Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu hak tapu kütüğüne tescil edilmediği, başka bir anlatımla tapu kaydının maliki kütükte davalı belediye olduğu sürece üçüncü kişiler Türk Medeni Kanununun 1020.maddesinde hükme bağlanan “tapu sicilinin aleniliği” kuralına dayanarak kayıt maliki aleyhine işlem yapabileceği gibi, somut olayda olduğu üzere kamu alacaklısı olan idare de tapu kaydına haciz şerhi işletebilir. Bütün bu nedenlerden dolayı çekişme konusu 4352 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydındaki davalılardan kamu alacaklısı yararına konulduğu anlaşılan haciz şerhinin terkinine olanak yoktur. Mahkemece yapılan bu saptama bir yana bırakılarak, tapu kaydındaki haciz şerhinin terkinine de karar verilmesi doğru olmamıştır. Hüküm açıklanan nedenle bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 20.09.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    Arazi niteliğindeki taşınmaza gelir metodu esas alınarak değer biçilmesinde ve tespit edilen bedelin bloke ettirilerek hükmün kesinleşmesi beklenmeden davalı tarafa ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile yol olarak terkinine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak; Tapu kaydındaki İsmail oğlu ... payındaki haciz şerhlerinin hükmedilen bedele yansıtılması gerektiğinin düşünülmemesi, Doğru değilse de; bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, Gerekçeli kararın hüküm fıkrasına ayrı bir bent olarak (Tapu kaydındaki malik İsmail oğlu ... payı üzerindeki haciz şerhlerinin bu paydaş yönünden hükmedilen bedele yansıtılmasına) cümlesinin eklenmesine, Hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 05.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Kamulaştırılan taşınmaz mal ile emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak zeminine; resmi birim fiyatları esas alınıp, yıpranma payı da düşülerek binaya değer biçilmesinde ve tespit edilen bedelin bloke ettirilerek hükmün kesinleşmesi beklenmeden davalı tarafa ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile yol olarak terkinine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak; Tapu kaydındaki haciz şerhinin hükmedilen bedele yansıtılmaması, Doğru değilse de; bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının .... paragrafındaki (işletilmesine) kelimesinden sonra (Tapu kaydındaki haciz şerhinin hükmedilen bedele yansıtılmasına) cümlesinin yazılmasına, Hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA, ........2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Arazi niteliğindeki taşınmaza gelir metodu esas alınarak değer biçilmesinde ve tespit edilen bedelin bloke ettirilerek hükmün kesinleşmesi beklenmeden davalı tarafa ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile yol olarak terkinine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak; Tapu kaydındaki paydaşlardan ... payı üzerindeki haciz şerhinin hükmedilen bedele yansıtılması gerektiğinin düşünülmemesi, Doğru değilse de; bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, Gerekçeli kararın hüküm fıkrasına ayrı bir bent olarak (Tapu kaydındaki ... payı üzerindeki haciz şerhinin hükmedilen bedele yansıtılmasına) cümlesinin eklenmesine, Hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA, kararın tebliğinden itibaren ... gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, ........2013 gününde oybirliğiyle karar verildi. ....

          Bu hak tapu kütüğüne tescil edilmediği, başka bir anlatımla tapukaydının maliki kütükte davalı ... olduğu sürece üçüncü kişiler Türk Medeni Kanununun 1020.maddesinde hükme bağlanan "tapu sicilinin aleniliği" kuralına dayanarak kayıt maliki aleyhine işlem yapabileceği gibi, somut olayda olduğu üzere kamu alacaklısı olan idare de kayda haciz şerhi işletebilir. Bu itibarla 199 ada 3 sayılı parselin tapu kaydındaki haciz şerhinin terkinine olanak yoktur. Mahkemece yapılan bu saptama bir yana bırakılarak kayıttaki haciz şerhinin terkinine de karar verilmesi doğru olmamıştır. Karar, açıklanan nedenle bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 26.04.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

