Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

a satışını öngören 13.02.2002 günlü düzenleme satış vaadi sözleşmesinin geçersiz olduğu için iptalini, ancak satış vaadi sözleşmesine dayalı tescil kararı verilebilmesi için öncelikle tapu maliki ... mirasçıları arasındaki elbirliği mülkiyetin birlikte mülkiyete çevrilmesini istemiş, 09.06.2006 günlü oturumda ise gayrimenkullerin değerinin Sulh Mahkemesinin görev sınırının üzerinde olduğunu beyan etmiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkeme, ifa olanağı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiş, Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tescil istemine ilişkindir. Davada, 13.09.1994 günlü düzenleme gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayanılmıştır. Bu sözleşmede, satımı vaadedilen taşınmazların toplam 50.000.000.TL. olduğu yazılıdır....

    "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 24.04.2008 gününde verilen dilekçe ile düzenleme gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; mahkemenin görevsizliğine dair verilen 10.06.2008 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Mahkemece, sözleşmedeki değere bakılarak görevsizlik kararı verilmiş, hükmü davacılar vekili temyiz etmiştir. Davada, 31.01.2001 günlü gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayanılmıştır. Bu sözleşmede satışı vaat edilen dava konusu taşınmazların 100.000 TL değerinde olduğu yazılıdır....

      tarafından şahitler huzurunda yapılan yazılı satış sözleşmesi ile davalıdan satın alındığını, satış bedelinin tamamen ödendiğini, müvekkili ve eşinin dava konusu taşınmazı uzun süredir ektiğini ve kullandığını, müvekilli adına tapu kaydının çıkartılması gerekirken tapu kaydının halen davalı adına olduğunu, taşınmaz üzerine müvekkili ve eşi tarafından ev yapıldığını ve taşınmazın ihya edildiğini, ... mahallesi, ... mevkii 196 ada 1 parselde bulunan ... varislerinden ... adına olan tapu kaydının iptali ile müvekkili davacı adına tesciline, olmadığı taktirde müvekkilinin ödemiş olduğu bedelin faizi ile birlikte ödenmesine, taşınmaz üzerine yaptırmış olduğu evin masraflarının karşılığı olan 8.000 TL. bedelin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir Davalı, davaya cevap vermemiştir....

        Dosya kapsamından, dava dayanağı 28.05.1970 gün ve 7273 sayılı Kütahya Noterliğince düzenlenmiş, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinde taşınmaz satış bedelinin 8.000- TL. olarak gösterildiği anlaşılmıştır. Dava gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde dava konusu dava konusu taşınmazın rayiç değeri olan 10.000,00 YTL’nin tahsili istemine ilişkindir. İstem tapu iptali ve tesciline ilişkin olduğundan görevli mahkemenin dava tarihindeki değere göre belirlenmesi gerekir. Yargıtay H.G.K.'nun 29.03.2006 gün 2006/14-91-2006/115 sayılı kararında da gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil davaları ile benzer nitelikteki tenkis davalarında da taşınmazın dava tarihindeki değerinin esas alınması gerektiği kabul edilmiştir. Somut olayda; dava konusu Kaşıkara Köyü 261 numaralı parselin dava tarihindeki değeri 28.01.2009 günlü bilirkişi ek raporuna göre, 11.341,68 YTL olup, sulh hukuk mahkemesinin görev sınırının üzerindedir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 19.04.2012 gününde verilen dilekçe ile taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 05.03.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulü ile satış vaadine konu bağımsız bölüme isabet eden 8/57023 payın iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiştir. Hükmü, davalı ... vekili temyiz etmiştir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar, arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 03.05.2013 gün ve 2013/4392 - 6683 sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilmişti. Süresi içinde davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil ikinci kademede ise tazminat istemiştir. Mahkemece, taraflar arasında düzenlenen satış vaadi sözleşmesinde dava konusu taşınmaz üzerinde kat mülkiyeti kurulduktan sonra ferağ verileceğinin kararlaştırıldığı ancak bu şartın gerçekleşmediği gerekçesiyle tapu iptali ve tescil talebinin reddine, ikinci kademedeki tazminat isteminin kabulüne karar verilmiştir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 06.06.2006 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 28.02.2007 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemi ile 06.06.2006 tarihinde Sulh Hukuk Mahkemesinde açılmıştır. Mahkemece, sözleşmedeki değere bakılarak işin esası incelenerek davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalı temyiz etmiştir. Davada 12.01.2005 günlü biçimine uygun düzenlenmiş gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayanılmıştır. Gerçekten, bu sözleşmede satımı vaad edilen dava konusu taşınmazların 2500.YTL. değerinde olduğu yazılıdır....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 7.6.2005 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 13.10.2006 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemi ile 7.6.2005 tarihinde Sulh Hukuk Mahkemesinde açılmıştır. Mahkemece dava reddedilmiş, hükmü davacı temyiz etmiştir. Davada 21.5.1997 günlü biçimine uygun düzenlenmiş gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayanılmıştır. Gerçekten, bu sözleşmede satımı vaad edilen dava konusu taşınmazların 1 milyar lira değerinde olduğu yazılıdır....

                  HUMK'nun 237. maddesi uyarınca orta yerde kesin hüküm bulunduğunun kabulü için her iki davanın taraflarının, konusunun ve hukuki sebebinin aynı olması gerekir. Taraflar arasında daha önce görülüp sonuçlanan 2010/224 esas ve 2010/288 sayılı kararda davanın konusu aynı taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı davalı hisselerine isabet eden ürün bedelinin tahsili istemine ilişkin olup mahkemece, davacının henüz adına tescil yaptırmadığından aldığı pay yönünden ecrimisil istemesi mümkün bulunmadığı gibi davalıya ihtarname gönderip intifadan men ettirdiğini ispat edemediği için alacak davasının reddine karar verilmiştir. Görülüyor ki, bu karar alacak davasına ilişkin olup eldeki dava, taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil ile hacizlerin kaldırılması isteğine ilişkindir. Bu nedenle davanın hukuki sebebi yönünden kesin hüküm sonucunu meydana getirmez....

                    Belirtilen bu ilke, Türk Medeni Kanununun 1023.maddesinde aynen “tapu kütüğündeki tescile iyiniyetle dayanarak mülkiyet veya başka bir ayni hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur” şeklinde yer almış, aynı ilke tamamlayıcı madde niteliğindeki 1024.maddede “bir ayni hak yolsuz olarak tescil edilmiş ise, bunu bilen veya bilmesi gereken üçüncü kişi bu tescile dayanamaz” biçiminde vurgulanmıştır. Davacı, kayıt malikinin kötüniyetini kanıtlayamadığından ve halin icabından da ...’in kötüniyetli anlaşılamadığından, mahkemece satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteminin reddi açıklanan sebeplerle yerinde olmuştur. Ancak; 06.11.2006 tarihli satış vaadi sözleşmesinde satış bedelinin 34.000,00 TL olduğu yazılıdır. Bu bedel, 07.11.2006 tarihli adi yazılı sözleşmede 53.000,00 Euro olarak gösterilmiştir. Kararlaştırılan satış bedelinin kayıt malikinin vekili olan dava dışı Mustafa Arıcan’a ödendiği de senette yazılıdır....

                      UYAP Entegrasyonu