Mahkemece, Hazinenin eski tarihli tapu kaydına itibar edilmesi gerektiği, davacı taraf adına 1969 tarihinden sonra 20 yıllık zilyetliğe dayalı tapu kaydı oluşmadığından taşınmazın Hazine adına tescili gerektiği kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de; mahkemenin kabulü dosya kapsamına uygun olmadığı gibi yapılan araştırma ve inceleme de hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. 4753 sayılı yasa ile Toprak Tevzii Komisyonunca yapılan çalışmalarda taşınmazın 29.07.1969 tarih ve 462 sıra numaralı tapu kaydıyla Hazine adına tescil edildiği, ancak bundan sonra tescil yolu ile 06.11.1970 tarih ve 6 sıra numaralı tapu kaydı ile de ... adına tapu kaydı oluştuğu anlaşılmaktadır. ... adına oluşan tapu kaydı daha yeni tarihli ise de, tescil ilamında Hazine'nin taraf olması nedeniyle ilamın taraflar arasında kesin hüküm oluşturup, Hazineyi bağlayacağı gözönüne alındığında bu ilama dayalı olarak oluşan tapu kaydına itibar edilmesi zorunludur....
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi gereğince tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı tazminat davasıdır. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve tapu işlemleri, kadastro tespiti işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden sıralı işlemler olup, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan, bu kayıtlarda yapılan hatalar, hatalı tapu sicili oluşmasına sebebiyet verdiği için, kadastro tespitinde yapılan hatalar da TMK'nın 1007. maddesi anlamında tapu sicili kavramı içindedir. Hatalı yapılan kadastro tespiti ile oluşan tapu kaydının daha sonra mahkeme kararıyla iptal edilmesi halinde, tapu malikinin bu nedenle doğan zararından TMK'nın 1007. maddesi anlamında Devlet sorumludur....
Tespite esas alınan tapu kaydının kök tapu kaydı olan Eylül 1294 tarih 461 sayılı tapu kaydının 1/2 payına ilişkin tapu kayıtları getirtilmişse de diğer 1/2 paya ait tapu kayıtları getirtilmediği gibi davacı tarafın tutunduğu Kasım 1948 tarih 27 sayılı tapu kaydında geldi kayıt olarak gösterilen Eylül 1294 tarih 462 sayılı tapu kaydı da getirilmemiştir....
Davacı hazine, dava konusu 212 ada 37 parsel sayılı taşınmaza uygulanan tapu kaydından farklı olarak 1926 tarih ve 13 sayılı tapu kaydına dayanmıştır. Tarafların tutundukları tapu kayıtlarından hangisinin dava konusu taşınmaza uyduğunun belirlenmesi için keşif yapılması zorunludur. Eksik araştırma ve soruşturma ile hüküm kurulamaz....
keşfi ve uygulamayı gösterir ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, tapu kayıtlarının iç içe geçmeleri halinde davalı tarafın dayandığı tapu kaydının Hazinenin taraf olduğu tescil ilamı ile oluşmuş olması halinde Hazine yönünden bağlayıcı olup kesin hüküm teşkil edeceği göz önünde bulundurularak davalının dayandığı tapu kaydına değer verilmeli, taşınmazın kısmen ya da tamamen davalı taraf tapu kaydının dışında Hazine tapu kaydının kapsamında kalması halinde taşınmazın öncesinin kaçak ve yitik kişilerden kalan yerlerden olup olmadığı konusunda yerel bilirkişi ve tanıkların ayrıntılı beyanları alınmalı, Hazinenin tapu kaydının dayanağı olan belgeler içerisinde daha önce temyiz incelemesi yapılan benzer nitelikteki dosyalardaki Hazine tapu kayıtlarında olduğu gibi kaydın dayanağı olan tutanaklar olması halinde, sağ iseler bu tutanaklarda bilirkişi ve tanık olarak imzaları bulunan bu kişiler de tanık sıfatı ile çağrılıp dinlenmeli ve taşınmazın öncesinin kaçak ve yitik kişilerden kalan...
