ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO: 2021/159 Esas KARAR NO: 2022/171 DAVA: Tapu İptali Ve Tescil (Satış Vaadi Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ: 05/09/2019 KARAR TARİHİ: 08/03/2022 Mahkememizde görülmekte olan Tapu İptali Ve Tescil (Satış Vaadi Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkili ve davalılar --- diğer davalı şirket---- hissedarları olduklarını, müvekkilinin aynı zamanda ---- düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi ile davalı şirket ----imzalanan sözleşmede arsa sahibi olduklarını, bu bağlamda iş bu davada aynı zamanda davalı şirket ile aralarında akdedilen---gereğince arsa sahibi sıfatını haiz olduklarını, ----düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi ve --------- olan müvekkili ve diğer davalılar arasında paylaşıldığını, hakediş olan --- dairenin üçüncü kişiye davalı ---- tarafından satıldığını, --- şirket hissedarı müvekkili tarafından...
Dava, satış vaadi sözleşmesine dayanan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanununun 125. maddesi hükmü gereğince on yıllık zamanaşımı süresi uygulanır ve bu süre sözleşmenin ifa olanağının doğması ile işlemeye başlar....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Tüketici) Mahkemesi SAYISI : 2021/74 E., 2023/175 K. 2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun (2797 sayılı Kanun) 40 ıncı ve Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 18 inci maddeleri uyarınca yapılan ön incelemede; asıl ve birleşen davalara konu uyuşmazlığın niteliği ve temyizin kapsamının, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden ve bu sözleşmeye dayanılarak yükleniciyle yapılan adi yazılı taşınmaz satış vaadi sözleşmelerinden kaynaklanan tapu iptal tescil istemlerine ilişkin olduğu anlaşılmıştır. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun dairelerin iş bölümüne ilişkin 18.01.2024 tarihli ve 1 sayılı kararı uyarınca dosyayı inceleme görevi Yargıtay 6. Hukuk Dairesine ait olduğundan, 2797 sayılı Kanun’un 60 ıncı maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca gerekli inceleme yapılmak üzere dosyanın ilgili daireye gönderilmesine karar vermek gerekmiştir. KARAR Açıklanan sebeple; Dosyanın YARGITAY 6....
Hükmü, satış vaadinde bulunan ... ... mirasçıları temyiz etmişlerdir. Dava, taşınmaz satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanunun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanunun 89. maddeleri hükümleri uyarınca noter önünde re'sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan ve her iki tarafa borç yükleyen kişisel hak veren sözleşmelerdendir. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet geçirim borcu yüklenen satıcıdan edimini yerine getirmediğinde dava tarihinde yürürlükte bulunan Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açılacak tapu iptali ve tescil davası ile edimin hükmen yerine getirilmesini isteyebilir....
Davalı Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ) ile davalı müflis şirketler arasında İstanbul Bahçeşehir Toplu Konut Alanı T-1 Ticaret Bölgesi Gelir Paylaşma Esasına Göre İnşaatı ve Satışı İşine Ait Sözleşme imzalandığı, bu sözleşme çerçevesinde davalı TOKİ'nin adi ortaklığa sözleşme konusu taşınmaz üzerinde bina inşa ederek pazarlama yetkisini verdiği, davacının da bu suretle yapılan inşaattan bağımsız bölüm satın alma yoluna gittiği, adi yazılı şekilde akdedilen taşınmaz satış sözleşmesinde kararlaştırılan satış bedelinin yüklenici konumundaki adi ortaklığın kendisine bildirdiği banka hesabına davacı tarafından tamamen ödendiği, davacının sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmesine ve satış bedelini ödemesine rağmen adi ortaklığın veya davalı TOKİ'nin tapu devri yükümlülüğünü yerine getirmediği anlaşılmaktadır. Davacının iddiasının dayanağı taşınmaz satış sözleşmesinin adi yazılı şekilde yapıldığı açıktır. Nitekim davalı TOKİ'nin savunmalarından biri de bu yöndedir....
Mahkemece, uyuşmazlık konusunun resmi şekil koşuluna uyulmadan yapılan gayrımenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptal ve tescil talebi olduğunun kabulü ile davanın yazılı gerekçe ile reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Hükmün onanması gerektiğinden sayın çoğunluğun bozma kararına katılamıyoruz....
Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. 1086 sayılı HUMK’nun 290. maddesinde, senede bağlı olan her çeşit iddiaya karşı def’i olarak ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte olan hukuki işlemlerin tanıkla ispat edilemeyeceği belirtilmiştir. Ayrıca 1086 sayılı HUMK’nun “İmzası ikrar veya mahkemece onun olduğuna hükmolunan gayriresmi senet tarihi imza eden ile mirasçıları hakkında muteber olup üçüncü kimseler haklarında hüküm ifade etmez” hükmüne yer verilmiştir. Somut olayda, davacı 17.10.1991 günlü satış vaadi sözleşmesine dayanarak çekişme konusu taşınmazların tapu kaydının iptali ve adına tescilini istemiştir. Davalılar, aynı tarihli adi yazılı sözleşme ile satış vaadi sözleşmesinin geçerliliğini yitirdiğini savunmuşlardır....
Hukuk Dairesi MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 11.10.2012 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 31.03.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davacı vekili, davacının bir kısım davalılardan ve bir kısım davalıların murisinden dava konusu ... ili, ... ilçesi 7909 ada 11 parsel sayılı taşınmazdaki miras hak ve hisselerinin tamamını düzenleme şeklindeki 08.03.1996 ve 07.08.1997 tarihli taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri ile satın aldığını belirterek, tapu iptali ve tescil istemiştir. Bir kısım davalılar, davanın reddini savunmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL -KARAR- Temyiz isteği, gayrimenkul satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptal ve tescil davasında taşınmaz tapu kayıtlarına konulan ihtiyati tedbire itirazın reddi kararına ilişkin olup, gayrimenkul satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan davalar sonucu verilen hüküm ve kararların temyiz incelemesi dairemize ait değildir. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 21.01.2013 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 26.01.2013 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 01.02.2013 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 23.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hal böyle olunca, yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden 23.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE,23.09.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Aksi hâlde satıcı, sonradan sözleşmenin geçersizliğini tüketicinin aleyhine olacak şekilde ileri süremez." hükmünün bulunduğu, davacı vekilinin, davacı ile yüklenici arasında yazılı olarak yapılan ön ödemeli konut satış sözleşmesini ibraz ettiği, dosya kapsamına göre yaklaşık ispat kuralının yerine getirilmiş olduğu, inşaat seviyesi ile tapu iptal ve tescil talebinin yerinde olup olmadığının yargılama sırasında yapılacak keşif ve bilirkişi incelemesi neticesinde belirleneceği, dava konusu edilen taşınmazın yargılama sırasında üçüncü kişiye devri halinde davacı tarafın tapu iptal tescil hakkını elde etmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ya da tamamen imkansız hale geleceği, dava konusu taşınmaz için ihtiyati tedbir talebinin kabulüne ve ihtiyati tedbir kararına itirazın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmaktadır....