Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

nın, 08.07.2014 tarihli duruşmada ve 27.05.2014 tarihli tutanakta, tapu maliki olan davalı ...'in oğlu olduğunu ve ...'in ...... ettiğini bildirdiği anlaşıldığından, taşınmazda pay sahibi davalı ...'in ölü olup olmadığı ve davalı ......'nın ...'in oğlu olup olmadığı hususu araştırılmadan ve ...'in ölü olduğunun tespit edilmesi halinde mirasçılarının da davalı sıfatı ile davaya iştirakleri sağlanarak taraf teşkili sağlanmadan ...'e kayyım tayin edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması, 2)Dava konusu taşınmazın tapu kaydında bulunan haciz şerhinin hükmedilen bedele yansıtılmaması, Doğru görülmemiştir. Davacı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, 26/03/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Dava, tapu kütüğünün beyanlar hanesindeki muhdesat kaydının terkini istemine ilişkindir. 22.12.1995 tarihli ve 1/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında vurgulandığı üzere, Eşya Hukukunda “muhdesat” kavramından bir arazi üzerindeki arz malikinden başkasına veya bir paydaşa ait yapı ve tesisler ile bağ ve bahçe şeklinde dikilen ağaçları anlamak gerekir. Muhdesat, sahibine arazi mülkiyetinden ayrı bağımsız bir mülkiyet veya sınırlı bir ayni hak sağlamaz. Muhdesat sahibinin hakkı sadece şahsi bir haktır. Bu hakkın hukuki mahiyeti ve nasıl kullanılacağı ise TMK’nun 722, 724. ve 729. maddelerinde açıklanmıştır. Bir kişi lehine muhdesatın tespitine ve bunun kütüğün beyanlar hanesine yazılmasına 3402 Sayılı Kadastro Kanununun 19/2 maddesi olanak sağlamaktadır....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, tapu kaydında bulunan kat mülkiyeti şerhinin terkini istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dilekçesinde; mülkiyeti müvekkillerine ait bulunan ... İli, ... İlçesi, ......

        Hukuk Dairesi K A R A R Dava 3402 sayılı Kadastro Kanununun (5831 sayılı Kanunun 8. maddesi ile eklenen) Ek 4. maddesi uyarınca 2/B alanları hakkında zilyetlik ve muhdesat şerhi olarak olarak değerlendirilmiş ise de, dava konusu taşınmazın imar uygulaması sonucu oluştuğu, 2/B vasfında olmadığı ve bu sebeple kullanım kadastrosununda bulunmadığı, davanın imar uygulaması sonucu oluşan tapu kaydında yer alan muhtesat şerhinin düzeltilmesine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Yargıtay Başkanlar Kurulunun 02.07.2021 tarihli ve 211 sayılı kararı ile hazırlanan, 09.07.2021 tarihli ve 31536 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (7.) Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Davanın açıklanan bu niteliğine göre dosyanın maddi hata sonucu Dairemize (Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 22.06.2021 tarihli ve 196 sayılı Kararı ile 16....

          Bu nedenle, hukuki dayanağı saptanamayan haciz kaydının terkini istenirken davanın bu kayıtları tutmakla görevli ve sorumlu tapu sicil müdürlüğüne karşı açılması gerekir Tüm bu açıklamalar sonucu; haciz şerhinin terkini davaları, ancak haciz lehtarlarına husumet yöneltilerek açılabilir. Somut olayda ise dava konusu taşınmazlar üzerine konulan 04.12.1936 tarih 932 yevmiye numaralı haciz şerhlerinin kim tarafından, hangi amaçla konulduğu tespit edilememiştir. Davalı kurumun kayıtlarında da haciz şerhlerine dayanak herhangi bir belgeye ulaşılamadığı bildirilmiştir. Bu durumda mevcut hacizlerle bir ilgisi tespit edilemeyen ...'ne husumet yöneltilmesi usule uygun değildir. Davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir....