Burada sorun, sadece tapuda her hangi bir nedenle yanlış yazılan nüfus bilgilerinin nüfus kaydına uygun hale getirilmesi değil, tapu kayıtları ile mülkiyet hakkına sahip oldukları halde tapu kayıtlarında düzeltme veya intikal yaptıramadıklarından bu ... kullanamayan şahısların Anayasal mülkiyet haklarını kullanabilmelerinin sağlanmasıdır. Önce tapu idaresine başvurduğu halde düzeltme işlemlerini yaptıramayan mirasçılar tapu kayıtları ile mülkiyet hakkına sahip oldukları halde tapu kayıtlarında düzeltme veya intikal yaptıramadıklarından Anayasal mülkiyet haklarını kullanamayacak, başvurabilecekleri başka bir çözüm yolu da kalmamış olacaktır. O halde idari yoldan tapu kayıtlarında düzeltme veya intikal yaptırılamadığından zorunlu olarak açılan bu tür davalarda düzeltme kararı verilemeyen hallerde tespit kararı verilmesi gerekli ve zorunludur....
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi gereğince tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı tazminat davasıdır. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve tapu işlemleri, kadastro tespiti işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden sıralı işlemler olup, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan, bu kayıtlarda yapılan hatalar, hatalı tapu sicili oluşmasına sebebiyet verdiği için, kadastro tespitinde yapılan hatalar da TMK'nın 1007. maddesi anlamında tapu sicili kavramı içindedir. Hatalı yapılan kadastro tespiti ile oluşan tapu kaydının daha sonra mahkeme kararıyla iptal edilmesi halinde, tapu malikinin bu nedenle doğan zararından TMK'nın 1007. maddesi anlamında Devlet sorumludur....
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi gereğince tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı tazminat davasıdır. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve tapu işlemleri, kadastro tespiti işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden sıralı işlemler olup, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan, bu kayıtlarda yapılan hatalar, hatalı tapu sicili oluşmasına sebebiyet verdiği için, kadastro tespitinde yapılan hatalar da, TMK'nın 1007. maddesi anlamında tapu sicili kavramı içindedir. Hatalı yapılan kadastro tespiti ile oluşan tapu kaydının daha sonra mahkeme kararıyla iptal edilmesi halinde, tapu malikinin bu nedenle doğan zararından TMK'nın 1007. maddesi anlamında Devlet sorumludur....
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi gereğince tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı tazminat davasıdır. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve tapu işlemleri, kadastro tespiti işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden sıralı işlemler olup, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan, bu kayıtlarda yapılan hatalar, hatalı tapu sicili oluşmasına sebebiyet verdiği için, kadastro tespitinde yapılan hatalar da, TMK'nın 1007. maddesi anlamında tapu sicili kavramı içindedir. Hatalı yapılan kadastro tespiti ile oluşan tapu kaydının daha sonra mahkeme kararıyla iptal edilmesi halinde, tapu malikinin bu nedenle doğan zararından TMK'nın 1007. maddesi anlamında Devlet sorumludur....
Hükmüne uyulan bozma ilamında çekişmeli taşınmazın 4753 sayılı Yasa uyarınca Hazine adına oluşan tapu kaydının kapsamında kaldığı, taraflar arasındaki uyuşmazlığın Hazine tapu kaydının oluşum tarihine kadar davacı yararına Kadastro Kanunu'nun 46/1. maddesindeki şartların gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında olduğu, Hazine adına tapu kaydının, taşınmazın, zilyedine ait tapu kaydının miktar fazlası olması nedeniyle oluştuğu belirtilerek, sözü edilen tapu kaydının, davacı ve müşterekleri adına tespit edilen dava dışı 179 ada 155 sayılı parsele revizyon gören, davacının babası ... adına kayıtlı 01.11.1951 tarih ve 101 sıra nolu tescil yolu ile oluşan tapu kaydından intikalen gelen 06.10.2004 tarih ve 10 sıra nolu tapu kaydı olması nedeniyle, tapu kaydının başka parsellere de revizyon görüp görmediğinin araştırılması, keşif yapılarak tapu kaydının uygulanması, kapsamının belirlenmesi, uygulamada tapu kaydının revizyon gördüğü parsellerin de dikkate alınması, kaydın başkaca parsellere...