Tazminat miktarı, zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı, zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse, aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 05.03.2003 gün ve 2003/19-152 E. - 2003/125 K.; 29.09.2010 gün ve 2010/14-386 E. - 2010/427 K.; 15.12.2010 gün ve 2010/13-618 E. - 2010/668 K. sayılı kararı). Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise, tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerledirme tarihine göre belirlenecek olup,bu tarih ise zararın meydana geldiği tarihtir. 4721 sayılı TMK’nın 705/2. maddesi uyarınca tapu iptal ve tescil istekli davaların kesinleştiği tarih itibariyle mülkiyet hakkı sona ereceğinden bu tarih itibariyle tapusu iptal edilen gerçek ve tüzel kişilerin zararı oluşacaktır....
Davalı vekili 05/11/2018 tarihli beyan dilekçesinde özetle; davanın tapu iptali yönünden yanlış davalıya yöneltildiğini, tazminat yönünden ise derdest bir dava bulunduğunu, davanın tapu iptal talebi ile ilgili olarak husumetten, tazminat talebi yönünden derdestlikten reddini, masraf ve ücretin taraflarının lehine hüküm altına alınmasını talep etmiştir. Taraflara usulüne uygun olarak tebligat yapıldığı ve taraf teşkilinin sağlandığı, delillerin dosya arasına alındığı görülmüştür. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; "tapu iptali tescil davasının pasif husumet yokluğundan reddine, tazminat taleplerinin de HMK'nun 114/1- ı ve 115/2 maddelerine göre derdestlik sebebiyle reddine" karar verilmiştir....
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin 15/03/2019 tarihli ve 2018/320 E. 2019/256 K. sayılı kararıyla; kadastro tespitinden sonra davacı ve arkadaşları tarafından açılan 1995/112 E. sayılı tapu iptal tescil davasının feragat nedeniyle reddine karar verilmiş olması ve kararın kesinleşmesi, yargılamanın iadesi isteminin de aynı şekilde reddedilip kesinleşmesi dikkate alınarak, anılan tapu iptal ve tescil talebi bakımından davanın re'sen gözetilecek olan dava şartlarından biri olan kesin hüküm nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği, tazminat talebi yönünden, aynı talebin 2000/24 E. sayılı dosyada değerlendirilip kesin hükme bağlandığı gerekçesiyle tazminat talebinin reddinde bir isabetsizlik görülmediği gerekçesiyle, davacının istinaf başvurusunun kısmen kabulüyle, 6100 sayılı HMK’nin 353/1-b-2 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, yeniden hüküm tesisi ile, davacının tapu iptali ile tescil talebinin ve tazminat talebinin HMK 114/1-i maddesi uyarınca kesin...
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin 15/03/2019 tarihli ve 2018/320 E. 2019/256 K. sayılı kararıyla; kadastro tespitinden sonra davacı ve arkadaşları tarafından açılan 1995/112 E. sayılı tapu iptal tescil davasının feragat nedeniyle reddine karar verilmiş olması ve kararın kesinleşmesi, yargılamanın iadesi isteminin de aynı şekilde reddedilip kesinleşmesi dikkate alınarak, anılan tapu iptal ve tescil talebi bakımından davanın re'sen gözetilecek olan dava şartlarından biri olan kesin hüküm nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği, tazminat talebi yönünden, aynı talebin 2000/24 E. sayılı dosyada değerlendirilip kesin hükme bağlandığı gerekçesiyle tazminat talebinin reddinde bir isabetsizlik görülmediği gerekçesiyle, davacının istinaf başvurusunun kısmen kabulüyle, 6100 sayılı HMK’nin 353/1-b-2 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, yeniden hüküm tesisi ile, davacının tapu iptali ile tescil talebinin ve tazminat talebinin HMK 114/1-i maddesi uyarınca kesin...
