Gelen 3 ada 3 sayılı parselin tapu kaydına göre, malik hanesinin boş olduğu ve beyanlar hanesinde davalı olduğu yazılmıştır. Bu nedenlerle; 1- 3 ada 3 sayılı parselin kadastro tutanağı ve ekleri mahalli Tapu Sicil Müdürlüğünde bulunmadığı taktirde Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Arşiv Dairesi Başkanlığından getirtilerek dosyaya eklenmesi, 2- Parselin tapu kaydında da davalı olduğu açıklandığından 3 ada ( 264 ada ) 3 sayılı parselle ilgili kadastro (tapulama) dosyasının olup olmadığının ......
Bu nedenle dava doğrudan tapu sicil müdürlüğüne yöneltilmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 17.03.1999 tarihli ve 1999/14-165-149 sayılı kararı da bu yöndedir. Uygulamada davaların sıkça “Tapu Sicil Müdürlüğüne izafeten Hazine” hasım gösterilerek açıldığı görülmektedir. Hazine vekili, 4353 sayılı kanunun 18.maddesine göre kanuni temsilci sıfatıyla idareyi temsil eder. Bu nedenle “Tapu Sicil Müdürlüğüne izafeten Hazine” hasım gösterilerek dava açıldığında, davanın husumet yokluğundan reddi yerine dava dilekçesinin doğru hasım olan “Tapu Sicil Müdürlüğüne” tebliğinin sağlanması ve bundan sonra davaya devamla bir hüküm kurulması gerekir. Somut uyuşmazlıkta, “Tapu Sicil Müdürlüğüne izafeten Maliye Hazinesi” hasım gösterilerek dava açılmış ve davalı Tapu Sicil Müdürlüğü'ne yapılması gereken duruşma gününü gösterir tebligat parçasında da "Davalı Melikgazi Tapu Sicil Müdürlüğü'ne izafeten Maliye Hazinesi" ibaresi yer almıştır....
Hemen belirtilmelidir ki, yeni Tapu Sicili Tüzüğü hükümleri ve özelikle 75. maddesi nazara alındığında, tapu müdürlüklerine oldukça geniş yetkiler verilerek tapudaki hataların daha kısa bir sürede, idari yoldan düzeltilmesine imkân verildiği ve kayıt düzeltmeleri için öncelikle müdürlüklere başvuru yapılmasının zorunlu tutulduğu görülmektedir.. Bu nedenle, yeni Tapu Sicili Tüzüğünün Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdiği 17.8.2013 tarihten itibaren, ilgililerin mahkemeye müracaat etmeden önce, ilk olarak tapu müdürlüklerine yukarıda açıklanan prosedüre uygun şekilde başvurması kaçınılmaz olup, değinilen prosedür izlenmeden mahkeme önüne getirilen davanın dinlenebilme olanağı yoktur. Bunun yanında, ilgililerin tapu müdürlüklerine yaptıkları yazılı ya da sözlü düzeltim başvuruları üzerine, tapu müdürlüklerinin Tüzüğün 75. maddesinde belirtilen araştırma ve soruşturmayı yapmadan verdikleri soyut içerikli ret kararları da davayı mahkeme önünde dinlenebilir hale getirmez....
Bu nedenle; 1) Dava konusu taşınmazlara komşu olan parsellere ait kadastro tutanak suretlerinde işaret edilen vergi kayıtları ile tüm tesis ve tedavülleri ile birlikte tapu kayıtlarının (Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü Tapu Arşiv Daire Başkanlığı’ndan celbedilen kayıtların tedavülleri mahalli Tapu Sicil Müdürlüklerinden sorulup tüm tedavül kayıtları tamamlanmak suretiyle), 2) Davacı ... ve arkadaşlarının dayandıkları tapu kayıtlarının yukarıda açıklanan usul ile tüm tesis ve tedavüllerinin (dosyada mevcut kayıtlardan Kanunisani 1292 tarih 42 numuralı ve ... ...’dan gelen tapu kaydının tedavül kayıtlarından olan Teşrinisani 1334 tarih 41 sıra numaralı tapu kaydının Ekim 1949 tarih 39, 51 vs, Kanunisani 1931 tarih 21 sıra numaralı tapu kaydının Teşrinisani 1936 tarih 9 sıra numaralı tapulara tedavül gördüğü tesbit edilmiştir....
-KARAR- Dairemizin 27.12.2011 tarihli geri çevirme kararında sair hususların yanısıra, 21.08.1948 tarih, ... olan tapu kayıtlarının ilk tesisinden itibaren tüm geldi kayıtlarının ve dayanak belgelerinin ilgili tapu sicil müdürlüğünden ya da Tapu Kadastro Genel Müdürlüğünden temin edilmesi istendiği halde, anılan tapu kayıtlarına tapu müdürlüğünde rastlanılmadığı, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünde bulunan kayıtlarla arasında da ilgi kurulamadığı gerekçesi ile sözkonusu tapu kayıtlarının temin edilmeden dosyanın gönderildiği görülmekle; 21.08.1948 tarih, ... olan tapu kayıtlarının bir sureti ile Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü 'nün 13.06.2012 tarihli yazısının bir suretinin eklenerek Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü'ne yeniden müzekkere yazılarak; anılan tapu kayıtlarının geldileri olan Mart 303 tarih, 40 nolu tapu kaydı ile aynı tarih 41 nolu tapu kaydının ve varsa bu kayıtların da geldilerinin titiz bir şekilde araştırılarak onaylı bir suretlerinin mutlaka temin edilerek gönderilmesinin...
