Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ın isminin gerekçeli karar başlığında gösterilmemesi, 4)Dava konusu taşınmazın tapu kaydında davalılardan ...'ın hissesi üzerinde bulunan haciz şerhinin hükmedilen bedele yansıtılmaması, Doğru görülmemiştir. Davacı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U....nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 10.04.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Tapu Kanunu'nun 26 ncı maddesine göre; Noterlik Kanunu'nun 44 üncü maddesinin (B) bendi gereğince noterler tarafından tanzim edilen gayrimenkul satış vaadi sözleşmeleri taraflardan biri isterse gayrimenkulün siciline şerh verilir (2644 sayılı Tapu K. m. 26/7). 4. Şerhten itibaren beş yıl içinde satış yapılmaz veya irtifak hakkı tesis ve tapuya tescil edilmezse işbu şerh tapu sicil muhafızı veya memuru tarafından re`sen terkin olunur (2644 sayılı Tapu K. m. 26/8). 3. Değerlendirme 1. Somut olayda; davacı tapu kaydındaki satış vaadi şerhinin terkini isteminde bulunmuş olup, yasal olarak kendisine tanınan idari yol dışında adli yargıda bu hususun hüküm altına alınmasını istemiştir. 2. Hal böyle olunca, mahkemece işin esasının incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken davacı tarafından idari başvuru yolu tüketilmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir. VI....

      Ancak; Dava konusu taşınmazlardan 785 parsele ait tapu kaydında davalılardan ... hissesi üzerinde bulunan haciz şerhinin kamulaştırma bedeline yansıtılmaması, dava konusu taşınmazlardan 743 parsele ait tapu kaydında davalılardan ... ve ... hissesi üzerinde bulunan ipotek şerhinin kamulaştırma bedeline yansıtılmaması doğru değil ise de, bu hususların düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden gerekçeli kararın hüküm kısmının 3 numaralı bendinin sonuna gelmek üzere "dava konusu 785 parselin tapu kaydında davalılardan ... hissesi üzerinde bulunan haciz şerhinin, dava konusu 743 parselin tapu kaydında davalılardan ... ve ... hissesi üzerinde bulunan ipotek şerhinin kamulaştırma bedeline yansıtılmasına" ifadesinin eklenmesi suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, 30.04.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı tarafından, davalı aleyhine 28.4.2005 gününde verilen dilekçe ile vakıf şerhinin terkini istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 9.11.2006 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, 750 parsel sayılı taşınmazdaki vakıf şerhinin kaldırılması istemi ile açılmıştır. Mahkemece, anılan parsel kaydında yer alan "Ahi ... Vakfından" şerhinin gayrisahih bir vakfa ait olması nedeniyle kaldırılmasına karar verilmiş, hükmü davalı ... idaresi temyiz etmiştir. 750 parsel kaydına "Ahi ... Vakfından" şerhi tapulamanın yapıldığı ve kesinleştiği 1977 yılında işlenmiştir. Davacı, Ahi ... Vakfı'nın sahih olmayan vakfa ait olduğunu ileri sürerek vakıf şerhinin kaldırılmasını istemektedir....

          Bu tür işlemler aynı zamanda taşınmaz üzerinde sonradan hak iddia edecek kişileri tapu kaydının alenilik ilkesinden faydalanarak uyarmayı da amaçlar. İhtiyati tedbir kararı verildikten sonra bu kararın ilgili tapu kaydına işlenmesi sonucu ihtiyati tedbir kararları 4721 sayılı TMK 1020. madde hükmü gereğince “tapu sicilinin açıklığı” prensibi uyarınca aleniyet kazanır ve bundan sonra hiç kimse tapu sicilindeki bir kaydı bilmediğini ileri süremez. Bunun dışında o tapuyla ilgili işlem yapan herkesin kaydın nedenini araştırması, halin icabı ve hayatın olağan akışının gereğidir. Aksi takdirde ihtiyati tedbir kararının bir önemi, tapu siciline şerh edilmesinin bir anlamı kalmaz. İhtiyati tedbir şerhinin işlevi de tapu siciline yazılmasından sonra başlar. Açıklanan nedenlerle, ihtiyati tedbir şerhinden sonra konulan haciz şerhlerinin kaldırılması gereklidir....

