Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Eldeki davada muris muvazaası nedeniyle tapu iptali tescil davasının şartının oluşmadığı davacının davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığı ve bu eksikliğin giderilebilir bir eksiklik olmadığı hususları birlikte değerlendirildiğinde, davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine..." şeklinde karar verilmiştir....

öncesi verilere aykırı sınırlandırmasının yapıldığını beyanla, Mersin ili, Çamılyayla ilçesi, Belçınar Köyü 171 ada 6 ve 7(yeni parsel numarası) parsellerde yapılan kadastro uygulaması öncesi malik ve zilyedlik nedeniyle komşu parselde (171 ada 8 parsel) taşınmazın yargılaması sonucu davalıların muris muvazaası ile veya kadastro çalışmaları sırasındaki sınırlandırma hatası nedeniyle yolsuz olarak yapılan tescilin ve tapu kaydının iptali ile düzeltilerek davacılar ve muris Abdülkerim Aldoğan mirasçıları adına tapuda tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

Temyiz Sebepleri Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki itiraz nedenlerini yineleyip, muris muvazaasına dayalı somut olayda hak düşürücü sürenin aranmayacağını, tanık beyanlarının muvazaayı kanıtladığını bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla kararın bozulmasını talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, kadastro öncesi nedene ve muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 1. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesi şöyledir; “Bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz.” 2. Uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Muris muvazaası nedeniyle K A R A R Davada, kadastro öncesi nedenlere dayalı olarak tapu iptali ve tescil isteğinde bulunulduğuna göre, Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 27.12.2013 tarih 38 sayılı Kararı ile hazırlanıp, Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 24.01.2014 tarih 1 nolu Kararı ile kabul edilen ve 29.01.2014 tarih 28897 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (16.) Hukuk Dairesi'nin görevi cümlesinden bulunmakla, gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 29.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 10.06.2014 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı ... ve vekili Avukat ... geldiler, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilenler vekili Avukat gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü: -KARAR- Dava, ketmi verese ve muris muvazaası hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL -KARAR- Davacı, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olarak değil, kadastro tespitinin yanlış yapıldığını, davalılar adına tespit edilen taşınmazların 1/2 payının kendisine ait olduğunu ileri sürerek eldeki davayı açmıştır. Bu durumda dava, kadastro öncesi zilyetlik hakkına dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.Davanın açıklanan bu nitelendirmesine göre, 2797 sayılı Yargıtay Yasasının 14.maddesi temyiz incelemesi Yüksek 8.Hukuk Dairesine aittir. Ne var ki, 20.Hukuk Dairesince de daha önce görevsizlik kararı verilmiş olduğundan Daireler arasında temyiz incelemesi görevi yönünden ortaya çıkan uyuşmazlığın Hukuk Başkanlar Kurulunca giderilmesi için dosyanın Yüksek Birinci Başkanlığa sunulmasına, 12.05.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. ......

          Davacı taraf, dava konusu taşınmazın kök muris T23'tan kaldığını, ancak kadastro çalışması sırasında T5'ın diğer mirasçıları bertaraf ederek taşınmazı kendi adına tescil ettirdiği iddiasına dayanarak dava açmışlardır. Bu haliyle dava dilekçe içeriğine göre; davacılar, kadastro öncesi veya muris muvazaası hukuki nedenlerine dayanarak dava açmamışlardır. Davacılar, murisin davalılar dışında da mirasçıları bulunduğu ve bu mirasçıların bertaraf edildiği hukuki nedenine dayanmışlardır. Bu halde davanın, ketmi verese hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescili istemine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Ketmi verese olgusu kadastro öncesi neden değil, kadastro tespiti ile açığa çıkan bir durumu ifade etmektedir....

          Davalı hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddini savunmuştur. İlk derece mahkemesince, Davanın hak düşürücü süre nedeniyle REDDİNE, verilmiştir. Davacı, davanın hak düşürücü süreye tabi olmadığını, muris muvazaası nedeniyle her zaman dava açılabileceğini, saklı pay sahibi için zaman aşımı olmadığını belirterek istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Dava, kadastro öncesi nedenlere dayalı tapu iptali tescil istemine ilişkindir. Kadastro Kanunu madde 12/2 ve 3. Maddesinde; Kadastro müdürü tarafından onaylanarak kesinleşen tutanaklar ile kadastro mahkemesinin kesinleşmiş kararları; kesinleşme tarihleri tescil tarihi olarak gösterilmek suretiyle en geç 3 ay içinde tapu kütüklerine kaydedilir. Bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz düzenlemesi bulunmaktadır....

          Davacı vekili dava dilekçesinde, dava konusu taşınmazın 1986 yılında vefat eden muris Zekiye Özgenç'e ait olduğunu, taşınmazın tapuda davalı adına kayıtlı olduğunu, davalıya devrinin nasıl yapıldığının taraflarınca bilinmediğini ancak muvazaalı bir işlem yapıldığı kanaatinde olduklarını, satış veya devrin mal kaçırmaya yönelik olduğunu ileri sürerek miras hissesi oranında tapu iptal ve tescil talebinde bulunmuş, 02/08/2018 tarihli dilekçesi ile "Dava dilekçemizin konu kısmında da belirttiğimiz gibi açılan dava muris muvazaası hukuksal nedeniyle tapu iptal ve tescil davasıdır." şeklinde beyanı ile muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteminde bulunduklarını açıklamıştır....

          Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 07.01.2014 gün ve 2012/56 esas 2014/6 karar sayılı hükmün bozulmasına ilişkin olan 10.09.2015 gün ve 9541-10644 sayılı kararın düzeltilmesi süresinde davacı vekili tarafından istenilmiş olmakla, dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü: -KARAR- Dava, tapu iptal ve tescil, olmadığı takdirde tenkis isteğine ilişkin olup, davanın tapu iptal-tescil talebi yönünden kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen 06.02.2014 tarih, 2012/56 Esas ve 2014/6 sayılı karar, davalılar tarafından temyiz edilmekle, Daire'nin 10.09.2015 tarih, 2014/ 9541 Esas ve 2015/ 10644 Karar sayılı ilamı ile; davanın muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil, olmadığı takdirde tenkis isteğine ilişkin olduğu, çekişme konusu taşınmazların senetsizden davalılar adına kadastro ile tespit...

            UYAP Entegrasyonu