            DELİLLER : Tapu kaydı, resmi senet, Eyüp T3 cevabi yazıları ve ekleri, delil listeleri sunulan ve toplanan deliller. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, tapu kaydındaki haciz şerhinin terkini istemine ilişkindir. Davacı paydaş olduğu taşınmaz üzerinde bulunan 28/05/1936 tarihli haciz şerhinin kaldırılmasını istemiştir. Davacının terkini istenen haciz şerhinin bulunduğu taşınmazda 45/60 hisse oranında paydaş olduğu ve payın 14/03/1990 tarihinde satış edinme sebebine istinaden davacı adına tapuya tescil edildiği sabittir. Tapu sicil müdürlüğünün cevabi yazıları ve eklerinde de açıkça anlaşıldığı üzere dava konusu haciz şerhine ait dayanak belgeler ve evraklar bulunamamıştır. Tapu kaydından dava konusu şerhin kimin lehine konulduğu ve hakkında bir bilgiye rastlanmadığı anlaşılmaktadır. Tapu Müdürlükleri, TMK'nın 997 ve devamı maddeleri uyarınca tapu sicilinin tutulmasından ve bu sicillerin yasalara uygun oluşmasından görevli ve sorumludur....

            Ancak; 1-2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10.maddesine 6459 sayılı Yasanın 6. maddesi ile eklenen hüküm uyarınca, dava 4 aylık süre içinde sonuçlandırılmadığından 15.10.2011 tarihinden itibaren, belirlenen kamulaştırma bedeline faiz yürütülmemiş olması, 2-Dava konusu 341 ada 48 parsel üzerindeki haciz; 341 ada 49 parsel üzerindeki haciz ve ipotek şerhlerin hükmedilen bedele yansıtılması gerektiğinin düşünülmemesi, Doğru değilse de; bu yanılgıların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, a- Kamulaştırma bedelinin ödenmesine ilişkin hüküm fıkrasının sonuna gelmek üzere (Belirlenen kamulaştırma bedeline 15.10.2011 tarihinden, karar tarihine kadar geçen süre için yasal faiz uygulanmasına) cümlesinin yazılmasına, b-Gerekçeli kararın hüküm fıkrasına ayrı bir bent olarak (Dava konusu 341 ada 48 parselin tapu kaydındaki haciz; 341 ada 49 parselin tapu kaydındaki haciz ve ipotek şerhlerinin hükmedilen bedele yansıtılmasına) cümlesinin eklenmesine, Hükmün böylece...

              "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 14.05.2010 gününde verilen dilekçe ile kişisel hakka dayalı tapu iptali tescil, haciz şerhlerinin terkini istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 07.12.2010 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı 330 ada 3 parsel sayılı taşınmazın ihtiyari aleni ihalede satın aldığını, davalı idarenin taşınmazın tescili için tapu sicil müdürlüğüne yazı da yazdığını, ancak taşınmazın tapu kaydında belediyenin borçlarından dolayı haciz şerhi bulunması nedeniyle tescil işleminin yapılamadığını ileri sürerek tapu kaydındaki haciz şerhinin terkinini, taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tescilini talep etmiştir....

                Köyü ... ada ... parsel sayılı taşınmaza gelir metodu esas alınarak değer biçilmesinde ve tespit edilen bedelin bloke ettirilerek hükmün kesinleşmesi beklenmeden davalı tarafa ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile yol olarak terkinine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir . Ancak; Tapu kaydında yer alan haciz şerhinin hükmedilen bedele yansıtılması gerektiğinin düşünülmemesi, Doğru değilse de; bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, Gerekçeli kararın hüküm fıkrasına ayrı bir bent olarak (Tapu kaydındaki haciz şerhinin hükmedilen bedele yansıtılmasına,) cümlesinin yazılmasına, Hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA, .../06/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  Arazi niteliğindeki ... ilçesi, ... (...) mahallesi, 137 ada 5 parsel sayılı taşınmaza gelir metodu esas alınarak değer biçilmesinde ve tespit edilen bedelin bloke ettirilerek hükmün kesinleşmesi beklenmeden davalı tarafa ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile yol olarak terkinine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak; Dava konusu taşınmazın tapu kaydında yer alan haciz şerhinin hükmedilen bedele yansıtılması gerektiğinin düşünülmemesi, Doğru değil ise de; bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, Gerekçeli kararın hüküm fıkrasına ayrı bir bent olarak, (Tapu kaydındaki haciz şerhinin hükmedilen bedele yansıtılmasına,) cümlesinin yazılmasına, Hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 21/11/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                    UYAP Entegrasyonu