            Dava, tapu kaydındaki şerhin terkini istemine ilişkindir. 22.12.1995 tarihli ve 1/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında vurgulandığı üzere eşya hukukunda “muhdesat” kavramından bir arazi üzerindeki arz malikinden başkasına veya bir paydaşa ait yapı ve tesisler ile bağ ve bahçe şeklinde dikilen ağaçları anlamak gerekir. Muhdesat, sahibine arazi mülkiyetinden ayrı bağımsız bir mülkiyet ya da sınırlı bir ayni hak sağlamaz. Mahkemenin kabul ettiğinin aksine muhdesat sahibinin hakkı sadece kişisel bir haktır. Bu hakkın hukuki mahiyeti ve nasıl kullanılacağı ise Türk Medeni Kanununun 722, 723, 724 ve 729. maddelerinde açıklanmıştır. Bir kişi lehine muhdesatın tespitine ve bunun kütüğün beyanlar hanesine yazılmasına 3402 sayılı Kadastro Kanununun 19. maddesinin 2.fıkrası olanak sağlamaktadır....

              Mahkemece, davanın kabulü ile taşınmazın tapu kaydındaki 13.07.2010 tarihli şerhin terkinine dair verilen karar, davalı vekilinin temyiz istemi üzerine, Dairemizin 19.06.2014 tarih ve 1345 E., 4715 K. sayılı ilamıyla, dosyadaki belgelere ve özellikle, davacı arsa sahibinin davalı yana gönderdiği 18.10.2012 tarihli sözleşmeyi feshettiğini beyan ettiği ihtarnameye ve eldeki davada neticei talep olarak 13.07.2010 tarihli "kat karşılığı inşaat hakkı" şerhinin terkininin istenilmesi karşısında, anılan talebin dinlenebilmesi için doğal olarak sözleşmenin de feshine karar verilmesi gerektiği, bu itibarla, somut uyuşmazlık yönünden feshe bağlı şekilde şerhin terkini talep edilmiş olmakla, istemin kapsamı içinde fesih (dönme) talebinin de bulunduğu, mahkemece öncelikle fesih (dönme) koşullarının oluşup oluşmadığı incelenerek ve özellikle davalı yanın savunmasında bildirdiği hususlar ve dayanağı belgeler getirtilerek bir karar verilmesi, bunun sonucuna göre de şerhin terkini isteminin değerlendirilmesi...

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 01.06.2004 gününde verilen dilekçe ile tapu iptal, tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 06.11.2008 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi müdahil davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, 12.10.1996 günlü adi yazılı düzenlenmiş satış sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, ikinci kademedeki istek ise taşınmaz değerinin ödetilmesi ileri aşamalardaki talep de taşınmaz kaydında mevcut ipotek şerhinin terkini istemlerine ilişkindir.Davalı, savunmada bulunmamıştır.Davaya asli müdahil olarak katılan .Beton A.Ş. dava konusu taşınmazın tapu kaydında lehlerine ipotek bulunduğunu, davanın reddini, kayıttaki ipotek şerhinin devamına karar verilmesini istemiştir.Mahkemece, dava kabul edilmiştir....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 15.02.2006 gününde verilen dilekçe ile tapu kayıtlarında vakıf şerhinin terkini istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 14.05.2008 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... İdaresi vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, 307, 308, 309 ve 312 parsel sayılı taşınmazlar kaydında bulunan “Sultan Süleyman Han” vakıf şerhinin terkini istemiyle açılmıştır. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, dava kabul edilmiştir. Hükmü, davalı temyiz etmiştir....

                    Somut olaya gelince; davacı ... tarafından eşi ...’e karşı 05.03.2013 tarihinde açılan 2018/213 Esas sayılı dava dosyasındaki talep, taşınmaz üzerinde bulunan muhdesat şerhinin terkini istemine yöneliktir. Dava konusu 309 ada 7 parsel sayılı taşınmazda davacı ve davalı eşit pay ile hissedar olup, tapu kaydının beyanlar hanesinde “taşınmaz içindeki bina ...’e aittir” yönünde muhdesat şerhi bulunmaktadır. Davacı ... ilk olarak 16.06.2010 tarihinde 2010/252 Esas sayılı dava dosyası ile taşınmaz üzerindeki 2 katlı ev, ahır ve ağaçların kendisine ait olduğunu ancak taşınmaz üzerindeki şerhte binanın ... adına olduğunun belirtildiği iddiası ile muhdesatın aidiyeti davası açmıştır. Davanın kabulüne yönelik mahkeme kararının Yargıtay 7....

                      UYAP Entegrasyonu