Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olayda da Orman Yönetimi dava konusu parselin eylemli orman olduğu iddiası ile iptal ve tescil isteğiyle asliye hukuk mahkemesinde dava açmış ve davanın devamı sırasında orman kadastrosu yapılarak ilana çıkartılmış olduğundan, asliye hukuk mahkemesindeki tapu iptal ve tescil davası aynı zamanda orman kadastrosuna itiraz davasına da dönüşmüştür. 6831 sayılı Yasa'nın 11/1. maddesi gereğince orman kadastrosuna itiraz davasına bakma görevi kadastro mahkemesine, bu davanın sonucuna göre tapu kaydının iptaline ya da iptal edilmemesine karar verme görevi asliye hukuk mahkemesine aittir. Kadastro mahkemelerinin kesinleşen ve tapuya tescil edilen taşınmazların tapu kaydını iptal etme ya da etmeme veya on yıllık hak düşürücü süreden dolayı davayı reddetme görev ve yetkisi bulunmamaktadır....

    KARAR Davacı, davalı ...’den ihale ile 17.4.1969, 28.4.1969 ve 27.9.1974 tarihlerinde dört adet taşınmaz satın aldığını, taşınmazların zilyetliklerinin devredilip tapuda devirlerin yapılmadığını, açılan tapu iptal ve tescil davasının da reddedilerek kesinleştiğini, tapu iptal ve tescil davasının kesinleştiği 11.10.2001 tarihindeki taşınmazların rayiç değerleri olan 300.000.000.000 TL’nin, 11.10.2001 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir....

      -KARAR- Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı pay oranında iptal, tescil olmadığı taktirde tenkis isteğine ilişkindir. Mahkemece, tapu iptal ve tescil isteminin kanıtlanamadığı, tenkis talebinde ise hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Toplanan deliller, tüm dosya içeriği ve özellikle de davanın kabulü halinde mirasçı sıfatıyla hak sahibi olacak ...ve ...'un beyanlarından temlikin gerçek satış olduğu, mal kaçırma amacıyla muvazaalı şekilde yapılmadığı saptanmak suretiyle tapu iptal ve tescil isteğinin reddine karar verilmesi doğrudur. Her ne kadar terditli istek olan tenkis hakkında mahkemece hak düşürücü sürenin geçtiği kabul edilmişse de mirasbırakanın ölüm ve dava tarihleri dikkate alındığında hak düşürücü sürenin geçmediğinin kabulü gerekir. Ne var ki, temlikin gerçek satış olduğu saptandığına göre tenkis isteğinin de bu nedenle reddedilmesi yerindedir. Mahkeme kararı açıklanan gerekçeyle ve sonucu itibariyle doğrudur....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında birleştirilerek görülen tapu iptal ve tescil davası sonucunda yerel mahkemece kısmen kabulüne ilişkin verilen karar asıl ve birleştirilen davada davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'ın düzenlemiş olduğu rapor okundu, açıklamaları dinlendi, dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve terekeye iade isteğine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulü ile satış işleminin iptaline dair verilen karar Dairece"... Hemen belirtmek gerekir ki; tapu kaydına (zilyetliğe) dayanılarak açılan bir iptal davasında, ayrıca tescil isteğinde bulunulmamış olması iptal davasının reddi için başlı başına bir sebep teşkil etmez....

          HUKUK DAİRESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın vekalet görevinin kötüye kullanıldığı gerekçesi ile 435 parsel yönünden tapu iptal ve tescil isteminin; diğer taşınmazlar, yargılama sırasında Hazine adına orman vasfı ile tescil edildiğinden bu taşınmazlar bakımından bedel isteminin kabulüne dair verilen kararın istinaf edilmesi üzerine Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi, yerel mahkeme kararını kaldırıp HMK'nın 353/1-b bendi uyarınca yeniden esas hakkında hüküm kurarak, 435 parsel yönünden tapu iptal ve tescil isteminin kabulüne, diğer taşınmazlar hakkında karar verilmesine yer olmadığına, ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ......

