Mahkemece; iptal tescil davasının son kayıt malikine karşı açılması gerektiği, tazminat isteği yönünden de zamanaşımı süresinin dolduğu ve davalının zamanaşımı def’inde bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR- Dava; tapu iptal ve tescil olmadığı takdirde tazminat isteğine ilişkindir. Mahkemece; tapu iptal ve tescil davalarının kayıt maliki aleyhine açılması gerektiği eldeki davanın ise vekil aleyhine açıldığı gözetilerek tapu iptal ve tescil isteğinin reddedilmiş olması doğrudur....
Bu itibarla, tapu kaydı iptal edilen taşınmaz ile emsal taşınmazların şehir hali hazır harita üzerinde konumları işaret ettirilerek birbirine olan uzaklıkları ve çarşı, marina, belediye binası vs. gibi, yerlere olan mesafeleri işaret ettirilerek emsal satışların tapu sicil müdürlüğünden dosyadaki tapu kayıtları ve resmi akit tabloları da getirtilerek değerlendirme tarihindeki karşılıklarının fiyat artış endekslerinin uygulanması suretiyle tespiti, bundan sonra emsal ile tapusu iptal edilen taşınmazın eksik ve üstün yönlerinin neler olduğu ve oranları açıklanmak suretiyle değer biçilmesi gerekirken, bilirkişi raporunda bu yönteme uyulmadan değer biçilmiştir....
Davalı ..., davacının davasını tapu kaydında düzeltim şeklinde nitelendirmesine rağmen dilekçenin sonuç ve istem kısmında, tapu iptal ve tescil talep ettiğini, bu çelişki nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesini, davanın tapu iptal ve tescil olarak görülmesi halinde; tarafların fiili kullanımları ile tapu kaydında parsel bilgilerinin uyumlu olmaması nedeniyle, bu yanlışlığın tapu kayıt bilgilerinin düzeltilmesi ile çözülebileceğini, tapu iptal ve tescil talebinin de reddi gerektiğini, tapu kaydında düzeltim davasının da görevli Mahkemede açılmadığını, ayrıca husumetin yanlış yöneltildiğini ileri sürerek davanın husumet yokluğu sebebiyle reddi gerektiğini savunmuştur. Davalı ..., cevap dilekçesinde davayı kabul ettiğini, davanın açılmasında her hangi bir kusurunun bulunmadığını, cevaba cevap dilekçesinde ise; dava dilekçesinin açıklattırılmasını, tapu iptal ve tescil talebini kabul etmediğini, sadece tapu kayıt bilgilerinin düzeltilmesi talebini kabul ettiğini savunmuştur....
Davacılar tapu tahsis belgesinin haksız iptal edildiğini, bu belge karşılığında bedeli ödendiğinden, belge karşılığında verilecek taşınmazın rayiç değerinin ödetilmesini talep etmişlerdir. Davacıların murisine verilen tapu tahsis belgesinin yasal koşulları oluşmaksızın verildiği, bilahare anlaşılması üzerine de iptal edildiği, hazine ile hissedar olduğu taşınmazdaki işyeri olarak kullandığı gecekondusu için hazineyi yanıltarak tapu tahsis belgesinin verilmesinin sağlandığı dosya kapsamı ve kesinleşen mahkeme kararları ile anlaşılmasına göre tapu tahsis belgesi davacıların kusuru ve yasal koşulların oluşmaması nedeniyle iptal edilerek dayanağı kalmamıştır. Bu nedenle yasal dayanağı kalmayan tapu tahsis belgesi karşılığı ödenen bedelin iadesi ile yetinilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenle kararın davalı yararına BOZULMASINA, 11.11.2010 günü oybirliği ile karar verildi....
Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 07.01.2014 gün ve 2012/56 esas 2014/6 karar sayılı hükmün bozulmasına ilişkin olan 10.09.2015 gün ve 9541-10644 sayılı kararın düzeltilmesi süresinde davacı vekili tarafından istenilmiş olmakla, dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü: -KARAR- Dava, tapu iptal ve tescil, olmadığı takdirde tenkis isteğine ilişkin olup, davanın tapu iptal-tescil talebi yönünden kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen 06.02.2014 tarih, 2012/56 Esas ve 2014/6 sayılı karar, davalılar tarafından temyiz edilmekle, Daire'nin 10.09.2015 tarih, 2014/ 9541 Esas ve 2015/ 10644 Karar sayılı ilamı ile; davanın muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil, olmadığı takdirde tenkis isteğine ilişkin olduğu, çekişme konusu taşınmazların senetsizden davalılar adına kadastro ile tespit...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL,ELATMANIN ÖNLENMESİ -KARAR- Dava genel kadastro ile oluşan, tapu kaydına dayalı olarak kadastrodan önceki nedenlerle açılan ve Asliye Hukuk Mahkemesince karara bağlanan tapu iptal ve tescil birleşen dava elatmanın önlenmesi isteğine ilişkin olup, tapu iptal ve tescil isteğinin kabulüne ilişkin olarak verilen karar, iptal tescil davasının davalısı tarafından temyiz edilmiştir.Davanın açıklanan bu nitelendirmesine ve temyiz edenin sıfatına göre, 2797 Sayılı Yargıtay Yasasının 14.maddesi uyarınca temyiz incelemesi Yüksek 7.Hukuk Dairesine ait bulunduğundan dosyanın ilgisi yönünden anılan Daire Başkanlığına gönderilmesine, 07.02.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Somut olayda ise; davacı vekili 08.11.2007 günlü duruşma tutanağına geçirilen beyanında; dava açıldıktan sonra tapu tahsis belgesinin iptal edildiğini, iptalin iptali için İdare Mahkemesinde dava açtıklarını ifade etmiştir. Bu beyandan davanın devamı sırasında tahsis yapan idarenin tapu tahsis belgesini iptal ettiği anlaşılmaktadır. Mahkemece yapılması gereken iş; taraflara gerçekten dayanılan tapu tahsis kararının iptal edilip edilmediğini, bunun için dava açılıp açılmadığını sorup saptamak, tapu tahsis belgesi iptal edilmiş ve İdare Mahkemesinde dava açılmışsa bunun sonucunu beklemek işin esası hakkında bundan sonra hüküm kurmak olmalıdır. Davacı vekilinin beyanı göz ardı edilerek orta yerde geçerliliğini koruyan tapu tahsis belgesi varmış gibi istemin eksik inceleme ve araştırmayla hüküm altına alınması doğru olmadığından karar bozulmalıdır....
Bunun için, tapu iptal/terkin kararının kesinleşmesinin beklenmesi gereklidir. Bu amaçla mahkemece öncelikle davacının elatmanın önlenmesi ve yıkım talebine ilişkin davasının iptal/terkin davasından ayrılarak (HMK.m167) ayrı bir dava olarak görülmesine karar verilmesi; ayrılan bu davada da HMK'nun 165.maddesi uyarınca, tapu iptal/terkin davasının sonucunun "bekletici sorun" yapılması gerekir. Davacının bütün taleplerinin bir arada görülmesinde "usul ekonomisi ilkesi"nin (HMK.m.30) uygulanması söz konusu değildir. Açıklanan nedenlerle, değerli çoğunluğun tapu iptal/terkin hükmüne yönelik hükmün onaylanması kararına katılmakla birlikte; elatamanın önlenmesi ve yıkım talebine ilişkin hükmün de onanması kararına katılmıyor; hükmün bu bölümünün açıkladığım çerçevede işlem yapılmak üzere bozulması gerektiğini düşünüyorum....
Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Taraflar arasında görülen TMK 194. maddesine dayalı tapu iptal ve tescil davasında mahkemenin 7.5.2015 tarihli ilk kararında, mahkemece kadının aile konutu talebi yönünden reddine, tapu iptal ve tescil davası yönünden de genel mahkemenin görevli olduğu belirtilerek, görevsizlik kararı vermiştir....
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından; dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine, takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. 2. Davacının irade fesadına dayalı tapu iptal ve tescil talebine yönelik itirazlarına gelince; Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir (6100 s.lı HMK'nun 33 m). İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, irade fesadına dayalı tapu kaydının iptali ile tescil isteğine ilişkindir. Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde; davacının dava dilekçesinde irade fesadına dayalı tapu iptal ve tescil isteğinde bulunduğu anlaşılmıştır....