WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İlk derece mahkemesi, düzeltim talebi yönünden karar verilmeyerek, Kadriye ve Ülke yönünden tapu malikine karşı açılmış bir dava bulunmadığından davanın reddine karar verilmiş , karar davacı tarafından istinaf edilmiştir. 1- Tapuda pay sahibi olan Mehmet Karısı Kadriye ve Mehmet kızı Ülke'nin paylarının iptali talebi kadastro öncesi hukuki sebebe dayalı olup husumetinde bu kişilere yöneltilmesi gerekirken Tapu Sicil Müdürlüğüne yöneltildiği, Tapu Sicil Müdürlüğünün pasif husumet ehliyeti olmadığından ilk derece mahkemesinin bu yöne ilişkin verdiği kararda usul ve yasaya aykırılık yoktur. 2- Davacı ayrıca Kadastro beyannamesindeki miras bırakanı Mehmet Mülhek'in baba adı olarak yazılan Abdullah'ın, Ahmet olarak düzeltilmesini de talep etmektedir. Hâkim davacının bildirdiği maddi olaylar ve son istekle bağlı ise de, HMK'nin 33.maddesi uyarınca ileri sürülen maddi olaylarda hangi hukuki sebebe göre karar vereceğini tayin ve takdir etmek durumundadır....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil K A R A R Taraflar arasındaki dava, tespit öncesi hukuki sebebe dayalı tapu iptali ve tescil davası olduğundan, Yargıtay Başkanlar Kurulunun 10.01.2020 tarihli ve 1 sayılı kararı ile hazırlanan, 23.01.2020 tarihli ve 2020/1 sayılı kararı ile Yargıtay Büyük Genel Kurulunca kabul edilen, 28.01.2020 tarihli ve 31022 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak 01.02.2020 tarihinde yürürlüğe giren Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (16.) Hukuk Dairesinin görevi cümlesinden bulunmakla, dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 22.03.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi....

    Mahkemece, tapu iptal ve tescil talebi yönünden kadastro öncesi sebebe dayalı olduğu, 10 yıllık hak düşürücü sürenin dolduğu gerekçesiyle reddine; alacak talebi yönünden de kısmen kabulüyle 3.009,00 TL alacağın davalı ...'dan tahsiline karar verilmiştir. Hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava; kadastro tespiti sonrası kesinleşme öncesi zilyetliğin devri sözleşmelerine dayalı tapu iptali ve tescil, mümkün olmaması halinde alacak isteğine ilişkindir. Tüm dosya içeriği ve toplanan delillerden, dava konusu 3903 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinden önce tapuda kayıtlı olmadığı, kadastro tesptinin 21.06.1961 tarihinde yapıldığı, kadastro tutanağının 18.04.1963 tarihinde kesinleştiği, davacının 13.12.1962 tarihli sözleşme ile taşınmazı ...'dan satın aldığını iddia ettiği anlaşılmaktadır....

      Aydın'dan kalan diğer ev ve ev yerleri için kızların almadığını, oğlan kardeşlerine bağışladıklarını, buna rağmen kız kardeşlerinin Sarıoğlan Sulh Hukuk Mahkemesinin 2010/172 Esas sayılı dosyası ile taksim ve izalei şuyu davası açtıklarını, bu nedenlerle dava konusu taşınmazın tapu kaydının kısmen iptaline, bu kısmın ... mirasçıları adına veraset ilamındaki hisseleri nispetinde müştereken tapuya tesciline, karar verilmesini talep etmiştir. Davalı cevap dilekçesi vermemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Somut olayda; dava 26.04.2000 tarihli taksim sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil davasıdır. Ancak Mahkemece, tespit öncesi hukuki sebebe dayalı tapu iptali ve tescil davası olarak değerlendirilerek hak düşürücü süreden davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır....

        Mahkemece, ıslah dilekçesindeki anlatım esas alınarak davanın tespit öncesi sebebe dayalı tapu iptali ve tescili niteliğinde olduğu göz önüne alınarak 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 maddesine göre 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, davacı taraf yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla edinme koşulları gerçekleştiği gerekçesiyle yazılı karar verilmiş olması isabetsiz olup, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 14.03.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi. F/A...

          Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. 3.2. İlgili Hukuk 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesi, “Bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz.” hükmünü içermektedir. 3.3. Değerlendirme 3.3.1. 3402 sayılı Yasa’da mülkiyete ilişkin talepler yönünden hak düşürücü süre öngörülmüştür. Hak düşürücü süre, yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmesi gereken bir husustur. 3.3.2. Dosya içeriğine, toplanan delillere, (IV./3.) numaralı paragrafta yer verilen Bölge Adliye Mahkemesi kararının dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, göre yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. VI....

            HUKUK DAİRESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Kadastro sonucunda, ... İli ... İlçesi ... Mahallesi çalışma alanında bulunan ... ada ... parsel sayılı 6.896,58 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... adına tespit ve tescil edilmiş, dava tarihinden önce taşınmaz bilahare ... çocukları ... ve müşterekleri adına intikalen tescil edilmiştir. Davacı ..., ... ada ... parsel sayılı taşınmazın, murisi olan annesinden kendisine kaldığını ve kendi kullanımında olduğunu, komşu ... ada ... parsel sayılı taşınmazın ise teyzesinin çocukları olan davalılara ait olduğunu ancak kadastro tespiti sırasında sehven ...parselin kendi adına, ... parselin ise teyzesi olan ... adına tespit ve tescil edildiğini ileri sürerek, dava konusu ... ada ... parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tescili istemiyle dava açmıştır....

              A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık, kadastro öncesi sebebe dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 14.01.2017 tarih ve 1 sayılı kararı ile hazırlanan, 20.01.2017 günlü ve 2017/1 sayılı Yargıtay Büyük Genel Kurulunca kabul edilip 27.01.2017 tarihli ve 29961 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak 01.02.2017 günü yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (16.) Hukuk Dairesi'nin görevi cümlesinden bulunmakla, dosyanın anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 01.12.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre dava; kadastro öncesi sebebe dayalı tespit harici bırakılan yerin tescili istemine ilişkindir. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 24.01.2014 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 29.01.2014 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 01.02.2014 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 16.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hal böyle olunca, yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 15.5.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                  "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi _K A R A R_ Dava, kadastro öncesi sebebe dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14/son maddesi gereğince 01.02.2014 tarihinde yürürlüğe giren Yargıtay Büyük Genel Kurulunun Hukuk Dairelerinin iş bölümünü düzenleyen 24.01.2014 tarihli ve 2014/1 sayılı Kararı uyarınca ve davanın açıklanan niteliği itibariyle temyiz inceleme görevi Yargıtay 16. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden Yargıtay 16. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 02.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                    UYAP Entegrasyonu