Somut olayda, davacı murisine ait taşınmazların tapu kaydındaki kimlik bilgilerinin nüfus kaydı ile uyumlu hale getirilmesini istemiştir. Kimlik bilgilerinin düzeltilmesi istenen “... kızı, ...’nın” nüfus müdürlüğünden getirtilen nüfus kaydından soyadının bulunmadığı anlaşılmaktadır. Tapu kaydında yanlış yazılan kimlik bilgilerinin düzeltilmesi davasının amacı, malikin tapu kaydına yazılan isim, soyisim, baba adı gibi kimlik bilgileri ile Nüfus kaydındaki bu bilgilerin uyumlu hale getirilmesidir. Malik “... kızı, ...’nın” nüfus sicilinde soyadı mevcut olmadığı tapu kaydındaki kimlik bilgilerine de soyadı eklenmesi istenemeyeceği açıktır. Ancak, “çoğun içerisinde az da vardır” kuralı gereğince dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarında tapu maliki olarak görünen “... kızı, ...” ile davacının murisi “... kızı, ...’nın” aynı kişi olduğunun kanıtlanması halinde bu yönde bir tespit hükmü kurulmalıdır....
Tapuda isim tashihi davaları tapu kaydında yanlış yazılan kimlik bilgilerinin düzeltilmesi isteğine ilişkindir. Taşınmazların kadastro tespitleri ya da tapuya tescilleri sırasında mülkiyet veya diğer hak sahiplerinin isim, soy isim, baba adı, bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi kayıt düzeltilmesi davalarının kaynağını oluşturur. Bu nedenle bu tür davalarda kimlik bilgileri düzeltilirken taşınmaz malikinin değişmemesi şartı ile tapu kayıtları nüfus kayıtları ile uyumlu hale getirilmelidir. Davacı ... kaydının düzeltilmesi isteminde bulunduğuna göre, hakim talep ile bağlıdır. Nüfus kaydındaki müphemliğin veya yanlışlığın düzeltilmesi nüfus kaydı düzeltilmesi istemine ilişkin davanın konusu olup, eldeki davada murisin nüfus kaydında yer alan H harfinin ne anlama geldiğinin anlaşılamaması davanın reddini gerektirir bir durum değildir....
Olayda dava dilekçesinde hasım olarak gösterilen Tapu Sicil Müdürlüğü ile Kadastro Müdürlüğü, yukarıda sayılan hallerin hiç birisi nedeniyle davalı sıfatını kazanabilecek durumda değildir. Ancak taşınmaz hakkında kadastro tespitinden önce Hukuk Mahkemesinde açılmış bir davanın bulunması halinde, kadastro tespiti sırasında malik hanesinin açık bırakılması zorunludur. Bu durumda malik hanesinin doldurulmuş olması hukuken hiçbir sonuç doğurmaz. Taşınmazla ilgili olarak tutanak düzenlendikten sonra Hukuk Mahkemesi görevsizlik kararı ile dosyayı Kadastro Mahkemesine devretmek zorundadır. Şartları mevcut olduğu takdirde kadastro hakimi tarafların talebi olmadan Hukuk Mahkemesinden aktarılan dosyayı esasına kaydedip, gerekli ilanları yapıp taraflara duruşma gününü bildirip yargılamayı sürdürmek zorundadır....
Köyü 369 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının incelenmesinden, ...'nin ... hissedar olduğu, ... adına kayıtlı ... hissenin ise 11.01.2011 tarihinde işlem görerek tashih ile İbrahim kızı ... ... adına tescil edildiği, dolayısı ile tapu kaydında ... adına kayıtlı hisse bulunmadığı anlaşılmaktadır. Açıklanan nedenlerle, davacı tarafından kimlik bilgilerinde düzeltme istenen ... adına kayıtlı ... hisse bulunmadığından bu talep yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken bu hisse yönünden de kabul kararı verilerek düzeltme yapılması doğru olmamıştır. Dava konusu taşınmazda ... adına kayıtlı ... hisse yönünden ise; davacı, murisi olan tapu malikinin sadece tapu kaydındaki adının düzeltilmesini, soyadının eklenmesini istemiş ve mahkemece de bu şekilde düzeltme yapıldığı görülmüştür. Tapu kaydının malik hanesinde kimlik bilgilerinin düzeltilmesi istenen hissedar ...'nin baba adının yer almadığı anlaşılmaktadır....
