Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olayda; Davacılar 129 ada 39 parsel sayılı taşınmazda murislerinin “... oğlu ......” olarak geçen kaydının “... oğlu ......” olarak düzeltilmesini istemiş,mahkemece dava kabul edilmiştir. Davacıların Murisi 1910 doğumlu ... oğlu ......’tir. Dava konusu taşınmazın kadastro tutanağı incelendiğinde taşınmaz 29.1.2002 tarihinde senetsizden 1929 doğumlu, nüfusta 23 cilt 40/1 cilt no da kayıtlı ... oğlu ...... adına tesbit ve tescil edilmiştir. Dosyaya Nüfus müdürlüğünden gelen kayıtların incelenmesinde bu kayda uyan ve davacıların murisinden başka bir şahsın bulunduğu tespit edilmiştir. Her ne kadar bu şahsın bir kısım mirasçıları dinlenmiş ve taşınmazla murislerinin ve kendilerinin bir ilgilerinin olmadığını bildirmişlerse de, kayıt maliki ile aynı isimli başka bir şahıs bulunduğundan yanlışlık artık kayıt düzeltme davası yoluyla düzeltilemez. Tapu malikinin mirasçılarına karşı açılacak yolsuz tescil nedeniyle tapu iptali tescil davası açılması gereklidir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TESPİT Taraflar arasında görülen davada; Davacılar, Osmaniye ili ... köyünde bulunan 22 parselin murislerine ait olduğunu, tapuda işlem yapmaya gittiklerinde tapu maliki ile murislerinin aynı kişi olmayabileceğinden bu hususun tesbitinin gerektiğinin kendilerine söylendiğini ileri sürerek tapu maliki ... ... ile murisleri olan ... ...'un aynı kişi olduğunun tespitini istemişlerdir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, tapu maliki ile davacıların murislerinin aynı kişi olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil ... ve müşterekleri ile ... ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen ... gün ve ... sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacılar vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: KARAR Davacılar vekili, ... parsel sayılı taşınmazın 1960 yılında davalıların murisi ... adına tescil edildiğini, 2010 yılında ise tapuda intikal gördüğünü, murisin 1967 yılında öldüğünü, taşınmazın 1955 yılından beri davacıların ve murislerinin zilyetliğinde olduğunu, TMK'nun 713/2 maddesi gereğince tapu kaydının hukuki değerini yitirdiğini açıklayarak tapu kaydının iptali ile davacılar adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir....

        Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne çekişmeli 188 ada 40 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişi raporunda (C) ile gösterilen 22.137,64 metrekarelik kısmının ve 188 ada 77 ve 83 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile davacıların miras payları oranında adlarına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kadastro tespit gününden önceki sebebe dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil davasıdır. Davacı ... ve arkadaşları, çekişmeli taşınmazların kök murisleri ...’dan intikal ettiği iddiasıyla miras payları oranında adlarına tescili istemi ile kök muris ... terekesine karşı üçüncü kişi durumunda bulunan kayıt maliki Hazine ve Üçkapılı Köyü Tüzel Kişiliği aleyhine dava açmışlardır....

          Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında; davacının dava konusu yapmış olduğu 6 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydı ve tapulama tutanağı tüm dayanakları ile birlikte getirtilmiştir. Ancak mahkemece nüfus müdürlüğünden tapu kaydında malik görünen kişiler ile aynı kimlik bilgilerine sahip başka kişilerin nüfus sicilinde kaydının bulunup bulunmadığı sorulmamıştır. Mahkemece yapılan inceleme ve araştırma karar vermeye yeterli değildir. O halde dava konusu taşınmazın tapu kaydı, tapulama tutanağı ve dayanağı belgeler incelenmeli, nüfus müdürlüğünden tapu maliki ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişinin nüfus kaydının bulunup bulunmadığı sorulmalı, kaydı düzeltilecek kişilerin nüfus kaydı, tapu ve dayanakları ile bağlantı oluşturacak şekilde incelenmeli, gerekirse kök kayıtlar da istenmelidir....

            Tapu Sicil Müdürlüğüne husumet yöneltilerek açılması gereken kayıt düzeltme davalarında, mahkemece sağlıklı bir inceleme yapılmalı, kayıt maliki ile ismi düzeltilecek kişinin aynı kişi olduğu kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanmalıdır. Bu saptama yapılırken de aşağıda açıklanan yöntem izlenmelidir. 1-Düzeltilecek tapu kaydı tüm dayanakları ile birlikte getirtilmelidir. 2-Nüfus Müdürlüğünden, kayıtta geçen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişinin kaydının bulunup bulunmadığı sorulmalı, kaydı düzeltilecek kişinin nüfus kaydı, tapu ve dayanakları ile bağlantı oluşturacak şekilde incelenmeli, gerekirse kök kayıtlar da istenmelidir. 3-Taşınmazın bulunduğu mahalde kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. 4-İstem konusunda tanık dinlenmelidir. 5-Tüm bu araştırmalar sonucu hala kesin bir kanaat oluşmamış ise, tanıklar ve varsa tespit bilirkişileri de taşınmaz başında dinlenerek keşif yapılmalıdır....

              Dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik ve TMK.nun 713/2. fıkrasında açıklanan “…maliki 20 yıl önce ölmüş bulunan ve bu nedenle tapu kütüğünün hukuki değerini yitirdiği …” gerekçesiyle açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davasıdır. TMK. nun 713/2. fıkrasında açıklanan üç ayrı hukuki sebep nedeniyle bir yerin kazanılabilmesi için aynı kanunun aynı fıkrasında açıklanan koşullar yanında aynı zamanda TMK. nun 713/1. fıkrasında öngörülen aralıksız, çekişmesiz ve malik sıfatıyla zilyetlik ve 20 yıllık kazanma süresinin de oluşmuş bulunması gerekir. Ancak bu şekilde anılan ikinci fıkra gereğince taşınmaz edinilebilir. Her ne kadar harici satışın yapıldığına ilişkin satış belgesi yok ise de, taşınmazın 1965 yılından beri davacıların miras bırakanı Veli Yavaş ile mirasçıları tarafından kullanıla geldiği, keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanları ile dosya arasında bulunan bilgi ve belgelerle kanıtlanmıştır....

                Dava konusu 45 ada 9 parsel sayılı taşınmaz ev vasfında olup, önce tarafların kök murisi ... ...’ya ait iken 05.09.2002 tarihinde vefat etmesi ile davacıların yakın murisi ..., davalı ve dava dışı kardeşlerine intikal etmiş, daha sonra ...’nın 19.05.2010 tarihinde vefatı ile davacılara intikal etmiş olup taraflar elbirliği halinde maliktir. Kural olarak mirasçılar murislerinin ölüm tarihinden itibaren ecrimisile hak kazansalar da, intifadan men şartının gerçekleştiğini kanıtlamak suretiyle külli halefi oldukları yakın murislerinin ecrimisil hakkını da talep edebilirler. Somut olayda davacılar tapu maliki olan kök muris ...’nin ölüm tarihi olan 05.09.2002 tarihinden itibaren ecrimisil talebinde bulunmuş ve dava dilekçesinde tanık deliline dayanmış olup, 31.02.2015 tarihli celsede dinlenen davacı tanığı; “Davacıları aynı mahallede olduğumuz için tanıyorum. Babaları ...'yı da tanırım....

                  in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, tapu kayıt malikinin davacının mirasbırakanı ile ayni kişi olduğunun tesbiti isteğine ilişkindir Davacılar, mirasbırakan Emine'nin mirasçıları olduklarını, dava konusu 564 sayılı ve 19085 ada 5 sayılı parsellerin mirasbırakanlarına ait olduğunu, ancak intikal için tapu müdürlüğüne başvurduklarında 564 sayılı parsel kaydında sahtecilik yapılmak istendiği yönünde şerh bulunduğunun belirtildiğini, ayrıca malik Emine'nin eşinin ...lık yapması nedeniyle lakap olan “...” ibaresinin soyisim gibi yazıldığını, zaten soyadı kanunundan önce ölen murisin soyadının bulunmaması gerektiğini ileri sürerek kayıt maliki ile kendi murislerinin aynı kişi olduğunun tespitine karar verilmesini istemişlerdir....

                    Yargılama aşamasında kayıt malikleri ile davacıların murislerinin aynı kişi olduğunun tespitine karar verilmesi talep edilmiştir. Mahkemece, kayıt malikleri ile davacılar miras bırakanlarının aynı kişi olduğu ancak, tapu kaydında ve nüfus kayıtlarında birtakım çelişkiler bulunduğu, bu çelişkilerin tapudaki intikalleri engellediği, davacıların tespit istemekte hukuki yararlarının bulunduğu gerekçesiyle tespit hükmü kurulmuştur. Hükmü davalı Tapu Sicil Müdürlüğüne izafeten Hazine vekili temyiz etmiştir. Davacı vekili temyize cevap dilekçesi ile birlikte davalı Hazine aleyhine açtıkları davadan feragat ettiklerini, bu nedenle temyiz istemlerinin dayanağının kalmadığını savunmuştur....

                      UYAP Entegrasyonu