Buradaki sınırlandırma asla tescil mahiyetinde değildir. Görülüyor ki, özel mülkiyete tabi bir taşınmaz malın kadastro işlemi ve sonuçları ile mera olduğu saptanan bir taşınmaz malın kadastro işlemi ve bunun sonuçları farklıdır. Açıkça ifade etmek gerekirse, özel mülkiyete konu bir taşınmaz malın tapu siciline tescil zorunluluğu varken mera olan bir yer için hiçbir zaman bir tescil işlemi sayılmayan özel sicile kayıt esası kabul edilmiştir. Kanun koyucunun 3402 sayılı Kanunun 12/3 maddesinde öngörülen hak düşürücü süreyi kabul etmesindeki amacı, bir taşınmaz için geometrik durum ve malik belirlenerek tapu siciline tescil edildikten ve tescilden itibaren belli bir süre (10 yıl) geçtikten sonra sicillerin güvenilirliğini korumak, belli bir zamandan sonra dava açılarak sık sık sicillerin bozulmasının önüne geçmektir....
Açıkça ifade etmek gerekirse özel mülkiyete konu bir taşınmaz malın tapu siciline tescil zorunluğu varken mera olan bir yer için hiç bir zaman bir tescil işlemi sayılmayan özel sicile kayıt esası kabul edilmiştir. Kanun koyucunun 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3 maddesinde öngörülen hak düşürücü süreyi kabul etmesindeki amacı, bir taşınmaz için geometrik durum ve malik belirlenerek tapu siciline tescil edildikten ve tescilden itibaren belli bir süre (10 yıl) geçtikten sonra sicillerin güvenirliğini korumak, belli bir zamandan sonra dava açılarak sık sık sicillerin bozulmasının önüne geçmektir. Meralar tapu siciline tescili gerekmeyen üstelik özel mülkiyete konu teşkil etmeyecek yerler olduğundan, Yasanın tapu siciline tescil edilen yerlerde uygulamasını öngördüğü 3402 sayılı Kadasro kanununun 12/3. maddesinde sözü edilen hak düşürücü süre, mera iddiası ile açılan davalarda uygulanmaz....
Buradaki sınırlandırma asla tescil mahiyetinde değildir. Görülüyor ki, özel mülkiyete tabi bir taşınmaz malın kadastoro işlemi ve sonuçları ile mera olduğu saptanan bir taşınmaz malın kadastro işlemi ve bunun sonuçları farklıdır. Açıkça ifade etmek gerekirse özel mülkiyete konu bir taşınmaz malın tapu siciline tescil zorunluğu varken mera olan bir yer için hiç bir zaman bir tescil işlemi sayılmayan özel sicile kayıt esası kabul edilmiştir. Kanun koyucunun 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3 maddesinde öngörülen hak düşürücü süreyi kabul etmesindeki amacı, bir taşınmaz için geometrik durum ve malik belirlenerek tapu siciline tescil edildikten ve tescilden itibaren belli bir süre (10 yıl) geçtikten sonra sicillerin güvenirliğini korumak, belli bir zamandan sonra dava açılarak sık sık sicillerin bozulmasının önüne geçmektir....
Mahkemece 33 adet parselin davalı Hazine adına olan tapu kayıtlarının iptali ile mera vasfı ile Hazine adına kaydedilmesine, mera özel siciline yazılmasına kullanma hakkının davacı ... köyüne tahsisine şeklinde hüküm kurulmuştur. Hukuki niteliği itibariyle devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olan meralar özel mülkiyete konu olamazlar. Kural olarak meraların kuru mülkiyeti Hazineye, yararlanma hakkı köy veya belediyeye aittir. Özel mülkiyete konu olamayacaklarından meraların tapu kütüğüne kaydı mümkün değildir. Böyle taşınmazlar mera olarak sınırlandırıldıktan sonra mera özel siciline kaydedilmesi gerekir. Taşınmazların hem mera vasfı ile Hazine adına kaydedilmesi, hem de mera özel siciline yazılması mümkün değildir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 09.06.2005 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve mera olarak sınırlandırma istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 25.09.2007 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... ve davalı ... mirasçısı ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı Hazine vekili, 09.06.2005 tarihli dilekçesi ile 101 ada 180 parsel sayılı senetsizden 1981 tarihli 3000 m2'lik emlak kaydına göre davalılar arasındaki kadastro tespitine itiraz davası sonucu hükmen 10.04.2002 tarihinde çayır cinsi ile davalılar adına tescil edilen 7879,66 m2'lik taşınmazın aslında mera olduğu nedeniyle tapu iptali ve sınırlandırma istemiştir. Davalılar, davaya cevap vermemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 24.07.2009 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve mera olarak sınırlandırma istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 21.09.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne, duruşma talebinin masraf yatırılmadığından reddine karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı ... tüzel kişiliği 101 ada 62, 113 ada 21 ve 22, 101 ada 1, 113 ada 17 ve 113 ada 19 parsel sayılı taşınmazların kadim meraları olduğunu belirterek yapılan sınırlandırma ve tescil işlemlerinin iptali ile köye ait mera parsellerine dahil edilmesine ve mera siciline yararlanma haklarının olduğunun yazılmasına karar verilmesini istemiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 08.07.1994 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve mera olarak sınırlandırma istenmesi üzerine bozmaya uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine dair verilen 25.12.2001 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Hazine temsilcisi tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı Hazine, davalılar adına kayıtlı dava konusu taşınmaza kadastro tesbiti sırasında uygulanan vergi kaydında yazılı miktarın fazlası olana kısmın meradan kazanıldığını iddia ederek tapu iptali ve tescil isteminde bulunmuştur....
Belediyesi adına 2.531,25 m2 miktar ile yolsuz olarak tescil edildiğini, ... Belediyesinin dava devam ederken, kendisinin de taraf olmasına rağmen taşınmazı 28.07.2003 tarih ve 254 sayılı Encümen Kararı ile 30.000,00TL bedelle diğer davalı ...'e satarak 05.03.2004 tarihinde tapudan devrettiğini, dava konusu taşınmazın mahkeme kararı ile mera olarak sınırlandırılmasına karar verilen, özel mülkiyete konu teşkil etmeyen yerlerden olduğunu, davalı ... adına oluşturulan tapu kaydının da yolsuz tescil niteliğinde olması nedeniyle lehdarına mülkiyet hakkına ilişkin yetkiler bahşetmeyeceğini, belediyenin kendisine ait olmayan bir taşınmazı üçüncü kişiye satmasının da hukuki anlamda korunacak bir işlem olmadığını belirterek, tapu kaydının iptalini, taşınmazın mera olarak sınırlandırılıp özel siciline kaydını istemiştir....
Mahkemece, 101 ada 8 ve 9 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin davanın reddine, 101 ada 38 ve 39 parsel sayılı taşınmazlarla ilgili davanın kabulüne, bu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile Porsuklu merası olarak sınırlandırılmasına ve özel siciline Porsuklu Merası olarak kaydına karar verilmiştir....
Mahkemece, 101 ada 3 ve 4 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin davanın reddine, 102 ada 5 ve 6 parsel sayılı taşınmazlarla ilgili davanın kabulüne, bu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile Porsuklu merası olarak sınırlandırılmasına ve özel siciline Porsuklu Merası olarak kaydına karar verilmiştir....