Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava konusu taşınmazla ilgili kamulaştırmasız el atma nedeniyle Adıyaman 1.Asliye Hukuk Mahkemesinde açılmış 2018/897 esas sayılı tazminat davasının kabulüne karar verilmesi halinde, irtifak tesis ve tesciline ilişkin hükmün özetinin İİK'nın 28.maddesine göre Mahkemece tapu sicil müdürlüğüne gönderilip tapu kaydına işleneceği, kararın kesinleşmesi sonrasında ise tesis edilen irtifak hakkı tapuya tescil edileceği halde, davalı idare tarafından karar tarihinden sonra tapuda 31/b şerhi tesis ettirilmesinin yasal dayanağı bulunmayıp, bu işlem davacının mülkiyet hakkının engellenmesi mahiyetindedir. Dosyadaki bilgi belgeler ve tapu kaydı içeriğinden, yargılama sırasında ön inceleme tutanağı imzalanmadan önce idarenin talebi üzerine 04/08/2020 tarihinde şerhin terkin edildiği anlaşılmaktadır....

Maddesine göre irtifak hakkının mahkeme kararı ile kaldırılabilmesi için, bu hakkın sağladığı hiç bir yararın kalmamış olması gerekmektedir. Davaya konu 261 no'lu bağımsız bölüm, ...,... no'lu parsel üzerinde yer almaktadır. İrtifak hakkı şerhinde, taşınmaz üzerinde bina yapılamayacağı belirtildiğinden, 12 no'lu parsel irtifak yükümlüsü taşınmazdır. İrtifak lehdarı ise, sadece davalılar değil, başta 12 no'lu parsele komşu diğer parseller olmak üzere, irtifak yükümlüsü parsele bina yapılmasından etkilenen ilgili tüm parsellerdir. Dolayısı ile; davalılardan İstanbul Büyükşehir Başkanlığı vekilinin cevap dilekçesinde ileri sürdüğü, irtifak hakkının konulmasındaki kamusal menfaatin devam ettiği yönündeki savunmasının tartışılarak değerlendirilmesi ve ispatlanamayan davanın reddine karar verilmesi gerekmektedir....

    Öte yandan, olumsuz irtifaklarda irtifak hakkı sahibi eşya üzerinde zilyet değildir. Ancak Medeni Kanunumuz olumsuz irtifaklarda da hak sahibini "zilyetliğin korunması" hükümlerinden yararlandırmaktadır. 973. maddenin 2. cümlesinde bir "hak zilyetliği" öngörülmüştür. İrtifak hakkı ile ilgili bu genel açıklamalardan sonra somut olaya gelince; Davanın kabulüne karar verilmiş ise de mahkemece yapılan araştırma ve incelemeler hüküm kurmaya yeterli değildir. İrtifak hakkının terkini koşullarının oluşup oluşmadığı açık ve net bir şekilde ortaya konulmamıştır. Davaya konu irtifak hakkı 12.03.1952 tarihli kadastro tutanağı ile tapu kayıtlarına konulmuştur....

      Kaldı ki, tapu kaydı içeriğinden kamulaştırmasız el atma davasında kurumun talebi üzerine tapu kaydına -davalıdır- şerhi konulduğu da anlaşılmaktadır. Kamulaştırmasız el atma nedeniyle açılan tazminat davasının kabulü halinde irtifak tesis ve tesciline ilişkin hükmün özetinin İİK'nın 28.maddesine göre Mahkemece tapu sicil müdürlüğüne gönderilip tapu kaydına işleneceği, kararın kesinleşmesi sonrasında ise tesis edilen irtifak hakkı tapuya tescil edileceği ve somut olayda da Adıyaman 4.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/728 esas sayılı dosyasında 03/09/2020 tarihinde kesin olarak verilen kararla davacı yararına tazminata hükmolunup idare yararına irtifak hakkı tesis edilip tapu kaydına da işlendiği halde, davalı idare tarafından tapuda 31/b şerhi tesis ettirilmesinin yasal dayanağı bulunmayıp, bu işlem davacının mülkiyet hakkının engellenmesi mahiyetindedir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 03.03.2010 gününde verilen dilekçe ile irtifak hakkının terkini ve alacak istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına dair verilen 06.06.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, tapu kaydındaki irtifak hakkının terkini ve alacak istemlerine ilişkindir. Davalı, davanın reddini savunmuştur....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki taşınmazların tapu kaydı üzerinde bulunan irtifak hakkının terkini ile pilon yeri olarak belirlenen taşınmazların davacıya satışı karşılığında, davalıya fazla ödenen bedelin tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı idare vekili yönünden verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R – Dava, taşınmazların tapu kaydı üzerinde bulunan irtifak hakkının terkini ile pilon yeri olarak belirlenen taşınmazların davacıya satışı karşılığında, davalıya fazla ödenen bedelin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı idare vekilince temyiz edilmiştir. Bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır....

