Mahkemece, taşınmazın davalı tarafından tapu siciline güvenerek bedel karşılığı iyiniyetle temlik alındığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından süresinde duruşma istemli temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...’nin raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, duruşma istemi değerden reddedildi, gereği görüşülüp düşünüldü. -KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle, davacı tarafından inançlı işlem hukuksal nedenine dayanıldığı, iddianın 05.02.1947 tarih 20/6 sayılı İçtihatları Birleştirme Kararı uyarınca yazılı delille kanıtlanamadığı ve davalının teklif edilen yemini eda etmesi sonucu taşınmazı bedel karşılığı temlik aldığı gözetilerek, yazılı şekilde karar verilmesi doğru olduğuna göre; davacının temyiz itirazı yerinde değildir....
alıp kalanı iade etmek koşuluyla vekalet verildiğini, vekalet görevinin de kötüye kullanıldığını ileri sürerek, tapu iptal ve tescile karar verilmesini istemişler, yargılama sırasında taşınmazın el değiştirmesi nedeniyle davaya yeni malike karşı tapu iptal ve tescil davası olarak devam etmek istediklerini, taleplerinin kabul edilmemesi halinde taşınmaz bedelinin davalılar ......
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, kayden maliki olduğu 125 parsel 3 nolu bağımsız bölümünü boşanma aşamasında olan eşine fazla tazminat ödememek için geri almak koşuluyla güvendiği kız kardeşi davalıya emaneten 9.3.1999 tarihinde ve satış suretiyle temlik ettiğini, bedel almadığını, bilahare taşınmazın iadesini istediğinde davalıdan olumlu bir yanıt alamadığını ileri sürüp; tapu iptali ve tecsil isteğinde bulunmuştur. Davalı, zamanaşımı itirazının olduğunu, davaya konu 9.3.1999 tarihli işlemin gerçek bir satış işlemi olup, davacı ağabeyinden almış olduğu dairenin karşılığını nakit olarak tapu işlemleri sırasında ödediğini belirterek davanın reddini savunmuştur....
Dava, inanç sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. İnançlı işlemler, inananın teminat oluşturmak veya yönetilmek üzere mal varlığı kapsamındaki bir şey veya hakkını, inanılana devretmesi ve inanılanın da inanç anlaşmasındaki koşullara uygun olarak inanç konusu şeyi kullanmasını, amaç gerçekleştiğinde ise belirlenen şekilde inanana iade etmesini içeren işlemlerdir. İnançlı bir işlem ile inanan, sahibi olduğu bir mülkiyet veya alacak hakkını inanılana kazandırıcı bir işlemle devretmekte ancak borçlandırıcı bir sözleşme ile de onu bazı yükümlülükler altına sokmaktadır. İnançlı işlemin taraflarını, inanan ve inanılan oluşturur. Bir hakkı ya da nesneyi, güvendiği bir kişiye inançlı olarak devreden kimseye “inanan” adı verilir. Devredilen hak veya nesneyi, kendisine ait bir hak olarak kendi yararına, doğrudan doğruya ve dolaylı olarak kullanan kişiye de “inanılan” denir....
Mahkemece; davanın inançlı işleme dayalı tapu iptal ve tescil olmadığı taktirde tazminat isteğine ilişkin olduğu, Borçlar Kanunu’nun 125. maddesinde düzenlenen 10 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle HMK’nun 114/d ve 142. maddesi uyarınca davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hâkimi ...’ın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü....
HUKUK DAİRESİ DAVA TÜRÜ: TAPU İPTALİ-VE TESCİL-TAZMİNAT Taraflar arasında görülen davada; Davacılar, mirasbırakan babaları ...'ın 3228 ada 6 parsel sayılı taşınmazının 1/2 payını davalı oğlu Hidayet’e satış suretiyle temlik ettiğini, işlemin kız çocuklarını mirastan mahrum bırakmak amacıyla yapıldığını, taşınmaza kat karşılığı inşaat yapıldığını, oluşan 1 numaralı bağımsız bölümün davalı ... adına, 7 numaralı bağımsız bölümün ise ... ’in eşi ... adına tescil edildiğini ileri sürerek, tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline, olmadığı takdirde tazminata karar verilmesini istemişlerdir.Davalılar, zamanaşımının geçtiğini, temlikin mirasbırakan ile aralarındaki inançlı işlemin gereği olarak yapıldığını, dava konusu taşınmazın 205 metrekareye tekabül eden payının ... Belediyesine ait olduğunu, belediyeye ait payın ihaleye çıktığını, mirasbırakanın mali gücü yeterli olmadığından davalı ...'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, 7 parsel sayılı taşınmazda maliki olduğu 1076/104240 payını, almış olduğu borca karşılık olarak teminat amacıyla davalıya 23.12.2003 tarihinde satış suretiyle temlik ettiğini akrabalık bağı ve güven duygusu nedeniyle aralarında herhangi bir sözleşme düzenlenmediğini, temlikin; saflığından, tecrübesizliğinden ve vergi borcu nedeniyle hakkındaki icra takibi sonucu uygulanan haciz işleminden yararlanılarak sağlandığını ileri sürerek, tapu iptal ve tescile karar verilmesini istemiştir. Davalı, iddiaların doğru olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL-TAZMİNAT Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil-tazminat davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'nün raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, inançlı işlem hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmazsa bedelin tahsili isteğine ilişkindir. Davacılar, davalılardan ...'in davacı ...'in eski eşi, davalı ...'ın ise ...'in ablası olduğunu, ... ile ...'in evli olduğu dönemde ...'in işlerinin iyi gitmemesi nedeniyle dava konusu 1 nolu bağımsız bölümü teminat göstererek kredi kullanabilmesi için ...'...
KARŞI OY Dava, inançlı temlik hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, mümkün olmadığı taktirde tazminat isteğine ilişkindir.Bilindiği üzere; tescilin sonuçları iyiniyetli üçüncü kişilere karşı TMK.nun 1023. maddesinde "Tapu kütüğündeki tescile iyi niyetle dayanarak mülkiyet veya başka bir ayni hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur" şeklinde, iyiniyetli olmayan üçüncü kişilere karşı ise aynı yasanın 1024. maddesinde "Bir ayni hak yolsuz olarak tescil edilmiş ise bunu bilen veya bilmesi gereken üçüncü kişi bu tescile dayanamaz./Bağlayıcı olmayan bir hukuki işleme dayanan veya hukuki sebepten yoksun bulunan tescil yolsuzdur./Böyle bir tescil yüzünden ayni hakkı zedelenen kimse, tescilin yolsuz olduğunu iyiniyetli olmayan üçüncü kişilere karşı doğrudan doğruya ileri sürebilir" biçiminde düzenlenmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 12.03.2001 gününde verilen dilekçe ile inanç sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, mümkün değilse tazminat istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; tapu iptali ve tescil davası yönünden davanın reddine, tazminat istemi yönünden kısmen kabulüne dair verilen 13.11.2013 günlü hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davalı ... vekili, duruşmasız olarak temyizi davacı ... vekili tarafından istenilmekle tayin olunan 29.11.2016 günü için yapılan tebligat üzerine taraflardan gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Dava, inanç sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davalı, davanın reddini savunmuştur....