WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davanın kabulüne, dava konusu parsellerin davalı adına olan tapusunun iptali ile davacı adına kayıt ve tesciline ilişkin karar Dairece, "davanın hile hukuksal nedenine dayanılarak açıldığı, taraflar arasında görülen 2005-74 Esas-53 Karar sayılı davada aynı taşınmazlar yönünden hile hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil istenildiği, davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddedilip kararın 23.10.2008 tarihinde kesinleştiği, kesin hüküm nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğine" değinilerek bozulmuş, mahkemece, taraflar arasındaki önceki hükmün hata ve hile hukuki nedenine dayanılarak açıldığı, eldeki davanın muvazaa hukuki nedenine dayanılarak açıldığı, ortada kesin hükmün varlığından söz edilemeyeceği gerekçesiyle önceki kararda direnilmesine karar verilmiştir....

    HUKUK DAİRESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, davalının eşi ... ile oğlu ...’nün hayvan ticareti yapmak üzere anlaştıklarını, işlerin kötü gitmesi nedeniyle oğlu ...’nün davalı ve eşi tarafından tehdit edilmeye başlandığını, bunun üzerine oğlunu baskı ve tehditlerden kurtarmak için 120 ada 37 parsel sayılı taşınmazdaki 833/908 payını davalıya devretmek zorunda kaldığını, devrin gabin, hile ve tehdit nedeniyle gerçekleştiğini ileri sürerek, çekişme konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalı, satış işleminin bedeli karşılığında yapıldığını, iddiaların yersiz olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur....

      Bilindiği üzere 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 26. ve 33.(1086 sayılı HUMK.nun 74 ve 76.) maddeleri hükümleri gereğince davada vakıaları bildirmek taraflara; bildirilen vakıalara göre hukuki sebepleri belirlemek ve buna uygun yasa hükümlerini uygulamak hakime yüklenen bir görevdir. Dava dilekçesinde belirtilen olgulardan ve ileri sürülen hususlardan, davanın hile hukuksal sebebine dayandırıldığı açıktır. Bilindiği üzere; Hile (aldatma), genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya, özellikle sözleşme yapmaya sevk etmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hata da yanılma, hilede ise yanıltma söz konusudur. 6098 s. Türk Borçlar Kanununun (TBK) 36/1. (818 s....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, maliki olduğu 736 ada 7 parsel sayılı taşınmazın satışı için davalı ... ile haricen anlaştıklarını, tapu sicil müdürlüğüne devir işlemlerini gerçekleştirmeye gittikleri esnada satış işleminin diğer davalı ......'a yapılacağının bildirilmesi üzerine taşınmazı devretmekten vazgeçtiğini, ancak davalılar ... ve ...'ın satış bedelinden kalan bakiye ile birlikte 20.000 TL fark verecekleri, aksi takdirde başına kötü şeyler geleceği şeklinde kendisini tehdit ettiklerini, davalıların zor durumundan faydalandıklarını, 20.000-TL bedeli ödemediklerini, temlikin gabin, hile ve tehdit nedeniyle geçersiz olduğunu ileri sürerek davaya konu taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tesciline, bunun mümkün olmaması halinde satış bedelinden kalan bakiye ile birlikte taahhüt edilen 20.000 TL’nin davalılar ... ve ...'dan tahsiline karar verilmesini istemiştir....

          DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ GEREKÇE : Dava; hile ve gabin hukuksal olgusuna dayanılarak açılan tapu iptal tescil davasıdır. Yargılama sırasında davacının vefat ettiği ve bu nedenle vefat eden davacı terekesine temsilci atandığı anlaşılmıştır. İlk dereceli mahkemece yapılan yargılama sırasında taraf delillerinin toplandığı, tanıkların dinlendiği, mahallinde keşif icra edildiği ve dava değerinin ( 407.931,20 TL) belirlendiği, ancak davacının adli yardımdan faydalanması nedeniyle harç tamamlama yoluna gidilmediği anlaşılmıştır. Bilindiği üzere; hile (aldatma), genel olarak bir kimseye irade beyanında bulunmaya, özellikle sözleşme yapmaya sevk etmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma, yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hata da yanılma, hilede ise yanıltma söz konusudur....

          DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, davalı yeğeni ...’in maddi sıkıntı yaşadığı bir dönemde bankadan kredi temin amaçlı taşınmazını ipotek göstermek istediğini, 1 numaralı bağımsız bölümü üzerinde banka lehine ipotek tesis edildiğine inanarak tapu müdürlüğünde işlem yaptığını, ancak sonradan taşınmazının davalı ...’e, ondan da diğer davalı arkadaşı ...’e temlik edildiğini öğrendiğini, temlik nedeniyle satış bedeli ödenmediğini ve taşınmazın halen kullanımında olduğunu ileri sürerek hile ve muvazaa nedeniyle davalı ... adına olan tapu kaydının iptali ile adına tescilini isteminde bulunmuştur....

            Mahkememizin ... esas sayılı dava dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine hata, hile, gabin ve icra dosyasının zaman aşımına uğradığı iddiaları ile menfi tespit davası açıldığı, mahkememizce yapılan yargılama sonucu ... tarih, ... esas, ... karar sayılı kararı ile Bu davanın konusunu oluşturan hata, hile ve gabin iddiaları yönünden de gabin (aşırı yararlanma) iddiası yönünden TBK 28.madde gereğince takipten itibaren 1 ve 5 yıllık hak düşürücü süre fazlası ile geçtiği, hata ve hile iddiası yönünden de TBK 39.madde gereğince hata ve hileyi en geç öğrendiği tarih olan takip tarihinden itibaren 1 yıllık hak düşürücü süre dava tarihi itibariyle fazlası ile geçmiş olduğundan davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verildiği, kararın taraflarca istinaf edilmesi üzerine Antalya Bölge Adliye Mahkemesi ......

              Somut olayda, Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesince kararın gerekçe kısmında gerek koşulları oluşmadığı gerek ispatlanamadığından davacının gabin, hata ve hile iddiasına dayalı asıl talebi olan tapu iptali ve tescil talebinin dinlenemeyeceği belirtilmiş ise de hüküm fıkrasında bu talebe yönelik hüküm tesis edilmemiştir. Taleplerin her biri hakkında, gerekçe ile hüküm arasında çelişki oluşturmayacak şekilde yeniden biri karar verilmesi gerekmektedir. Açıklanan nedenlerle diğer yönleri incelenmeksizin kararın öncelikle bu nedenle bozulması gerekmiştir....

                Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davalı, karşı davacı ...’a vesayeten ..., cevap ve karşılık dava dilekçesinde satış vaadi sözleşmesinin davalı tarafından 10.05.2004 tarihinde feshedildiğini, sözleşmede gabinin söz konusu olduğunu, davalının miras payının 66.126.82 TL olduğu halde sözleşmede 1000 TL bedel kararlaştırıldığını; aynı zamanda davalının akıl zayıflığı rahatsızlığının bulunduğunu, satış vaadi sözleşmesi gabin ve hile nedeniyle feshedildiğinden sözleşmenin hükümsüzlüğünün tespitine karar verilmesini istemiş, asıl davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmiştir. Hukuk dilinde farklı tanımlansa da gabin sözcük olarak “aldatmak” anlamındadır. Belirtmek gerekir ki, kural olarak taraflar sözleşmenin konusu ve koşullarını tayinde serbesttir....

                  Öte yandan, usul hukuku anlamında kabul, kesin hükmün sonuçlarını doğurur ve ancak irade bozukluğu hallerinde kabulün iptali istenebilir ( HMK m. 311). Diğer bir anlatımla davalı irade fesadı halleri dışında kabulden dönemez. Bilindiği üzere, kabul, davaya son veren taraf işlemlerinden olup, 6100 sayılı HMK'nun 308/2. maddesinde ; kabul, ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri davalarda hüküm ifade eder. Ancak, kabulle ortaya çıkan sonucun buna sebep olan rızayı ifsat eden bir nedenle malul olduğu kanıtlanırsa, doğurduğu netice bakımından hileye, hataya maruz kalan kimseye talep hakkı bahşedeceği kuşkusuzdur. Bununla birlikte, diğer maddi hukuk işlemlerinde olduğu gibi ( BK. m.23 vd), hata, hile veya ikrah nedeniyle kabulün feshi (iptali) için dava açılabileceği gibi kabulün hata, hile, ve ikrah nedeniyle geçersiz olduğu aynı davada da savunma yoluyla ileri sürülebilir. Keza, 6100 sayılı HMK'nun 311. maddesi, " feragat ve kabul kesin hüküm gibi sonuç doğurur....

                  UYAP Entegrasyonu