Mahkemesine aktarılan men-i müdahale davasının konusunu oluşturduğu değerlendirilerek açık bulunan malik hanesinin doldurulmasına yönelik olarak hüküm kurulmuş ise de; varılan sonuç dosya kapsamına uygun bulunmamaktadır. Davacı ..., Asliye Hukuk Mahkemesine verdiği 16.07.2004 tarihli dava dilekçesinde Mart 1323 tarih ve 5 sıra numaralı tapu kaydına dayanmak suretiyle bu tapu kaydının kapsamında kalan taşınmazın davalı taraf ile müşterek murislerinden kaldığını ve taksim edilmediğini ileri sürerek men-i müdahale istemiyle dava açmıştır. Yargılama sırasında taşınmazın bulunduğu yörede ... çalışmaları yapılması üzerine dava; ... Kanunu’nun 27. maddesi uyarınca ... Mahkemesine aktarılarak bu dava nedeniyle malik hanesi açık bırakılmak suretiyle tespit edilen ... ada ... parsel sayılı taşınmazın tutanağı ile birleştirilmiştir. Dava, ......
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı tarafından, davalı aleyhine 8.5.2007 gününde verilen dilekçe ile tapu kaydında soyisim düzeltilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 19.7.2007 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, tapu kaydında isim düzeltilmesi istemine ilişkindir. Davacı, 57, 110 ve 740 parsel sayılı taşınmaz maliki ... ...'nun soyadının tapuda "..." ve "..." yazıldığını ileri sürerek tapu kaydındaki soyadının nüfus kaydına uygun şekilde "..." olarak düzeltilmesini istemiştir. Mahkemece, 57 ve 110 parseller hakkındaki davanın kabulüne karar verilmiş, hükmü davalı temyiz etmiştir. Dava konusu taşınmazlarda malik ...'ın soyadı ... ve ... olarak yer almaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU KAYDINDA DÜZELTİM Taraflar arasında görülen davada; Davacı, ... parsel sayılı taşınmazda malik annesinin soy isminin yazılmadığını, ..., ..., ..., .., ..., ... parsel sayılı taşınmazlarda annesinin isminin ... kızı ... olarak yazıldığını, ..., ..., ... parsel sayılı taşınmazlarda annesinin isminin ... kızı ... olarak yazıldığını, ... parsel sayılı taşınmazda ise annesinin isminin hiç gözükmediğini ileri sürüp, tapu kayıtlarında yanlış yazılan malik hanesinin nüfus kayıtlarına uygun olarak Mehmet kızı ... olarak düzeltilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulüne ilişkin olarak verilen 10.11.2010 tarihli karar Yargıtay 14....
Asliye Hukuk Mahkemesinde açtığı davada bu tapu kaydında miktar hanesinin boş olması nedeniyle miktar hanesinin doldurulmasını istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda dava kabul edilerek Mayıs 1942 tarih 16 numaralı sicilden gelen Şubat 1973 tarih ve 4 numaralı tapu kaydındaki miktar hanesinin 691000 m2 olarak doldurulmasına karar verilmiştir. Kararın Hazine tarafından temyizi üzerine Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 12.03.1976 tarih 1976/2506-2555 sayılı kararı ile bozulmuş; bozma kararında özetle: "Tapunun 1941 yılında iskan kararına dayanılarak tesis edildiği,dayanak iskan kararında taşınmazın yüzölçümünün 50 dönüm olarak gösterildiği, sicilde taşınmazın yüzölçümünü gösteren bir miktar yazılı olduğuna göre dayanak olan tahsis kararındaki miktara itibar edilmesi gerektiği, taşınmazın bir sınırının ... olması ve genişletilmeye elverişli bulunmasına göre dayanak kaydındaki miktar tecavüz edilerek hüküm kurulmasının doğru olmadığı" belirtilmiştir....
Mahkemece, davacının malik olduğu 14 adet taşınmaza dair davanın kabulüne, 324 parsel sayılı taşınmazın tapu malikinin baba adının "..." olarak düzeltilmesine karar verilmiş, ancak davacının 324 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydındaki malik adına "..." adının eklenmesi talebine ilişkin bir hüküm kurulmamıştır. Hükmü, davalı ... vekili ve davacı temyiz etmiştir. 1- Yapılan yargılamaya., toplanan delillere ve dosya içeriğine göre davalı idare vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2- Davacının temyiz itirazlarına gelince; mahkemece getirtilen dava konusu taşınmazlara ait tapulama tutanakları içeriğinden davacının baba adının "... ..." olduğu kanıtlanmış ve davacıya ait taşınmazların tapu kayıtlarında baba adının bu şekilde düzeltilmesi yönünde karar verilmiştir....
Davacı Hazine vekili 24.08.2009 tarihli dava dilekçesi ile çekişmeli taşınmazın açık olan malik hanesinin 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 18. maddesi uyarınca Hazine adına doldurulması istemiyle hasımsız olarak; davacı ... vekili ise 16.11.2009 tarihli dava dilekçesi ile tapu kaydı, irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak malik hanesinin ... adına doldurulması istemiyle Hazineye husumet yönelterek dava açmışlardır. Mahkemece dava dosyaları birleştirilerek yapılan yargılama sonunda Hazinenin davasının reddine, ...'nın davasının kabulü ile çekişmeli taşınmazın ... adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı ve karşı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 29.05.2012 gününde oybirliği ile karar verildi....