Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 26/05/2008 gününde verilen dilekçe ile kadastral parselin ihyası talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 14/05/2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ..., ... ve bir kısım davalılar vekilleri tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, imar uygulamasının iptali nedeniyle kadastral mülkiyetin ihyasına yönelik tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davacı Hazine vekili; 979 sayılı parselin içinde bulunduğu alanda davalı belediyeler tarafından yapılan imar düzenlemelerinin idari yargı yerinde iptal edildiğini ileri sürerek; kadastral parselin ihyası ile Hazine adına tescilini talep etmiştir. Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir....
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 16/06/2008 gününde verilen dilekçe ile kadastral parselin ihyası istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 16/12/2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, imar uygulamasının iptali nedeniyle kadastral mülkiyetin ihyasına yönelik tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davacı Hazine vekili; 981 (9) sayılı parselin içinde bulunduğu alanda davalı belediyeler tarafından yapılan imar düzenlemelerinin idari yargı yerinde iptal edildiğini ileri sürerek; kadastral parselin ihyası ile Hazine adına tescilini talep etmiştir. Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir....
İmar uygulamasının dayanağı olan idari işlemin iptal edilmesi ile sicilin dayanıksız kalacağı ve TMK’nın 1025. maddesi hükmü uyarınca yolsuz tescil durumuna düşeceği; bu durumda; açılacak kadastral parselin ihyası davası sonucunda, dayanıksız kalan (illetten mücerret) kaydın iptali ile kadastral parselin geometrik ve hukuki durumunun ihyası şeklinde karar verilmesi gerekeceği kuşkusuzdur. İmar uygulamasıyla tesis edilen kanuni ipoteğin dayanağı da idari işlem olup, bu idari işlemin iptaliyle ipotek tesisinin de illetten mücerret, yani "yolsuz" hale geleceği ve iptal edilmesi gerektiği açıktır. Nevarki; lehine ipotek tesis edilen davalının hakkı, kadastral parseldeki mülkiyet hakkına dayalıdır ve imar uygulamasıyla oluşturulan imar parselinin, dayanak idari işlemin iptaliyle sicil kaydının yolsuz hale gelmesi nedeniyle, davalının, kadastral parselin ihyası suretiyle mülkiyet hakkına kavuşacağı tartışmasızdır....
Ayrıca; kadastral parselin ihyasının, imar uygulamasıyla kadastral parsel sınırları üzerinde oluşturulan imar parsellerinin kadastral parsel içerisinde kalan kısımlarının tapu kaydının iptali ile eski hale getirilerek tescili suretiyle mümkün olabileceği gözetildiğinde; ihyası istenilen kadastral parselin çap sınırları içerisinde kalan imar parsellerinin tamamının tespitiyle kayıt maliklerinin davada yer almaları gerektiği de açıktır. HMK'nın 165. maddesine göre bir davada hüküm verilebilmesi, başka bir davaya yahut dava konusuyla ilgili bir hukuki ilişkinin mevcut olup olmadığına kısmen veya tamamen bağlı ise mahkemece o davanın sonuçlanmasına kadar yargılama bekletilebilir. Somut olayda da; imar uygulaması işlemiyle oluşan tapu kayıtlarının iptali isteğiyle açılan davada, kayıtların oluşumuna esas alınan, diğer bir söyleyişle tapu kaydının illeti ve sebebi sayılan ve karar tarihinden önce en son yapılan 17.12.1981 tarih ve 267 karar sayısı ile 23.07.1984 tarih ve 225 sayılı ......
O halde; imar parselinin dayanağı olan idari işlemin iptal edilmesi ile sicilin dayanıksız kalacağı ve TMK'nın 1025. maddesi hükmü uyarınca yolsuz tescil durumuna düşeceği; bu durumda; dayanaksız kalan tapu kaydının iptal edilerek kadastral parselin geometrik ve hukuki durumunun ihyasına karar verilmesi gerekeceği tartışmasızdır. Ayrıca; kadastral parselin ihyasının, imar uygulamasıyla kadastral parsel sınırları üzerinde oluşturulan imar parsellerinin kadastral parsel içerisinde kalan kısımlarının tapu kaydının iptali ile eski hale getirilerek tescili suretiyle mümkün olabileceği gözetildiğinde; ihyası istenilen kadastral parselin çap sınırları içerisinde kalan imar parsellerinin tamamının tespitiyle kayıt maliklerinin davada yer almaları gerektiği de açıktır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Yargıtay bozma ilamında özetle; "davanın, tapu iptali, tescil ve elatmanın önlenmesi isteklerine ilişkin olup, 2510 parsel sayılı taşınmazın 07.01.2003 tarih ve 1 sayılı encümen kararına dayalı olarak imar uygulamasına tabi tutulduğu, imar uygulamasının Gaziantep 1....
