Davalı Adana Büyükşehir Belediyesi vekili, yargılama gideri ve vekâlet ücretinin davacı aleyhine hükmedilmesi gerektiğini belirterek temyiz talebinde bulunmuştur. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, imar uygulamasının iptali nedeniyle kadastral mülkiyet durumunun ihyasına yönelik tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarih ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri. 2. Tapu iptal ve tescil davaları kural olarak kayıt maliklerine karşı açılır....
İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda; ilk imar uygulaması nedeniyle açılan bu tapu iptali ve tescil davasının (Kadastral Parselin İhyası Davasının) daha sonra T3 Encümeninin 08/10/2014 tarih ve 382 Esas Sayılı Encümen Kararı doğrultusunda yapılan yeni imar uygulaması nedeniyle dava konusu kalmadığı gerekçe olarak belirtilip karar verilmesine yer olmadığına yönelik karar verilmiştir. HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava, İmar İşleminin İptali Sebebiyle Kadastral Mülkiyet Durumunun İhyası Davası istemine ilişkindir. Hakimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesi'nin 01/09/2021 tarihinden itibaren geçerli 431 sayılı İş Bölümü Kararı gereği, 4....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 03.12.2019 gün ve 2019/17 Esas - 2019/8143 Karar sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilmişti. Süresi içinde davalı ... vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, kadastral parselin ihyası istemine ilişkindir. Davacı Hazine vekili, dava konusu ... Köyü 1167 (195) kadastral parsel sayılı, 2546 m2 yüzölçümlü taşınmazın Hazine adına kayıtlı iken imar uygulamalarına tabi tutulduğunu, ancak ... Belediyesi ile ... Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan imar düzenlemelerinin idari yargı yerinde iptal edildiğini ileri sürerek, kadastral parselin ihyası ile Hazine adına tescilini, ikinci kademede ise tazminata hükmedilmesini talep etmiştir....
Belediyesinin 01.10.2009 tarih, 64 sayılı encümen kararıyla imar uygulamasına tabi tutularak çok sayıda imar parselinin oluşturulduğunu; anılan imar uygulamalarından önce Hazine adına kayıtlı 175 ada 1 parsel sayılı kadastral parselin kadastro sınırları içerisinde çok sayıda imar parseli oluşturulduğunu, ancak yapılan imar uygulamalarının idari yargı yerinde iptal edildiğini ileri sürerek; tapu iptal ve tescil ile tapu kayıtlarının eski hale iadesinin sağlanması talebinde bulunmuştur. Davalılar, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalılar ..., ..., ..., , ... temyiz etmişlerdir. 20 Şubat 2020 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7221 sayılı Coğrafi Bilgi Sistemleri ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 7. maddesiyle 3194 sayılı İmar Kanununun 18. maddesine yeni bir fıkra eklenmiştir....
Belediyesi vekili temyiz dilekçesinde, dava konusu taşınmazın davalı adına tescil edilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, imar uygulamasının iptali nedeniyle kadastral mülkiyet durumunun ihyası istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 1. Tapu iptali ve tescil davaları kural olarak kayıt maliklerine karşı açılır. Yine; kadastral duruma dönülme istemli uyuşmazlıklarda taraf teşkili bakımından husumetin, ihyası talep edilen kadastral parselin kapsamında kalan imar parsel ya da parsellerinin maliklerine yöneltilmesi gerekir ve bu davanın özelliği itibarıyla kayıt maliklerinin yanı sıra işlemi yapan belediyeye de husumetin yöneltilmesi mümkündür. 2....
O halde, kadastral parselin ihyası talep edilmiş olmakla, öncelikle 754, 755, 769 ve 2413 parsel sayılı taşınmazların çap sınırları üzerinde imar uygulamasıyla oluşturulan tüm imar parsellerinin tespit edilerek tapu kayıtlarının Tapu Müdürlüğünden getirtilmesi ve imar parselleri malikleri aleyhine kadastral parselin ihyasına yönelik tapu iptali ve tescil davası açması için davacılara usulüne uygun olarak süre verilmesi, açıldığı takdirde eldeki dava ile birleştirilmesi ve ondan sonra imar parsellerinin, ihyası istenilen kadastral parseller sınırları kapsamında kalan alanı belirlenerek infaza elverişli bir biçimde karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiş, bu sebeplerle kararın bozulması gerekmiştir....
-KARAR- Dava; kadastral parselin ihyası isteğine ilişkindir. Mahkemece; idari yargının görev alanına girdiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hemen belirtilmelidir ki; dava kadastral parselin paydaşı tarafından, 3194 sayılı Yasa’nın 18. maddesi uyarınca belediyece yapılan 31.07.2008 tarihli imar uygulamasının İdari Yargı yerinde iptal edilmesi üzerine kadastral parselin ihyası isteği ile açılmıştır. İddianın açıklanan bu içeriği ve ileri sürülüş biçimi itibariyle imar uygulamasının İdare Mahkemesince iptal edilmesiyle imar parseli kaydının iletten yoksun hale geldiği diğer bir anlatımla yolsuz tescil niteliği aldığı iddia edilmiştir. Bu tür bir iddianın genel yargı yerinde değerlendirilmesi gerekeceği, idari yargı ile bir ilgisinin bulunmadığı açıktır. Bu nedenle yerel mahkemenin, İdari yargının görevli olduğu yönündeki gerekçesi yerinde değildir. Öte yandan; tapu iptal ve tescil davaları kayıt maliklerine ( imar parsel malikleri) karşı açılır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 01.07.2014 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil talebi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 17.01.2020 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi bir kısım davalılar tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, kadastral mülkiyet durumunun ihyasına yönelik tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Dava, imar uygulamasının iptali nedeniyle kadastral parsellerin ihyasına yönelik tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir....
Şöyle ki; kadastral parselin ihyasının kadastral sınırları üzerinde imar uygulaması sonucu oluşturulan ve sicil kaydı açık olan imar parsellerinin anılan kadastral sınır kapsamında kalan sınırları açıkça belirlenmek suretiyle bu bölümler bakımından tapu iptali ile bu alanların yine kadastral sınırları içinde kalan ve yol ve yeşil alan gibi alanlarla birlikte tescili suretiyle mümkün olabileceği gözetilmeksizin ihyasına karar verilen parselin sicil kaydının iptaline şeklinde infaza elverişsiz biçimde hüküm kurulması doğru olmadığı gibi dava konusu 5675 ada 5 ve 8 sayılı imar parsellerinin ihyası istenilen kadastral parsel sınırları içinde kalan kısımlarının tapu kaydının iptali ile yetinilmesi gerekirken tamamının iptaline hükmedilmesi de isabetsizdir....
Belediyesinin 37 No'lu düzenleme bölgesinde yaptığı imar uygulaması kapsamında kaldığını ve daha sonra da davalı ... ... tarafından imar düzenlemesine tabi tutularak çok sayıda imar parselinin oluşturulduğunu; anılan imar uygulamalarından önce Hazine adına kayıtlı 1211 sayılı kök parselin kadastro sınırları içerisine de şuyulandırmalar sonucunda ... Köyü 5416 ada 7 ve 8 sayılı imar parsellerinin meydana getirildiğini, ancak gerek Seyhan Belediyesince yapılan 37 No'lu imar düzenlemesinin ve gerekse aynı bölgede ... Büyükşehir Belediyesince yapılan imar uygulamasının idari yargı yerinde iptal edildiklerini, imar parsellerinin sicil kayıtlarının yolsuz tescil haline geldiğini ileri sürerek; 1211 sayılı parsele geri dönüşümü teminen tapu iptali ve Hazine adına tescil isteminde bulunmuştur. Mahkemece, ... hakkında karar verilmesine yer olmadığına, diğer davalılar yönünden davanın kabulüne dair verilen ilk karar, Yargıtay 16....