Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Türk Medenî Kanununun 1007. maddesi gereğince, tapu sicilinin yanlış tutulması sebebiyle zarara uğrayan kişinin bütün zararlarından Devlet sorumludur. Tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse, tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar; tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı, zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı, zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse, aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise, tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup, bu tarih ise zararın meydana geldiği tarihtir. TMK.705/2. maddesi uyarınca tapu iptal ve tescil istekli davaların kesinleştiği tarih itibariyle mülkiyet hakkı sona ereceğinden bu tarih itibariyle tapusu iptal edilen gerçek ve tüzel kişilerin zararı oluşacaktır....

K. sayılı kararıyla ..., ..., ... ... ve ...'ın sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarından hapis cezasıyla cezalandırıldıkları, davacının 27.09.2007 tarihinde ... aleyhine açtığı tapu iptali tescil davasının Gemlik Asliye Hukuk Mahkemesinin .../... E. - .../... K. sayılı kararıyla ...'in iyiniyetli üçüncü kişi olduğu, ...'in de tapu maliki olmadığından pasif taraf sıfatının bulunmadığı gerekçesiyle reddedildiği, temyiz edilmeksizin 05.04.2011 tarihinde kesinleştiği, bunun üzerine davacının 06.06.2011 tarihinde temyize konu davayı açtığı, ...'inde 8.10.2007 tarihli dilekçe ile ...ve ...'i taraf göstererek çekişmeli yeri 19.06.2006 tarihinde 62.000.-TL bedelle satın aldığını, aralarında buna ilişkin harici satış sözleşmesi yaptıklarını, ancak anılan kişiler hakkında sahtecilik suçundan Ağır Ceza mahkemesinde dava açıldığını, kendisi aleyhinede tapu iptali ve tescil davası açıldığını ileri sürerek satış bedeli ve satış masrafları toplamı olan 69.700....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi K A R A R Dava, arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesi uyarınca yapılan binada yükleniciye bırakılan bağımsız bölümün temlik alındığı iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil, kademeli olarak ise tazminat istemine ilişkin olup, mahkemece tapu iptali ve tescil isteminin reddine, tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından tazminat miktarı yönünden temyiz edildiğinden, 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14.maddesi gereğince temyiz incelemesi 13.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Yukarıda belirtilen nedenle dosyanın görevli sözü edilen Yüksek Daire Başkanlığına gönderilmesine, 08.02.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

      Hukuk Dairesi MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Asıl dosyada davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 20.11.2009 tarihinde verilen dilekçeyle yüklenicinin temlikine dayalı tapu iptali ve tescil, kira alacağı, ıslahla ikinci kademede tazminat, birleştirilen 2010/689 Esas sayılı dosyada davacı vekili tarafından 24.11.2010 tarihinde verilen dilekçeyle yüklenicinin temlikine dayalı tapu iptali ve tescil, birleştirilen 2012/494 Esas sayılı dosyada davacı vekili tarafından 08.07.2009 tarihinde verilen dilekçeyle yüklenicinin temlikine dayalı tapu iptali ve tescil olmadığı halde tazminat birleştirilen 2011/320 Esas sayılı dosyada davacı vekili tarafından 31.05.2011 tarihinde verilen dilekçeyle yüklenicinin temlikine dayalı tapu iptali ve tescil olmadığı halde tazminat talep edilmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; Dairemizin bozma ilamına uyularak davacı ...'in tüm taleplerinin reddine, davacı ...'in tapu iptali ve tescil talebinin reddine, davacı ...'...

        un geçersiz işlem ve yolsuz tescil nedeni ile büyük zarar gördüğünü, icra mahkemesince kısıtlı ve yetersiz yargılama nedeni ile davanın reddedildiğini ileri sürerek, dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptaline, mağduriyetleri nedeniyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 10.000,00 TL maddi, 10.000,00 TL manevi tazminatın satış tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemişlerdir. Davalı ...,davacı ... tarafından açılan ihalenin feshi davasında taşınmazın alanı ile ilgili herhangi bir itirazın ileri sürülmediğini ,icra mahkemesinde verilen ve kesinleşen karara rağmen tapu iptali davası açılamayacağını, tazminat taleplerinin yasal dayanağının bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Davalı ...,işlemlerin mevzuata uygun yapıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur. İhbar olunan ...mirasçıları ... ile ... ve ihbar olunan ..., davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir....