          Anayasaya göre Tüzük hükümleri kanunlara aykırı olamayacağından ve öncelikle çekişmeli bir konudaki genel hükümlerden önce özel hükümlerin uygulanması gerektiğinden uyuşmazlığın çözümünde Türk Medeni Kanunundaki ve Tapu Sicil Tüzüğündeki şerhedilmiş kişisel haklarla ve satış vaadi sözleşmeleriyle ilgili özel hükümlerin uygulanması zorunludur. Yukarıda belirtilen bu düzenlemelere göre de; Kanunun emredici hükmüne göre, şerhten itibaren beş yıl içinde satış yapılmaz veya irtifak hakkı tesis ve tapuya tescil edilmezse tapu kaydındaki satış vaadi sözleşmesi şerhinin tapu memurları tarafından re`sen terkini (2644 sayılı Tapu K. m. 26/8), kişisel haklarda belli bir süre söz konusu ise, (beş yıllık şerh süresi) bu sürenin dolması hâlinde taşınmaz malikinin istemi üzerine şerhin terkini zorunludur (TST m. 69/3)....

            Yargıtay 5.HD'nin emsal niteliğindeki 2009/11639- 2009/12182 E-K, 2010/12314- 2010/19634 E-K, 2010/6215- 12195 E-K sayılı kararlarındaki belirlemeler de gözönüne alındığında taşınmazdan kamulaştırma yapılmaksızın geçirilen enerji nakil hattı nedeniyle davalı idare lehine irtifak hakkı tesis edilmesi halinde, tesis edilen irtifak hakkının tapuya tescil edilmesi yerine, Kamulaştırma Kanununun 31/b maddesi uyarınca satılamaz şerhinin konulması maddenin düzenleme amacına uygun düşmemektedir. Dava konusu taşınmazla ilgili kamulaştırmasız el atma nedeniyle açılan tazminat davasının kabulü halinde irtifak tesis ve tesciline ilişkin hükmün özetinin mahkemece tapu sicil müdürlüğüne gönderilip tapu kaydına işleneceği, kararın kesinleşmesi sonrasında ise tesis edilen irtifak hakkı tapuya tescil edileceği halde, davalı idare tarafından karar tarihinden sonra tapuda 31/b şerhi tesis ettirilmesinin yasal dayanağı bulunmayıp, bu işlem davacının mülkiyet hakkının engellenmesi mahiyetindedir....

            Yargıtay 5.HD'nin emsal niteliğindeki 2009/11639- 2009/12182 E-K, 2010/12314- 2010/19634 E-K, 2010/6215- 12195 E-K sayılı kararlarındaki belirlemeler de gözönüne alındığında taşınmazdan kamulaştırma yapılmaksızın geçirilen enerji nakil hattı nedeniyle davalı idare lehine irtifak hakkı tesis edilmesi halinde, tesis edilen irtifak hakkının tapuya tescil edilmesi yerine, Kamulaştırma Kanununun 31/b maddesi uyarınca satılamaz şerhinin konulması maddenin düzenleme amacına uygun düşmemektedir. Dava konusu taşınmazla ilgili kamulaştırmasız el atma nedeniyle açılan tazminat davasının kabulü halinde irtifak tesis ve tesciline ilişkin hükmün özetinin mahkemece tapu sicil müdürlüğüne gönderilip tapu kaydına işleneceği, kararın kesinleşmesi sonrasında ise tesis edilen irtifak hakkı tapuya tescil edileceği halde, davalı idare tarafından karar tarihinden sonra tapuda 31/b şerhi tesis ettirilmesinin yasal dayanağı bulunmayıp, bu işlem davacının mülkiyet hakkının engellenmesi mahiyetindedir....

            intifa hakkının tesisi daima bir sözleşmeye dayanır. Taraflarına hak ve borçlar yükleyen bu sözleşmeyle intifa hakkı sahibi ile malik hakkın konusu olan şeydeki yararlanmanın nasıl sürdürüleceği kararlaştırılabilir. Şayet intifa hakkının tesisine neden olan sözleşmedeki edimler yerine getirilmemiş, intifa hakkının devamı malike yüklediği külfete göre çok az yarar sağlar hale gelmişse malik bozulan yararlar dengesini ileri sürerek hakimden sözleşmeye müdahale edilmesini, intifa hakkının sona erdirilmesini isteyebilir. Kaldı ki, bu gibi durumlarda intifa hakkı sahibinin hakkın sürdürülmesini istemesi hakkın kötüye kullanılmasıdır. Her ne kadar intifa hakkının sona ermesi sebeplerini sayan Türk Medeni Kanununun 796. vd. maddelerinde eşyaya bağlı irtifak haklarında olduğu gibi şahsi bir irtifak hakkı olan intifa hakkının sona erdirilmesini malikin talep edebileceğine ilişkin bir hüküm yoksa da burada Türk Medeni Kanununun 785. maddesinin kıyasen uygulanması gerekir....

              UYAP Entegrasyonu