Hemen belirtilmelidir ki; tapu sicilinin tutulması prensiplerinden biri tescil, diğeri sicilin aleniliği (güvenilirliği), bir diğeri Hazinenin kusursuz sorumluluğu, sonuncusu ise geçerli bir hukuki sebebinin bulunması, yani kaydın illetten mücerret olmamasıdır. İmar uygulamasının dayanağı olan idari işlemin iptal edilmesi ile sicilin dayanıksız kalacağı ve TMK’nın 1025. maddesi hükmü uyarınca yolsuz tescil durumuna düşeceği; bu durumda; açılacak kadastral parselin ihyası davası sonucunda, dayanıksız kalan (illetten mücerret) kaydın iptali ile kadastral parselin geometrik ve hukuki durumunun ihyası şeklinde karar verilmesi gerekeceği kuşkusuzdur. İmar uygulamasıyla tesis edilen kanuni ipoteğin dayanağı da idari işlem olup, bu idari işlemin iptaliyle ipotek tesisinin de illetten mücerret, yani "yolsuz" hale geleceği ve iptal edilmesi gerektiği açıktır....
Bozma ilamımızda yazılı "buna göre kadastro parselleri gittileri olan imar çap kayıtlarının iptal edilip, eski kadastral parsellerin" şeklindeki ifade maddi hataya dayalı olup, bu ifadenin "buna göre ihyası istenilen kadastral parselin üzerinde oluşturulan ve yolsuz tescil niteliğinde bulunan imar parsellerinin bu kadastral parsele isabet eden kısımlarının tapu kayıtlarının iptal edilip, anılan kadastral parselin" şeklinde düzeltilmesine ve bu maddi hata dışında karar düzeltme istemi HUMK’nun 440. maddesindeki nedenlerden hiçbirisine dayanmadığından yerinde olmayan istemin reddi gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan gerekçelerle, HUMK’nun 440. maddesinde gösterilen nedenlerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteminin REDDİNE, aynı yasanın 442/son ve 4421 sayılı Kanunun 2 ve 4/b-1 maddeleri delaletiyle takdiren 248,00 TL para cezasının düzeltme isteyenden tahsiline, ret harcı peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, 22.10.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
O halde; imar parselinin dayanağı olan idari işlemin iptal edilmesi ile sicilin dayanaksız kalacağı ve TMK'nın 1025. maddesi hükmü uyarınca yolsuz tescil durumuna düşeceği; bu durumda; dayanaksız kalan tapu kaydının iptal edilerek kadastral parselin geometrik ve hukuki durumunun ihyasına karar verilmesi gerekeceği tartışmasızdır. Öte yandan; tapu iptal ve tescil davaları kural olarak kayıt maliklerine karşı açılır. Yine; kadastral duruma dönülme istemli uyuşmazlıklarda taraf teşkili bakımından husumetin, ihyası talep edilen kadastral parselin kapsamında kalan imar parsel ya da parsellerinin maliklerine yöneltilmesi gerekir ve bu davanın özelliği itibariyle kayıt maliklerinin yanı sıra işlemi yapan belediyeye de husumetin yöneltilmesi mümkündür. Kadastral parselin ihyası yani tapu kaydının eski hale getirilmesi; hükmün, ihdas parseli üzerinde oluşturulan tüm alanları (imar parselleri, yol, orman, park vs. dahil olmak üzere hepsini) kapsaması halinde mümkündür....
Mevkiinde kain 433 parsel sayılı taşınmazın maliki olduğunu, Samandıra Belediye Encümeninin 27.08.1998 tarih, 98/552 sayılı kararı ile yapılan imar uygulaması sonucu dava konusu 7527 ada 3 ve 4 parsel sayılı imar parsellerinin oluşturulduğunu ancak imar uygulamasının idari yargı yerinde iptal edildiğini ileri sürürek; yolsuz hale gelen imar parsellerinin tapu kayıtlarının iptali, 433 sayılı kadastral parselin ihyası ve tazminat isteklerinde bulunmuştur. Mahkemece davanın kabulüne dair verilen ilk karar Yargıtay 1. Hukuk Dairesi tarafından '' .... 433 sayılı kadastral parsel kapsamında kalan ve idari işlem idari yargı yerinde iptal edilmekle illiyetini yitiren ve böylece yolsuz tescil durumuna düşen 3 ve 4 nolu imar parsellerinin iptali ile kadastral parselin davacı adına tesciline karar verilmesi gerekirken sadece 4 nolu imar parseli üzerinden hüküm kurulması doğru değildir...'' gerekçesiyle bozulmuştur....