            Öyleyse, Mahkemece, tapu iptal ve tescil isteği bakımından davanın reddine karar verilmesi gerekirken, kabulüne karar verilmiş olmasının yasal olduğu söylenemez. Ancak, davada tapu iptal ve tescil isteği kabul edilmediği takdirde tenkis isteğinde de bulunulduğu; bu durumda, çekişme konusu 3 parça taşınmazın, davalılar adına tesciline ilişkin işlem yönünden, koşulların varlığı halinde tenkis hükümlerinin uygulanması gerekeceği açıktır.Ne var ki, mahkemece bu yönde bir araştırma ve değerlendirme yapılmaksızın neticeye gidildiği görülmektedir. ... Hal böyle olunca açıklanan ilkeler doğrultusunda gerekli araştırma ve incelemenin yapılması, sonucuna göre tenkis isteği yönünden bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde tapu iptal ve tescil isteği yönünden davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru değildir." gerekçesiyle bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiştir....

              Davalılar ... vekili, veraset ilamının doğru olduğunu, hatalı olduğu iddia edilen veraset ilamının iptal ettirilmesinden sonra tapu iptal ve tescil davası açılabileceğini, davalı ..., 1973 yılında alınan veraset ilamının hatalı olduğu farkedilip 1978 yılında alınan veraset ilamına göre işlem yapıldığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, ön inceleme duruşmasında, veraset ilamları arasındaki çelişki giderildikten sonra tapu iptal ve tescil davasının açılması gerektiği, bu hali ile muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil davası açılmasında davacıların hukuki yararlarının bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Bilindiği üzere; olayları bildirmek taraflara, hukuki nitelemeyi tespit ederek uygulanacak kanun hükmünü bulup tatbik etmek hakime aittir....

                Dosya içeriğinden, toplanan delillerden ve eksiğin tamamlanması yoluyla getirtilen kayıt ve belgelerden dava konusu 1 parsel sayılı taşınmazdaki A blok 25 nolu bağımsız bölümün davacı adına kayıtlı olduğu, ancak davalı tarafından Sincan 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/112 esas sayılı dava dosyası ile tapu iptal, tescil istekli dava açıldığı anlaşılmaktadır. Mahkemece, davalının açtığı tapu iptal ve tescil davasının kabul edildiği gerekçesiyle eldeki davanın reddine karar verilmişse de; sözü edilen tapu iptal ve tescil davasının halen derdest olduğu sabit olup, iptal tescil davası sonucunun eldeki davayı etkileyeceği de kuşkusuzdur. Hal böyle olunca, taraflar arasında görülen 2010/112 esas sayılı tapu iptal tescil davasının sonucunun beklenmesi ondan sonra eldeki dava yönünden bir karar verilmesi gerekirken, kesinleşmemiş tapu iptal tescil davası dikkate alınarak yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir. Tarafların, bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen tapu iptalil ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli olarak temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, duruşma isteği değerden reddedilerek, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Asıl ve birleştirilen dava, yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir....

                    davaya devam etmişler ve davalarını ıslah ederek ehliyetsizlik ve muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal tescil, olmadığı takdirde tenkis isteklerinde bulunmuşlardır. Davalı, kısıtlının dava açıldıktan sonra öldüğünü, husumete izin kararı alınmadığını, temlik tarihinde fiil ehliyetinin olduğunu, vasinin kısıtlıya karşı kötü muamelede bulunduğunu, kişisel husumeti nedeniyle eldeki davanın açıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, ehliyetsizlik iddiasının varlığı halinde miras payına hasren tapu iptal tescil istenemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu ... parsel sayılı taşınmaz ... ... adına kayıtlı iken, Mediha’nın bizzat katıldığı 29/03/2010 tarih 1849 yevmiye numaralı ölünceye kadar bakma akdiyle taşınmazın davalıya devredildiği, ... ......

                      UYAP Entegrasyonu