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: 1- Çekişmeli parsele uygulanan K.Evvel 929 tarih ve 123 sıra numaralı kaydın geldisi olarak görünen tapu kayıtlarında miktar, hudut ve malik olarak farklılık bulunduğundan kök tapuda ...oğlu ... adına kayıtlı ve “Garbi Harbi ve ... yolu ve Kajiki Kalevi ve Yusuf Tarlası” hudutlu ve 32 dönüm yüzölçümlü K.Evvel 929 tarih ve 123 sıra numaralı tapu kaydının tüm geldilerinin ve tespit edilecek kök tapu kaydının tüm gittilerinin Başbakanlık Tapu Arşiv Dairesi Başkanlığı ve Mahalli Tapu Sicil Müdürlüğünden; 2- Kadastro tespitinde uygulanan tapu kayıtlarının geldi kayıtlarının dosyada bulunmadığı, gitti kayıtlarında ise miktar, hudut ve malik olarak farklılık bulunduğundan T.Sani 309 tarih 64, T.Sani 309 tarih 77, T.Sani 321 tarih 12, Mayıs 327 tarih 63, K.Sani 325 tarih 234 sıra numaralı tapu kayıtlarının tesislerinden itibaren tüm tedavüllerinin Başbakanlık Tapu Arşiv Dairesi Başkanlığından ve Mahalli Tapu Sicil Müdürlüğünden; 3- Tespit maliki ... Kızı ...'...
Mahkemece, çekişmeli taşınmazın tescile karar verilen temyiz konusu bölümünün davacının dayandığı 11.4.1972 tarih 21 sıra numaralı tapu kaydının kapsamında kaldığı kabul edilerek karar verilmişse de; yapılan değerlendirme usul ve yasaya aykırı bulunmaktadır. Davacı dayanağı tapu kaydının oluşum nedeni olan iskan kaydında ve tapu kaydının ilk tesisinde tapu kayıt miktarının 919 metrekare olduğu, tapu kaydının son tedavülü olan 11.04.1972 tarih 21 sıra numaralı tapu kaydında tapu kayıt miktarının 1919 metrekare olarak artırılmasının haklı nedene dayandığına ilişkin kayıt ve belgelerin bulunmadığı anlaşılmaktadır....
Mahkeme tarafından davacıya hangi tapu kaydına dayandığı sorulmaksızın, keşifte yalnızca 27 sıra numaralı tapu kaydı uygulanmıştır. Ne var ki, tespite esas olan tapu kayıtları arasında 27 sıra numaralı tapu kaydı da bulunmaktadır. Kadastro tutanaklarında, tapu kayıt malikleri arasında yapılan paylaşım sonucu taşınmazların Muhammet (...) oğlu ... 'a kaldığı, onun tarafından da 1955 yılında ... oğlu ... ...'e hibe edildiği belirtilmiş ve taşınmazlar bu nedenlerle davalı tarafın miras bırakanı adına tespit edilmiştir....
.- Davacı Hazine'nin dayanağı ....04.1933 tarih ve ... sıra numaralı tapu kaydının kadastro sırasında revizyon görüp görmediği sorularak revizyon görmüş ise tapu kaydının revizyon gördüğü taşınmaza ait kesinleşme durumunu gösterir şekilde onaylı kadastro tespit tutanağının sureti ve varsa tespit dayanağı belgeler ile tutanak kesinleşmiş ise kadastro neticesinde oluşan tapu kayıtlarının, ...- Davacı Hazine'nin dayanağı ....04.1933 tarih ve ... sıra numaralı tapu kaydı ile davalı dayanağı ........1996 tarih ve ... sıra numaralı tapu kayıtlarının ayrıntılı şekilde malik ve iktisap sebeplerini gösterir şekilde tesisinden itibaren tüm tedavüllerinin ve varsa haritaları ile Hazine dayanağı ....04.1933 tarih ve ... sıra numaralı tapu kaydının pay tapusu olup olmadığı Tapu Müdürlüğününden sorularak pay tapusu olması halinde kalan paylara yönlelik tedavüllü tapu kayıtlarının ( kalan paylar hakkında tapu kaydı varsa bu tapu kayıtlarının da kadastro sırasında revizyon görüp görmediği sorularak...
Gerçekten de, yeni Tapu Sicili Tüzüğü hükümleri ve özelikle 75. maddesi nazara alındığında, tapu müdürlüklerine oldukça geniş yetkiler verilerek tapudaki hataların daha kısa bir sürede, idari yoldan düzeltilmesine imkân verildiği ve kayıt düzeltmeleri için öncelikle müdürlüklere başvuru yapılmasının zorunlu tutulduğu görülmektedir. Ne var ki, somut olayda; düzeltilmesi istenen 1018 ve 2107 parsel numaralı taşınmazların tapu kaydının mahkeme kararına dayalı olarak “hükmen tescil” suretiyle oluştuğu, mahkeme kararı ile oluşan kaydın ancak yine bir mahkeme kararı ile düzeltilebileceği, bu durumun yeni Tapu Sicili Tüzüğü ile tapu müdürlüklerine verilen düzeltim yetkisinin dışında kaldığı gözetildiğinde, düzeltim için öncelikle tapu müdürlüğüne başvuru şartının eldeki dava bakımından aranmayacağı kabul edilmelidir....