Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu haliyle barajın olmadığı dönemlerde tapulamanın yapıldığı, kadastro çalışmaları sırasında kıyı kavramından söz edilemeyeceği, davalı taşınmazların Anayasa ve kıyı kanununda yer alan devletin hüküm ve tasarrufu altında olan herkessin kullanımına açık kıyı kavramı içindeki yerlerden olmadığı, dava konusu taşınmazların yolsuz tescilinin bulunmadığı anlaşılmaktadır. Dava konusu alana fiili el atmanın olmadığı da yukarıda anlatılmıştır. Tüm bu anlatılanlara göre fiili el atma ve yolsuz tescilinde bulunmaması karşısında kamulaştırmasız el atma ve TMK 1007. Maddesinin uygulama olanağı yoktur....

Yukarıda tarih ve numarası açıklanan ... 2.Asliye Hukuk Mahkemesi'ne ait dava dosyasının keşfi sırasında, kıyı kenar çizgisi 3621 sayılı Kanunu'nun 5 ve 9.maddeleri uyarınca mahkemece uzman bilirkişiler aracılığı ile tespit edilmiş, 44 parselin 627,18 m2'lik bölümünün kıyı kenar çizgisi kapsamında kaldığı anlaşıldığından, bu bölümün tapu kaydının iptali ile kıyı olarak terkinine karar verilmiştir. Başka bir anlatımla; yargılamanın yenilenmesine konu dava dosyasında, kıyı kenar çizgisinin belirlenmesinde 1987 yılında onaylanarak kesinleşen ve idarece belirlenen kıyı kenar çizgisi esas alınmamış, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca mahkemece zemin üzerinde uzman bilirkişiler aracılığı ile bizzat belirlenmiştir. ... 1. İdare Mahkemesi'nin 2008/1706 Esas ve 2009/1475 Karar sayılı iptal kararı 1987 yılında idarece belirlenen kıyı kenar çizgisine ilişkin işlemin iptaline yöneliktir....

    işleyecek yasal faiziyle birlikte kamulaştırmasız el atma eyleminden sorumlu davalı T9ndan; yine aynı taşınmazın kıyı kenar çizgisi içinde kaldığı sözlü olarak olarak bildirilen kısımlara yönelik fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 5.000 TL nin de TMK m.1007 gereğince tapu sicillerinin tutulmasından sorumlu davalı T11nden tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen davada; Davacı, Muğla İli Bodrum İlçesi Turgutreis Beldesi Yalı mevkiinde Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan kıyı kenar çizgisi içindeki taşınmaza davalının müdahale ettiğini ileri sürecek haksız el atmanın önlenmesine ve muhdesatın kal'ine karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, haksız müdahalenin keşfe saptandığı gerekçesiyle davanın kabulüne; kıyı kenar çizgisi içinde kalan taşınmaza yönelik el atmanın önlenmesine ve müdahaleye konu yapı, tesis ve imalatların kal'ine karar verilmiştir. Karar, davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'in raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTAL VE TERKİN Taraflar arasında görülen davada; Davacı vekili, kayden davalıya ait 594 parsel sayılı taşınmazın 2.761,45 m² lik bölümünün kıyı kenar çizgisi içinde kaldığını ileri sürerek, sözkonusu kısmın tapusunun iptaline karar verilmesini istemiştir. Davalı, iyiniyetli olarak taşınmazı iktisap ettiğini belirerek, davanın reddini savunmuştur. Davanın reddine dair verilen karar, Dairece; “......

        DAVA TARİHİ : 15.10.2014 HÜKÜM : Kabul Taraflar arasında görülen tapu iptali ve terkin davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay 8. Hukuk Dairesince kararın bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece, bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir. Mahkeme kararı, davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I. DAVA Davacı Hazine vekili, dava konusu 101 ada 418 parsel sayılı taşınmazın 118,73 m2'lik kısmının kıyı kenar çizgisi içinde kaldığını ileri sürerek tapu kaydının iptali ile kıyı olarak terkinine karar verilmesini istemiştir. II. CEVAP Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur. III. MAHKEME KARARI, BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ 1....