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin 15/03/2019 tarihli ve 2018/320 E. 2019/256 K. sayılı kararıyla; kadastro tespitinden sonra davacı ve arkadaşları tarafından açılan 1995/112 E. sayılı tapu iptal tescil davasının feragat nedeniyle reddine karar verilmiş olması ve kararın kesinleşmesi, yargılamanın iadesi isteminin de aynı şekilde reddedilip kesinleşmesi dikkate alınarak, anılan tapu iptal ve tescil talebi bakımından davanın re'sen gözetilecek olan dava şartlarından biri olan kesin hüküm nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği, tazminat talebi yönünden, aynı talebin 2000/24 E. sayılı dosyada değerlendirilip kesin hükme bağlandığı gerekçesiyle tazminat talebinin reddinde bir isabetsizlik görülmediği gerekçesiyle, davacının istinaf başvurusunun kısmen kabulüyle, 6100 sayılı HMK’nin 353/1-b-2 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, yeniden hüküm tesisi ile, davacının tapu iptali ile tescil talebinin ve tazminat talebinin HMK 114/1-i maddesi uyarınca kesin...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : İTİRAZIN İPTALİ -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre dava, muvazaa nedeniyle tapu iptal ve tescil istemine ilişkin olmayıp, doğrudan tazminat isteğine ilişkindir. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 12.05.2011 tarih ve 1 sayılı kararı uyarınca Asliye Hukuk Mahkemelerince verilen tapu iptali ve tescili davasının kabulle sonuçlanıp kesinleştikten sonra buna bağlı olarak açılan tazminat davalarının Yüksek 1.Hukuk Dairesinin görev alanında olduğu kararlaştırılmıştır. Somut olaya gelince, davada tapu iptal ve tescil yönünden bir talep bulunmaksızın tazminat isteğine ilişkin açılan davada mahkemece tazminata karar verilmiştir. Davanın açıklanan bu nitelendirmesine göre, 2797 Sayılı Yargıtay Kanununun 14.maddesi uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 4. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/255 Esas 2019/5 Karar sayılı ilamının kaldırılmasını ve talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir. Dava öncelikle harici satışa dayalı tapu tescil veya temliken tescil bu iki talep yerinde görülmediği takdirde tazminat isteğinden ibarettir. HMK'nun 355.maddesi gereğince istinaf incelemesi; belirtilen istinaf sebepleri ve kamu düzeni ile ilgili konularla sınırlı olarak yapılmıştır. Davacının harici satışa dayalı tapu iptal ve tescil talebi değerlendirildiğinde; bilindiği üzere tapulu bir taşınmazın mülkiyetin devrini öngören her türlü sözleşmelerin resmi şekilde yapılması geçerlilik koşuludur. Tapuda kayıtlı bir taşınmazın mülkiyetini devir borcu doğuran ve ancak kanunun öngördüğü biçim koşullarına uygun olarak yapılmadığından geçersiz bulunan sözleşmeye dayanılarak açılan bir cebri tescil davası kural olarak kabul edilemez....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL,TAZMİNAT Taraflar arasında görülen davada; Davacı Köy Tüzel Kişiliği, hastane ve sağlık meslek lisesi yapılmak üzere davalıya temlik edilen 36 parsel sayılı taşınmaza hastane ve lisenin yapılmadığı gibi, moloz döküm yeri olarak davalı tarafından kiraya verildiğini, taşınmazın yapısının bozulduğunu ileri sürerek tapu iptal tescil, maddi ve manevi tazminat isteklerinde bulunmuştur. Davalı, davanın reddini savunmuştur....
Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanunun “ 2/A veya 2/B belirtmelerinin terkini ve iade edilecek taşınmazlar” başlıklı 7. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde, tapu ve kadastro veya imar mevzuatına göre ilgilileri adına oluşturulan ve tapuda halen kayıtlı olan taşınmazlardan ... adına orman sınırı dışına çıkarıldığı gerekçesiyle tapu kütüklerine 2/A veya 2/B belirtmesi bulunan veya konulan taşınmazların tapu kayıtlarının bedel alınmaksızın geçerli kabul edileceği ve tapu kütüklerindeki 2/A veya 2/B belirtmelerinin terkin edilerek tescillerinin aynen devam edeceği, bu nitelikteki taşınmazlar hakkında dava açılamayacağı, açılan davalardan vazgeçileceği, açılan davalar sonucunda tapularının iptaliyle ... adına tesciline karar verilen, kesinleşen ve tapuda henüz infaz edilmeyen taşınmazlar hakkında da aynı şekilde işlem yapılacağı, ancak bu kararlardan infaz edilerek tapuda ..ine adına tescil edilen taşınmazlar ise, ilgilileri tarafından bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten...
Tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse, tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar; tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı, zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı, zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse, aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise, tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup, bu tarih ise zararın meydana geldiği tarihtir. TMK.705/2. maddesi uyarınca tapu iptal ve tescil istekli davaların kesinleştiği tarih itibariyle mülkiyet hakkı sona ereceğinden bu tarih itibariyle tapusu iptal edilen gerçek ve tüzel kişilerin zararı oluşacaktır....