            Mahkemece davanın kabulüne dair verilen kararın temyizi üzerine Dairemizin 22/10/2019 tarih 2018/4944 Esas - 2019/6930 Karar sayılı ilamıyla "....Mahkemece her ne kadar dava konusu 12 adet taşınmaz yönünden davanın kabulüne karar verilmiş ise de noksan ikmali sonucu dosya arasına alınan kütük sayfaları ve tapu kayıtlarından anlaşıldığı üzere dava konusu 156, 146, 139, 143, 97, 36, 9, 86 parsel sayılı taşınmazların tapu kaydında dava konusu şerhin bulunmadığı, dava konusu 169, 231, 126 ve 25 parsel sayılı taşınmazların tapu kaydında davacının miras bırakanı olduğunu iddia ettiği Verdi'nin payı üzerinde "1062 sayılı Kanun gereğince Hazinece el konulmuştur Verdi hissesine" şeklinde şerh bulunduğu, öte yandan dava konusu taşınmazların 3083 sayılı Yasaya göre yapılan toplulaştırma işlemi sonucu 14/09/2017 tarihli, 9004 yevmiye sayılı işlemle kütük sayfalarının kapanarak başka parsel numaraları ile tescil olunduğu anlaşıldığından kapanan parsel numaraları üzerinden ve taşınmazların tümünün tapu...

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 23.01.2013 gününde verilen dilekçe ile hazic şerhlerinin fekki istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 27.05.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ...vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, tapu kaydındaki haciz şerhinin terkini istemine ilişkindir. Davacı vekili, davacı şirketin maliki olduğu ... İli,... İlçesi, 26241 ada, 14 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydında, önceki malik olan Ornas Bilişim ve ... A.Ş. 'nin Tasfiye Halindeki ...'ye olan borcu nedeniyle ... 27....

                Hükmü, davacı vekili ile davalılar vekili temyiz etmiştir. 1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere göre davalılar vekilinin tüm temyiz itirazları ile davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2- Davacı 04.04.1989 tarihli satış vaadi sözleşmesi gereğince tapu iptali ve tescil ile taşınmazın tapu kaydında yer alan davalı ... lehine 10.10.2012 tarihli satış vaadi şerhinin terkinini istemiştir. Davaya konu olayda şahsi hakların yarışması söz konusu olup davaya konu taşınmazın daha eski tarihli olan 04.04.1989 tarihli satış vaadi sözleşmesi gereğince davacıya satışının vaat edildiği ve taşınmazın teslim de edildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece taşınmazın tapu kaydındaki satış vaadi şerhinin de terkinine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir....

                  Ancak, 1-Tapu kaydında bulanan haciz şerhinin bedele yansıtılması gerektiğinin düşünülmemesi, 2-Tespit edilen bedelden acele el koyma bedelinin mahsubundan sonra kalan fark bedele 02/08/2014 tarihinden karar tarihine kadar yasal faiz işletilmesine karar verilmesi gerekirken, faiz başlangıç tarihinin hatalı belirlenmesi, Doğru değil ise de, bu yanılgıların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, Gerekçeli kararın; a) Hüküm fıkrasına ayrı bir bent olarak (Taşınmaz üzerindeki haciz şerhinin tespit edilen kamulaştırma bedeline yansıtılmasına,) cümlesinin eklenmesine, b) Hüküm fıkrasının 2 nolu bendinde yazılı (22/07/2014) tarihinin çıkartılmasına, yerine (02/08/2014 ) tarihinin yazılmasına, Hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA, davalı ... vd. peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 04/04/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                    Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılır. Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etmek ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir. Somut olaya gelince, dava konusu 7566 ada 3 parsel sayılı taşınmaz imar uygulaması sonucu 3, 22, 23, 24 parsel sayılı taşınmazlardan alınan payların birleştirilmesi ile oluşmuştur. Dosya içerisindeki bilirkişi raporuna göre, 24 parsel sayılı taşınmazda bulunan Hazine fazlalığı şerhinin dava konusu edilen taşınmaza uygulanması sonucu Hazine payına düşen 11,34 m2 ve davacı payına düşen 7,24 m2 Hazine fazlalığı bulunduğu anlaşılmaktadır....

                      UYAP Entegrasyonu