          Bilindiği üzere,son kez yürürlüğe giren 362l sayılı kıyı kanunu'nun "kıyı kenar çizgisini"belirleme yöntemine ilişkin 5 ve 9.maddeleri,Anayasa Mahkemesinin iptal kararı kapsamı dışında bırakılmış;anılan kanun maddesinin uygulanmasına yorum getiren ve görülmekle olan davalarda dikkate alınması zorunlu bulunan 28.ll.l997 gün ve 5/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararın da "kural olarak,mülkiyet hukuku yönünden kıyı kenar çizgisi belirlenmesi görevinin adli yargıya ait olduğuna;ancak 362l sayılı Kıyı Kanunu'nun 9.maddesi uyarınca idare tarafından kıyı kenar çizgisi belirlenmiş ve yazılı bildirime rağmen yasal süresinde idari yargıya başvurulmaması nedeniyle yargı yolunun kapanmış olması veya idare tarafından verilip kesinleşmiş karar bulunması durumlarında,bunlara uygun şekilde kıyı kenar çizgisinin adli yargı tarafından saptanması gerektiğine"işaret edilmiştir....

            Bilindiği üzere,son kez yürürlüğe giren 362l sayılı kıyı kanunu'nun "kıyı kenar çizgisini"belirleme yöntemine ilişkin 5 ve 9.maddeleri,Anayasa Mahkemesinin iptal kararı kapsamı dışında bırakılmış;anılan kanun maddesinin uygulanmasına yorum getiren ve görülmekle olan davalarda dikkate alınması zorunlu bulunan 28.ll.l997 gün ve 5/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararın da "kural olarak,mülkiyet hukuku yönünden kıyı kenar çizgisi belirlenmesi görevinin adli yargıya ait olduğuna;ancak 362l sayılı Kıyı Kanunu'nun 9.maddesi uyarınca idare tarafından kıyı kenar çizgisi belirlenmiş ve yazılı bildirime rağmen yasal süresinde idari yargıya başvurulmaması nedeniyle yargı yolunun kapanmış olması veya idare tarafından verilip kesinleşmiş karar bulunması durumlarında,bunlara uygun şekilde kıyı kenar çizgisinin adli yargı tarafından saptanması gerektiğine"işaret edilmiştir....

              Dava, 3621 sayılı Kıyı Kanunu ile Türk Medeni Kanunu'nun 715 ve 999. maddelerine dayalı olarak açılmış tapu kaydının iptali ile sicilden terkini isteğine ilişkindir. 3621 sayılı Kıyı Kanunu'nun "kıyı kenar çizgisini" belirleme yöntemine ilişkin 5 ve 9.maddelerinin uygulanmasına yorum getiren ve görülmekte olan davalarda dikkate alınması zorunlu bulunan 28.11.1997 tarihli ve 5/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında "kural olarak, mülkiyet hukuku yönünden kıyı kenar çizgisi belirlenmesi görevinin İdari Yargı'ya ait olduğuna; ancak 3621 sayılı Kıyı Kanunu'nun 9....

              Somut olayda, mahkemece dava konusu edilemeyen ve dava dışı taraflar adına kayıtlı (2910 nolu parsel içinde kalan) ve bilirkişi raporunda D- F harfleri ile gösterilen yer ve yapılar ile ilgili el atmanın önlenmesi ve kal kararı verilmesi doğru olmadığı gibi 492 sayılı harçlar kanunu uyarınca davacı hâzinenin harçtan muaf olması nedeniyle harç alınmasına yer olmadığına karar verilmesi gerekirken 683,10 TL harcın davalıdan alınmasına hükmedilmesi de doğru görülmemiştir. Ayrıca hükme esas alınan Jeolog, İnşaat ve Teknik Bilirkişi Kurulu Raporu da denetime elverişli olmayıp yerleşik yargıtay içtihatlarına uygun hazırlanmamıştır....

                UYAP Entegrasyonu