Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. 1086 sayılı HUMK’nun 290. maddesinde, senede bağlı olan her çeşit iddiaya karşı def’i olarak ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte olan hukuki işlemlerin tanıkla ispat edilemeyeceği belirtilmiştir. Ayrıca 1086 sayılı HUMK’nun “İmzası ikrar veya mahkemece onun olduğuna hükmolunan gayriresmi senet tarihi imza eden ile mirasçıları hakkında muteber olup üçüncü kimseler haklarında hüküm ifade etmez” hükmüne yer verilmiştir. Somut olayda, davacı 17.10.1991 günlü satış vaadi sözleşmesine dayanarak çekişme konusu taşınmazların tapu kaydının iptali ve adına tescilini istemiştir. Davalılar, aynı tarihli adi yazılı sözleşme ile satış vaadi sözleşmesinin geçerliliğini yitirdiğini savunmuşlardır....

    Hukuk Dairesi MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 11.10.2012 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 31.03.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davacı vekili, davacının bir kısım davalılardan ve bir kısım davalıların murisinden dava konusu ... ili, ... ilçesi 7909 ada 11 parsel sayılı taşınmazdaki miras hak ve hisselerinin tamamını düzenleme şeklindeki 08.03.1996 ve 07.08.1997 tarihli taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri ile satın aldığını belirterek, tapu iptali ve tescil istemiştir. Bir kısım davalılar, davanın reddini savunmuştur....

      Mahkemece, uyuşmazlık konusunun resmi şekil koşuluna uyulmadan yapılan gayrımenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptal ve tescil talebi olduğunun kabulü ile davanın yazılı gerekçe ile reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Hükmün onanması gerektiğinden sayın çoğunluğun bozma kararına katılamıyoruz....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL -KARAR- Temyiz isteği, gayrimenkul satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptal ve tescil davasında taşınmaz tapu kayıtlarına konulan ihtiyati tedbire itirazın reddi kararına ilişkin olup, gayrimenkul satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan davalar sonucu verilen hüküm ve kararların temyiz incelemesi dairemize ait değildir. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 21.01.2013 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 26.01.2013 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 01.02.2013 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 23.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hal böyle olunca, yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden 23.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE,23.09.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

          Davalı Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ) ile davalı müflis şirketler arasında İstanbul Bahçeşehir Toplu Konut Alanı T-1 Ticaret Bölgesi Gelir Paylaşma Esasına Göre İnşaatı ve Satışı İşine Ait Sözleşme imzalandığı, bu sözleşme çerçevesinde davalı TOKİ'nin adi ortaklığa sözleşme konusu taşınmaz üzerinde bina inşa ederek pazarlama yetkisini verdiği, davacının da bu suretle yapılan inşaattan bağımsız bölüm satın alma yoluna gittiği, adi yazılı şekilde akdedilen taşınmaz satış sözleşmesinde kararlaştırılan satış bedelinin yüklenici konumundaki adi ortaklığın kendisine bildirdiği banka hesabına davacı tarafından tamamen ödendiği, davacının sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmesine ve satış bedelini ödemesine rağmen adi ortaklığın veya davalı TOKİ'nin tapu devri yükümlülüğünü yerine getirmediği anlaşılmaktadır. Davacının iddiasının dayanağı taşınmaz satış sözleşmesinin adi yazılı şekilde yapıldığı açıktır. Nitekim davalı TOKİ'nin savunmalarından biri de bu yöndedir....

            HUKUK DAİRESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL -KARAR- Asıl dava, inanç sözleşmesine dayalı kişisel haktan kaynaklanan tapu iptali-tescil; birleştirilen dava ise satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan kişisel hakka dayalı tapu iptali-tescil isteğine ilişkindir. Birleştirilen davanın davacısı ... taşınmazı, ... AŞ.' den satış vaadi sözleşmesi ile satın almış olup taşınmaz üzerinde henüz mülkiyet hakkı kurulmamış, sonrasında da anılan taşınmaz ... AŞ. tarafından davalı ...'ya kayden satılmıştır. Açıklanan nedenlerle gerek asıl dava gerekse birleştirilen dava kişisel haktan kaynaklanmaktadır. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 23.01.2020 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 28.01.2020 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 01.02.2020 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca bu davanın temyiz incelemesi Yargıtay 14.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır....

              Aksi hâlde satıcı, sonradan sözleşmenin geçersizliğini tüketicinin aleyhine olacak şekilde ileri süremez." hükmünün bulunduğu, davacı vekilinin, davacı ile yüklenici arasında yazılı olarak yapılan ön ödemeli konut satış sözleşmesini ibraz ettiği, dosya kapsamına göre yaklaşık ispat kuralının yerine getirilmiş olduğu, inşaat seviyesi ile tapu iptal ve tescil talebinin yerinde olup olmadığının yargılama sırasında yapılacak keşif ve bilirkişi incelemesi neticesinde belirleneceği, dava konusu edilen taşınmazın yargılama sırasında üçüncü kişiye devri halinde davacı tarafın tapu iptal tescil hakkını elde etmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ya da tamamen imkansız hale geleceği, dava konusu taşınmaz için ihtiyati tedbir talebinin kabulüne ve ihtiyati tedbir kararına itirazın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmaktadır....

              Davacı vekili, 05/06/2012 tarihli dilekçesinde, davacı adına taşınmaz tescil edildiğinden tapu iptali ve tescil taleplerinden vazgeçtiklerini bildirmiştir. Davacı vekili 05/03/2015 tarihli dilekçesinde ise 5.000 TL eksik iş bedeli, 5.000 TL gecikme cezası ve 20.000 TL mahrum kalınan kira bedeli talepleri olduğunu belirtmiştir....

                Dava taşınmaz satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri şahsi hak doğuran sözleşmelerdendir....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 29.07.2011 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 28.12.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, 13.07.2009 tarihli satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davalı, satış vaadi sözleşmesinin borcun teminatı olarak yapıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, satış vaadi sözleşmesi ile satışın yapıldığının ispatlanamaması nedeni ile davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu