vaadi sözleşmesinin tarafı olmayan davalılara satılmış olması davacılara artık ifa olanağı kalmayan bu sözleşmeye dayanarak tescil isteme hakkı vermez. Davanın bu gerekçe ile reddi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile satış vaadi sözleşmesinin konusunun dava konusu taşınmaz olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiştir. Kabule göre de; davanın konusu 443 ada 14 parsel sayılı taşınmazda vaat borçlusu dava dışı ...'...
Noterliğinde düzenlenen 13.02.2007 tarihli ve 2507 yevmiye No'lu satış vaadi sözleşmesi ile davalının 5409 parselde bulunan B Blok 1 ve 2 No'lu daireleri 150.000,00TL bedelle davacıya satmayı vaat ettiğini, satış bedelinin nakden ve tamamen ödendiğini, ancak davalının tapu vermeye yanaşmadığını belirterek, B Blok 1 ve 2 No'lu bağımsız bölümlerin tapu kayıtlarının iptali ile davacı adına tescilini istemiştir. Davalı vekili dayanarak satış vaadi sözleşmesinin davacı ile davalı ...'in oğlu ... arasında imzalandığını, davalının oğlu ...'e verdiği vekaletnamenin ikrah ve tehdit altında imzalandığını, davalının daha önce bizzat kendisi gelmeden hiç bir işlem yapılmaması için tapuya dilekçe verdiğini, bu dilekçenin tapu kaydının beyanlar hanesine de işlendiğini ve işlem yapan 3. kişiler ile tapu idaresini bağlayıcı nitelikte olduğunu, davalı bizzat tapuya gitmeden sözleşme yapıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Birleştirilen davada davacı ... vekili davalı ... aleyhine ... 4....
Mahkemece, asıl ve birleştirilen davada tapu iptali ve tescil isteminin reddine, asıl ve birleştirilen davada davalının 90.568 TL tazminatın her bir davacıya ayrı ayrı ödemesine dair karar verilmiştir. Hükmü, birleşen davanın davacısı Uğur vekili temyiz etmiştir. Dava, taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil mümkün değilse rayiç bedelin tahsili istemine ilişkindir. Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür....
e satmayı vaat etmiştir. 23.08.1993 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile, ... 12 parsel sayılı taşınmazdaki hak ve hisselerinin tamamını bu defa ...'e satmayı vaat etmiştir. 11.10.1993 tarihinde, vaat alacaklısı ... olan 23.08.1993 tarihli satış vaadi sözleşmesi tapuya şerh edilmiştir. 04.03.1994 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile, ... 12 parsel sayılı taşınmazdaki hak ve hisselerinden 8001/18288 payını ...'a satmayı vaat etmiştir. 22.08.1994 tarihli “düzenleme şeklinde temlikname” ile temlik eden ..., 08.04.1993 tarihli ve ... yevmiye numaralı satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tüm hak ve alacaklarını, temlik alan ...'a devretmiştir. 16.03.2011 tarihinde dava konusu taşınmazın tapu kaydındaki satış vaadi şerhi terkin edilmiştir. Somut olayda, davacı ...'in dayandığı 23.08.1993 tarihli satış vaadi sözleşmesinin tanzim tarihinde vaat borçlusu ...'ın dava konusu taşınmazdaki payı tartışmalıdır....