Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tapu sicilinin hatalı tutulması nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Mahkeme kararı davalı Hazine tarafından temyiz edilmiş ve Dairemizin 03.11.2022 tarihli ve 2022/608 Esas, 2022/15315 Karar sayılı kararı ile bozulmuştur. Dairemiz bozma kararına İlk Derece Mahkemesince direnilmesi üzerine karar davalı Hazine tarafından temyiz edilmekle 6100 sayılı Hukuk Mahkemeleri Kanunu’nun 373 üncü maddesinin beşinci fıkrası gereğince Dairemizce yapılan incelemede; Dairemiz kararının usul ve kanuna uygun olduğu anlaşıldığından dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir....

    Konu, Türk Hukuku açısından incelendiğinde; 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 1007. maddesi, tapu sicilinin aleniliği ve tapu siciline güven ilkelerinin yansımasının sonucu olarak, mülkiyet hakkı ya da başkaca bir aynî hak edinen kişinin, bu sicilin tutulması nedeniyle uğradığı zararın tazminine ilişkin olup, buna göre "Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur”. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 gün ve 2009/4- 383 E., 2009/517 K.; 16.06.2010 gün ve 2010/4- 349 E. 2010/318 K sayılı kararlarında da vurgulandığı gibi; Tapu işlemleri kadastro tesbit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğundan ve tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan, bu kayıtlarda yapılan hatalardan TMK'nın 1007. maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulü gerekir. Burada Devletin sorumluluğu, kusursuz sorumluluktur....

    Şöyle ki; Türk Medeni Kanunu'nun 1007. maddesinde, tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devletin sorumlu olacağı hükme bağlanmıştır. Devletin tapu sicilinin tutulmasından doğan sorumluluğunun, nitelik itibarıyla kusursuz sorumluluk olduğu hususu gerek doktrinde gerekse Yargıtay kararlarında kabul edilmektedir. Sicillerin doğru tutulmasını üstlenen ve taahhüt eden Devlet, gerçeğe aykırı ve dayanıksız olarak tutulmuş olan kayıtlar nedeniyle doğan zararları da ödemekle yükümlüdür. Tapu işlemleri, kadastro tespiti işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğundan, tapu kütüğünün oluşumu aşamalarında kadastro işlemleri ile tapu işlemlerinin bir bütün oluşturduğu kuşkusuzdur. TMK’nın 1007. maddesinde kabul edilip sorumluluğun doğabilmesi için ilk şart, Tapu Sicil Tüzüğü'nün 7. maddesinde sayılan ana ve yardımcı sicillerin Devlet tarafından tutulması için gerekli bir eylem veya işlemin bulunmasıdır....

      "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Y A R G I T A Y K A R A R I Uyuşmazlık, Türk Medeni Kanunu'nun 1007. maddesi gereğince tapu sicilinin tutulmasından kaynaklanan tazminat istemine ilişkin olup, dosya Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin görevsizlik kararı üzerine Dairemize gönderilmiştir. Davanın bu niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 20. Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla 23.07.2016 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan 2797 Sayılı Yargıtay Kanunu'nun 6723 sayılı Kanun ile değiştirilen 60. maddesinin üçüncü fıkrası gereğince dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu'na gönderilmesine, 03.10.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Bilindiği üzere; bu tür davaların kural olarak kayıt maliki ya da mirasçıları tarafından açılması gerekir ise de; davacı idarenin Türk Medeni Kanununun 1025. ve 1007. maddeleri ile Tapu Sicili Tüzüğünün 74.maddesi gereğince tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan sorumlu olacağı, TMK’nun 1007. maddesinde düzenlenen sorumluluğun kusursuz sorumluluk olup, bu madde kapsamında Hazinenin tazminat davasına muhatap ve tazminata mahkum olabileceği gözetildiğinde, eldeki davanın açılmasında ve sonuçlandırılmasında davacı idarenin hukuki yararının bulunduğu kuşkusuzdur. Öte yandan; Tapu Sicili Tüzüğü’nün 74. maddesi “ doğrudan dava açmaya engel bir düzenleme içermemektedir....

          Bilindiği üzere; bu tür davaların kural olarak kayıt maliki ya da mirasçıları tarafından açılması gerekir ise de; davacı idarenin Türk Medeni Kanununun 1025. ve 1007. maddeleri ile Tapu Sicili Tüzüğünün 74.maddesi gereğince tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan sorumlu olacağı, TMK’nun 1007. maddesinde düzenlenen sorumluluğun kusursuz sorumluluk olup, bu madde kapsamında Hazinenin tazminat davasına muhatap ve tazminata mahkum olabileceği gözetildiğinde, eldeki davanın açılmasında ve sonuçlandırılmasında davacı idarenin hukuki yararının bulunduğu kuşkusuzdur. Öte yandan; Tapu Sicili Tüzüğü’nün 74. maddesi “ doğrudan dava açmaya engel bir düzenleme içermemektedir....

            Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımına uğradığını, tazminat şartlarının oluşmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti İpotek işlemlerinin ipoteğin yapıldığı tarihteki mevzuatlara uygun yapıldığı, tapu sicilinin yanlış tutulması sebebine dayalı maddi tazminat şartlarının oluşmadığı, davacının sosyal, fiziki ve kişilik değerlerine saldırı niteliğinde bir eylem de bulunmaması sebebiyle manevi tazminat koşullarının da oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. İleri Sürülen İstinaf Sebepleri İstinaf kanun yoluna davacı vekili tarafından başvurulmuştur. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; borçlu şirketten işçilik alacağı bulanan birçok kişinin alacağını alamaması sebebiyle aynı sebebe dayanarak dava açtıklarını, davaların Yalova 1....

            Hukuk Dairesi KARAR : Ret/Kabul Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen tapu sicilinin hatalı tutulması nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 1007 nci maddesi gereğince tazmini istemine ilişkin asıl ve birleştirilen davalarda verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesinin kararının bozulmasına karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; asıl davada Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü aleyhine açılan davanın pasif husumet yokluğundan reddine, Hazine aleyhine açılan asıl ve birleştirilen davaların ise kabulüne karar verilmiştir....

              Davalı ... vekili; Orman Yönetimi tarafından açılan dava üzerine davacının tapusunun iptaline karar verilmiş olması nedeniyle husumetin Orman Yönetimine yöneltilmesi gerektiğini, zamanaşımı süresinin geçtiğini, zarar ile iptal işlemi arasında illiyet bağının olmadığını, 6292 sayılı Kanun uyarınca idareye başvuruda bulunulmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece; tapu sicilinin hatalı tutulması sebebiyle Hazinenin TMK’nın 1007. maddesi uyarınca tazminat ödemekle yükümlü olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 71.301,17.-TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte Hazineden alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin isteğin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir....

                Davalı ... vekili; Orman Yönetimi tarafından açılan dava üzerine davacının tapusunun iptaline karar verilmiş olması nedeniyle husumetin Orman Yönetime yöneltilmesi gerektiğini, zamanaşımı süresinin geçtiğini, zarar ile iptal işlemi arasında illiyet bağının olmadığını, 6292 sayılı Kanun uyarınca idareye başvuruda bulunulmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece; tapu sicilinin hatalı tutulması sebebiyle Hazinenin TMK’nun 1007.maddesi uyarınca tazminat ödemekle yükümlü olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 51.532,80 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte Hazineden alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin isteğin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu