"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Akhisar 2.Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen, tarafları, tarih ve numarası yukarıda yazılı hükmün incelenmesi sırasında Yargıtay 1.Hukuk Dairesinin 14.12.2009 gün, 2009/11193-12968 sayılı, 13.Hukuk Dairesinin 20.01.2010 gün, 2010/336-413 sayılı, 14.Hukuk Dairesinin 04.02.2010 gün, 2010/1146-1076 sayılı kararlarıyla meydana gelen görev uyuşmazlığının giderilmesi istenilmekle, 2797 sayılı Yasa uyarınca toplanan Başkanlar Kurulu’nca dairelerin görevsizlik kararlarıyla dava dosyası incelenerek gereği görüşüldü: Dava, menfi tespit, ihalenin feshi ve mülkiyet hakkına dayalı tapu iptali tescil istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın bu niteliği itibarıyla hükmün temyiz inceleme görevi 1.Hukuk Dairesine aittir. S O N U Ç : 1.Hukuk Dairesinin görevsizlik kararının KALDIRILMASINA, dosyanın bu Daireye gönderilmesine 13.05.2010 gününde oybirliği ile karar verildi....
İhalenin ayakta bulunması ya da feshi isteğinin reddedilmiş olması keyfiyeti, temelde yolsuz tescil nedenini ortadan kaldırmaz. Somut olayda, dava dilekçesi içeriğinden ve iddianın ileri sürülüş biçiminden, çekişme konusu taşınmaz kaydının davalı taraf adına oluşumunun illetten yoksun bulunduğu, bu nedenle yolsuz tescil niteliğinde olduğu iddiasına dayanıldığı anlaşılmaktadır. Bu tür davaların mülkiyet hakkına dayalı olarak her zaman açılabileceği de kuşkusuzdur. Öte yandan, mülkiyet hakkına dayanılarak açılan bir iptal davasında, ayrıca tescil isteğinde bulunulmamış olması iptal davasının reddi için başlı başına bir sebep teşkil etmez. Bu durumda mahkemece yapılacak iş, iptal isteminin tescili kapsamadığı gözetilerek davacıya, ayrıca tescil davası açması için imkan tanımak ve dava açılması halinde her iki dava birleştirilerek karara bağlanmaktan ibarettir....
Bizim de katıldığımız bu görüşe göre ihalenin feshi için icra mahkemesi görevli olup, genel mahkemeler görevli değildir. Bu nedenle genel mahkemelere ihalenin feshine müncer olacak nitelikte tapu iptali, tapu kaydının terkini, tescil vs. adlar altında dava açılamaz. İcra mahkemesinin ihalenin feshi talebini reddetmesinden sonra da genel mahkemelerde tapu iptali, ihalenin iptali veya bedel davası adı altında aynı ihalenin feshi sebeplerine dayanarak bir dava açılamaz. Çünkü böyle bir davanın genel mahkemece incelenmesi hem görev kurallarına hem de kesin hükme aykırı olur (Kuru c.I s. 1452). İhalenin feshi talebinin reddi kararına karşı yargılamanın iadesi yoluna başvurulabilir. Bu ret kararı sadece ihalenin feshi talebinde taraf olan kişiler hakkında ve o ihalenin feshi talebinde dayanılmış fesih sebebi ile sınırlı olarak kesin hüküm teşkil eder....
Bizim de katıldığımız bu görüşe göre ihalenin feshi için icra mahkemesi görevli olup, genel mahkemeler görevli değildir. Bu nedenle genel mahkemelere ihalenin feshine müncer olacak nitelikte tapu iptali, tapu kaydının terkini, tescil vs. adlar altında dava açılamaz. İcra mahkemesinin ihalenin feshi talebini reddetmesinden sonra da genel mahkemelerde tapu iptali, ihalenin iptali veya bedel davası adı altında aynı ihalenin feshi sebeplerine dayanarak bir dava açılamaz. Çünkü böyle bir davanın genel mahkemece incelenmesi hem görev kurallarına hem de kesin hükme aykırı olur (Kuru c.I s. 1452). İhalenin feshi talebinin reddi kararına karşı yargılamanın iadesi yoluna başvurulabilir. Bu ret kararı sadece ihalenin feshi talebinde taraf olan kişiler hakkında ve o ihalenin feshi talebinde dayanılmış fesih sebebi ile sınırlı olarak kesin hüküm teşkil eder....
CEVAP Davalılar Nesimi ve Tahattin, dava konusu taşınmazı tapu kaydına güvenerek satın aldıklarını, diğer davalı ... ile davacı arasındaki ilişkiyi bilmediklerini; davalı ..., icra takibi ile ilgili işlemleri bilmediğini iyiniyetli olduğunu; davalı ..., iddianın doğru olmadığını, davacının borcunu ödemediğini, bu nedenle takip başlattığını, ihalenin feshi davasının reddedildiğini belirterek, davanın reddini savunmuşlardır. III. MAHKEME KARARI Mahkemece; ihalenin feshi nedenlerine dayalı olarak genel mahkemede tapu iptal tescil istemi ile dava açılamayacağı, davacının tescilin yolsuz olduğu iddiasını da kanıtlayamadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. IV. TEMYİZ 1....
CEVAP Davalılar Nesimi ve Tahattin, dava konusu taşınmazı tapu kaydına güvenerek satın aldıklarını, diğer davalı ... ile davacı arasındaki ilişkiyi bilmediklerini; davalı ..., icra takibi ile ilgili işlemleri bilmediğini iyiniyetli olduğunu; davalı ..., iddianın doğru olmadığını, davacının borcunu ödemediğini, bu nedenle takip başlattığını, ihalenin feshi davasının reddedildiğini belirterek, davanın reddini savunmuşlardır. III. MAHKEME KARARI Mahkemece; ihalenin feshi nedenlerine dayalı olarak genel mahkemede tapu iptal tescil istemi ile dava açılamayacağı, davacının tescilin yolsuz olduğu iddiasını da kanıtlayamadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. IV. TEMYİZ 1....
İhalenin feshini şikâyete hakkı olan ilgililer İİK'nın 134. maddesinin 2. fıkrasında düzenlenmiş olup şikâyetçinin ilgili olup olmadığı bu madde hükmüne göre tespit edilir. Şikâyet bir dava olmadığından sadece mülkiyet hakkına dayalı olarak ihalenin feshi istenemez. (Y. HGK'nun 2018/12- 77 E. 2019/790 K. Sayılı kararı) Buna göre, konkordato dosyasından imzalanan gayrimenkul satış sözleşmesinin tarafı olan davacının yukarıda belirtilen ihalenin feshini isteyebilecek kişilerden olmadığından, ihalenin feshini isteme hakkı yoktur. Kaldı ki, davacının dayandığı satış sözleşmesine ilişkin tapu kaydına verilen şerh bulunmadığı gibi, açılan davada verilmiş ve tapu kaydına işlenmiş bir tedbir kararı veya şerh de mevcut değildir....
Bizim de katıldığımız bu görüşe göre ihalenin feshi için icra mahkemesi görevli olup, genel mahkemeler görevli değildir. Bu nedenle genel mahkemelere ihalenin feshine müncer olacak nitelikte tapu iptali, tapu kaydının terkini, tescil vs. adlar altında dava açılamaz. İcra mahkemesinin ihalenin feshi talebini reddetmesinden sonra da genel mahkemelerde tapu iptali, ihalenin iptali veya bedel davası adı altında aynı ihalenin feshi sebeplerine dayanarak bir dava açılamaz. Çünkü böyle bir davanın genel mahkemece incelenmesi hem görev kurallarına hem de kesin hükme aykırı olur (Kuru c.I s. 1452). İhalenin feshi talebinin reddi kararına karşı yargılamanın iadesi yoluna başvurulabilir. Bu ret kararı sadece ihalenin feshi talebinde taraf olan kişiler hakkında ve o ihalenin feshi talebinde dayanılmış fesih sebebi ile sınırlı olarak kesin hüküm teşkil eder....
bulunmadığı, bir başka deyişle, şikayetçinin mülkiyet hakkı dava sonuçlanıp henüz tapu kütüğüne tescil edilmemiş olduğundan icra mahkemesine başvurarak tasarruf işlemi niteliğindeki ihalenin feshi davasını açamayacağı, bu nedenle mahkemece şikayetçinin ihalenin feshi isteminin aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekir."...
Önemle söylemek gerekir ki; İhalenin feshi kararı, yalnız ihalenin feshini istemiş olan için değil, diğer bütün ilgililer için de hüküm ifade eder (sonuç doğurur). İhalenin feshi kararının kesinleşmesi ile alıcının ihale ile iktisap etmiş olduğu mülkiyet hakkı (geçmişe etkili olarak) son bulur ve borçluya geri döner. İhale konusu taşınmazın alacaklı adına tescilinin yapılması ve ihale bedelinin hissedarlara dağıtılması da kazanılmış hak oluşturmaz. İhalenin feshi talebinden önce taşınmaz tapuda alıcı adına tescil edilmiş ve halen de alıcı adına kayıtlı ise, ihalenin feshi kararının kesinleşmesi üzerine icra dairesi, taşınmazın borçlu (veya hissedarlar) adına tescil edilmesi (yani, tapu kaydının düzeltilmesi) için tapu müdürlüğüne yazı gönderir....