          Tüketici Mahkemesi K A R A R Davacı, arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesi uyarınca yapılan binada yükleniciye bırakılan bağımsız bölümü ondan temlik aldığını ileri sürerek tapu iptali tescil, kademeli olarak ise tazminat istenmiştir. Mahkemece tapu iptali ve tescil isteğinin reddine, tazminat isteminin kabulüne karar verilmiş hüküm davalı tarafından tazminat yönünden temyiz edilmiştir. Temyiz edenin sıfatına göre, 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14.maddesi gereğince temyiz incelemesi 13.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Yukarıda belirtilen nedenle dosyanın görevli sözü edilen Yüksek Daire Başkanlığına gönderilmesine, 28.05.2009 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

            Tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse, tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar; tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı, zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı, zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse, aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır (YHGK'nun 05/03/2003 gün ve 2003/19- 152 E. - 2003/125 K.; 29/09/2010 gün ve 2010/14- 386 E. - 2010/427 K.; 15/12/2010 gün ve 2010/13- 618 E. - 2010/668 K. sayılı kararı). Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise, tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup, bu tarih ise zararın meydana geldiği tarihtir. Dava, taşınmazın orman niteliğinde olması nedeni ile tapu kaydına konulan “orman” şerhinden kaynaklanan ve TMK’nın 1007. maddesi gereğince açılan tazminat istemine ilişkindir....

            Davacı vekili 02.06.2011 tarihli dilekçe ile, davasını ıslah etmiş ve tapu iptali ve tescil mümkün olmadığı takdirde yapı bedeli olarak 26.326,03 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsilini istemiştir. Mahkemece; davacının iyiniyetli olmadığı gerekçesiyle tapu iptali ve tescil isteminin reddine, binanın en az levazım bedeli olan 16.782,84 TL nin dava tarihinden itibaren yasal fazi ile tahsiline karar verilmiştir. Hükmü davacı vekili ve davalılar ..., ... ve ... temyiz etmiştir. Dava, Türk Medeni Kanununun 724. maddesi uyarınca açılan tapu iptali ve tescil, mümkün olmadığı takdirde muhdesat bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Anılan maddeye göre tescil kararı verebilmek için objektif ve sübjektif koşulun birlikte gerçekleşmesi yani bina değerinin zemin değerinden fazla ve muhdesat sahibinin de iyiniyetli olması gerekir....

              Tazminat isteğine dayanak 1424 ve 1425 sayılı parseller, sırasıyla 6.800,00 m² ve 7.700,00 m² yüzölçümleriyle ve tarla vasfıyla davacı adına kayıtlı olup, her iki parselin de beyanlar hanesinde 12/07/2005 tarih ve 4634 yevmiye numarasıyla konulan “Bu parselin bir kısmı kesinleşmiş orman tahdit sınırları içinde kalmaktadır” şeklinde ve şerhin Malik/Lehdar bölümüne ... yazılmış şerh bulunmaktadır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davaya bakma görevinin idare mahkemelerinde olduğu gerekçesiyle, davanın görevsizlik nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, tapu iptali ve tescil ile 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesine dayalı tazminat isteğine ilişkindir. Mahkemece verilen karar usûl ve kanuna aykırıdır. Şöyle ki; somut olayda, 1424 ve 1425 sayılı parsellerin tapu kaydının beyanlar hanesinde yer alan orman şerhi tapu maliki davacının tasarruf yetkisini kısıtlar niteliktedir....

                Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davacının tapu iptali ve tescil talebinin kesin hüküm sebebiyle usulden reddine, tazminat talebinin esastan reddine karar verilmiş; hükmün, davacı ... ve müşterekleri vekili istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacılar vekilinin esasa ilişkin istinaf taleplerinin esastan reddine, vekalet ücretine ilişkin istinaf başvurusunun kabulü ile Kandıra Asliye Hukuk Mahkemesinin 19.07.2017 tarihli ve 2016/74 Esas, 2017/285 Karar sayılı kararının vekalet ücretine ilişkin bölümünün HMK'nin 353/(1)-b.2 maddesi gereğince kaldırılmasına, davacının tapu iptali ve tescil ile terditli tazminat talebinin reddine şeklinde yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiş ve bu karar davacı ... ve müşterekleri vekili tarafından temyiz edilmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu