Terditli ilk talep tapu iptali ve tescil talebi olduğundan, terditli 2. talep olan alacak talebi yönünden davanın zorunlu arabuluculuğa tabi olmadığı sonucuna varılmıştır. Davacının ödemeyi ispat edememesi nedeniyle terditli 2. talep olan alacak talebi yönünden de (Konya BAM . HD'nin kararından sonra da) davanın reddine karar vermek gerekmiştir. Her ne kadar Konya BAM . HD'nin kararı gereğince terditli ilk talep olan tapu iptali ve tescil talebi yönünden eksik harç tamamlanmış ise de, terditli ilk talep duruşma içinde reddedilip terditli 2. talep olan alacak talebinin incelenmesine geçildiğinden, harç, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin terditli 2. talep olan alacak talebine göre değerlendirilmesinin gerektiği sonucuna varılmış ve oluşan vicdani kanaat ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Dava, tapu iptali ve tescil, mümkün olmazsa tazminat istemine ilişkindir. 6.2. İlgili Hukuk 6.2.1.Hemen belirtilmelidir ki, Türk Borçlar Kanunu'nun 246. maddesinde taşınır satışına dair hükümlerin kıyas yolu ile taşınmaz satışlarında da uygulanacağı öngörülmüş olup, aynı yasanın 235. maddesi hükmü gereğince bedel ödenmediği takdirde taşınmazın mülkiyetinin iade edileceğine dair ihtirazi kayıt konulabilir. Böylesi bir olgu tapunun iptali ile eski malike intikaline olanak sağlar ise de, koşulsuz olarak bedelin sonradan ödenmesi taraflarca kararlaştırılmış ise satıcının hakkı bedel olup, ödenmemesi halinde yasal yollara müracaat ederek tahsili sağlanabileceğinden ödememe tapu iptal ve tescilin hukuki nedenini teşkil etmez. 6.3. Değerlendirme Somut olayda, 25.02.1999 tarihli ve 472 yevmiye no.lu işlemle satıcı (davacı) ... lehine kurulan ipotek, kesin borç (karz) ipoteği değildir....
Ancak, davanın yolsuz tescil nedeniyle tapu iptali ve tescil ile terditli olarak bedele yönelik olduğu, davacının asıl talebinin aktif dava ehliyeti yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verildiğine göre, 6100 sayılı HMK'nın 111/2 maddesi hükmü gereğince davacının fer'i talebinin incelenemeyeceği, bedel talebi bakımından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken ilk talebin usulden reddine karar verilip, fer'i talep olan bedel talebinin kabulü karar verilmesi usul ve yasaya uygun görülmemiştir....
Şu halde, ilk derece mahkemesince davacının hak iddia ettiği kısımla ilgili teknik bilirkişiye kroki hazırlattırılarak ilgili belediyeden İmar Kanunu hükümleri ve taşınmazın bulunduğu yerdeki imar düzenlemesine göre davacı tarafın hak iddia ettiği kısmın ifrazının mümkün olup olmadığı hususunun sorulması, TMK'nın 724. maddesinde düzenlenen iyi niyet ve yapının değerinin taşınmazın değerinden açıkça fazla olup olmadığı hususlarının değerlendirilmesi, şartları mevcut ise, zemin değeri belirlendikten sonra davacının ödediği bedel denkleştirici adalet ilkesi gereğince dava tarihine uyarlanmak suretiyle varsa eksik bedelin davacı tarafa depo ettirilerek sonucuna göre öncelikle tapu iptali ve tescil talebi, temliken tescil şartlarının oluşmaması halinde ise talep edilen bedel yönünden hüküm kurulması gerekmektedir....
Mahkemece tapu iptal tescil yönünden davanın esastan reddine, alacak yönünden ise zamanaşımı nedeni ile reddine karar verilmiş ise de davacının öncelikli istemi tapu iptal tescil olup mahkemece tapusunun iptal edilerek adlarına tescili istenen bağımsız bölümlerin sözleşme gereği arsa sahibine ait olduğuna karar verildiği dikkate alındığında, daireler yükleniciye ait olmadığından tapularının iptali ile adlarına tesciline karar verilemeyeceği için dairelerin bedellerine de hükmedilemeyeceğinden terditli talebin reddedilmesi gerekirken açıklanan gerekçe ile reddi doğru olmamış ise de sonucu itibariyle doğru olan kararın gerekçesi değiştirilmek suretiyle onanması gerekmiştir....
Kaynağını Türk Borçlar Kanununun 611. ve devamı maddelerinden alan ölünceye kadar bakım sözleşmeleri, anılan Kanunun 612. ve Türk Medeni Kanununun 545. maddesi gereğince resmi şekilde düzenlenmelidir. Resmi şekilde düzenlenmeyen ölünceye kadar bakım sözleşmelerine değer verilerek tapu iptali ve tescil hükmü kurulması mümkün değildir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.02.2008 tarihli ve 2008/14-70 2008/104 sayılı Kararı) Somut uyuşmazlıkta, dava 04.12.2002 tarihli ve 7361 sayılı düzenleme şeklindeki ölünceye kadar bakım sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, 2. kademede tazminat istemine ilişkindir....
KARAR : Tapu iptali ve tescil talebinin reddi, terditli alacak isteminin kısmen kabulü Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen tapu iptali ve tescil ikinci kademede tazminat davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay 8. Hukuk Dairesince İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir. Mersin 1. Asliye Hukuk Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; tapu iptali ve tescil talebinin reddine, terditli alacak isteminin ise kısmen kabulüne karar verilmiştir. İlk Derece Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....
Somut olayda; miras payına yönelik tapu iptali ve tescil talebinde, taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmadığı, böylelikle taraflar arasında geçerli bir sözleşme olmadığından tapu iptali ve tescil talebinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Ancak dava terditli açılmış olup dava konusu taşınmazlar için ödediği iddia edilen alacağa ilişkin denkleştirici adalet ilkesi gereğince bir değerlendirme yapılmadığı anlaşılmıştır. Hal böyle olunca tarafların delilleri toplanıp olumlu olumsuz karar verilmesi gerekirken, dava konusu taşınmazlar için ödediği iddia edilen bedel hususunda karar verilmemesi bozmayı gerektirmiştir....
Dava; başlangıçta ipoteğin fekki ile tapu iptali ve tescil, terditli olarak da bedel iadesi şeklinde açılmış ise de, davacılar vekilinin yargılama sırasında gelişen duruma göre 15/10/1019 tarihli duruşmadaki beyanı ile davadaki isteğini terditli olan ikinci isteğine hasrettiği, diğer bir ifade ile; tüm davacılar yönünden bedel iadesi istediği anlaşılmaktadır. Bu durumda artık, arsa sahibinin zorunlu dava arkadaşlığı ya da davada yer alması gibi bir gereklilik bulunmamaktadır. Çünkü, bedel iadesinin muhatabı sözleşme tarafı olan yüklenici şirket olup, bir kısım davacılara tapu devirlerini yapan da yine yüklenici şirkettir. Ayrıca; tapu iptali tescil isteği ortadan kalktığı için taşınmazlar üzerindeki ipoteğin de bir önemi kalmamakla, ipotek lehdarının da davada yer almasına gerek kalmamıştır....
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden hüküm tesisi ve davanın kısmen kabulü İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 6. Tüketici Mahkemesi SAYISI : 2018/830 E., 2020/896 K. Taraflar arasındaki yükleniciden haricen satın alınan taşınmaza yönelik tapu iptali ve tescil; terditli olarak tazminat istemli davadan dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile yeniden hüküm tesisi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....