Bu kez ek kararın davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içeriğindeki tüm kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: KARAR Davacılar vekili, müvekkilleri adına 1/2'şer paylı olarak kayıtlı olan 1008 ada 144 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydında davalı ... lehine 16.09.1954 tarihli 95.530ETL bedelli ipotek bulunduğunu, ipoteğin kaldırılması için davalı belediyeye başvurduklarını ancak 116.200,00TL tutarında bir bedel istendiğini, bunun üzerine icra müdürlüğüne başvururak ipotek bedelinin belirlenmesini talep ettiklerini ve bilirkişi tarafından hesaplanan 113,50TL ipotek bedelini icra dosyasına yatırdıklarını ileri sürerek depo edilen bedel karşılığında, dava konusu taşınmazın tapu kaydına davalı ... lehine konulan ipoteğin kaldırılmasını talep etmiştir....
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere göre, davacılar vekilinin son duruşmada ipotek tesisi amacıyla banka görevlilerinin değer belirlemek için konuta geldikleri sırada konutta bulunan ve diğer davacı ile birlikte yaşayan davacı ...’nın bu işlemlere rıza göstermediğini açıkça bildirmediğinin belirtildiği, HGK’nun 04.10.2006 tarihli 2006/2-591 esas, 2006/624 karar sayılı ilamında da açıklandığı gibi tapu kaydında aile konutu şerhinin olmaması ve davacılardan ...’nın işleme açıkça rıza göstermediğini belirtmemiş olduğundan davalı bankanın tapuya güven ilkesinden de istifade etmesinden dolayı işlemin geçerli olduğunun kabulü gerektiği, aile mahkemesinin taşınmaz üzerindeki aile konutu şerhinin kaldırılması konusunda verdiği kararında onandığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekilince temyiz edilmiştir....
Somut olayda, dava konusu 5526 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydına " 3083 sayılı yasanın 13. maddesi gereğince kısıtlıdır" şerhinin 12.03.2013 tarihinde 5384 yevmiye ile işlendiği anlaşılmaktadır. 3083 sayılı Sulama Alanlarında Arazi Düzenlenmesine Dair Tarım Reformu Kanununun 13/1 maddesinde ''Uygulama alanlarında Bakanlar Kurulu kararının Resmi Gazete'de yayımı tarihinden itibaren, kamulaştırma, toplulaştırma, arazi değiştirilmesi ve dağıtım işlemlerinin tamamlanması veya tapuya tescili sonuçlandırılıncaya kadar, gerçek kişilerle özel hukuk tüzel kişilerine ait arazinin mülkiyet ve zilyetliği devir ve temlik edilemez. Bu araziler ipotek edilemez ve satış vaadine konu olamaz. Ancak, bu kısıtlama süresi beş yılı aşamaz.'' düzenlemesi yer almaktadır. Aynı Yasanın 13. maddesinin son paragrafında "Miras yoluyla intikaller bu hükmün kapsamı dışındadır. Ayrıca mahkemeler satış suretiyle miras ortaklığının giderilmesine karar veremezler." hükmüne yer verilmiştir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı kadın vekili yasal süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; davanın reddini istinaf etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Davalı banka vekili 08/12/2022 tarihli dilekçesi ile yerel mahkemece işlenen tedbir şerhinin ve cebri satışın durdurulmasına yönelik kararın kaldırılmasını talep ettiği, kararın henüz kesinleşmediğinden bu talebinin reddine karar verilmiştir. Davalı Ahmet'in dava konusu taşınmazı 19/08/2016 tarihinde satın aldığı, bu taşınmazın aile konutu olarak kullanıldığı, dava konusu taşınmaz üzerine davalı banka lehine 03/08/2018 tarih 18978 yevmiye no ile 350.000,00 TL tutarında ipotek konulduğu, Yargıtay 2....
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2005/75 E. sayılı dosyasından yazılan yazı ekinde gönderilen tensip zaptında taşınmazın tapu kaydı üzerine ihtiyati tedbir ve İİK'nın 281/2. maddesi gereğince ihtiyati haciz konulmasına karar verildiği, ihtiyati haciz şerhinin sehven işlenmediğinin anlaşıldığı, taşınmazın tapu kaydındaki şerhin, sadece ihtiyati tedbir şerhi değil, aynı zamanda ihtiyati haciz şerhi olduğu, şikayetçinin açtığı tasarrufun iptali davası sonucu İzmir 4. Asliye Hukuk Mahkemesi'nce taşınmazın tapu kaydına 10.03.2005 tarihinde ihtiyati haciz şerhi işlendiği, şikayet olunanın ihtiyati haczinin ise 04.05.2005 tarihli olduğu, İİK'nın 281/2. maddesi uyarınca uygulanan ihtiyati haczin, tasarrufun iptali davasının kabulü ile kesin hacze dönüştüğü, İzmir 4. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2005/75 E. sayılı tasarrufun iptali davasının ilk kabul kararının tarihinin 21.07.2008 tarihli olduğu, şikayet olunanın ihtiyati haczinin, kesin hacze dönüştüğü İzmir 4....
Şikayet olunan vekili, şikayetçinin alacaklı olduğu takip dosyasının takipsizlik nedeniyle düşerek 2007/1620 E. olarak yenilendiğini, ihtiyati tedbirin de düştüğünü, ayrıca Tapu Müdürlüğü'ne yazılan yazıda, sadece ihtiyati tedbir konulmasının talep edildiğini, davacının şerhinin ihtiyati haciz şerhi olmadığını, müvekkilinin tapuya güvenle hareket ettiğini, müvekkilinin ihtiyati haczinin ve tasarrufun iptali davası kararının daha önce kesinleştiğini savunarak, şikayetin reddini istemiştir. Mahkemece,... 4. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2005/75 E. sayılı dosyasından yazılan yazı ekinde gönderilen tensip zaptında taşınmazın tapu kaydı üzerine ihtiyati tedbir ve İİK'nın 281/2. maddesi gereğince ihtiyati haciz konulmasına karar verildiği, ihtiyati haciz şerhinin sehven işlenmediğinin anlaşıldığı, taşınmazın tapu kaydındaki şerhin, sadece ihtiyati tedbir şerhi değil, aynı zamanda ihtiyati haciz şerhi olduğu, şikayetçinin açtığı tasarrufun iptali davası sonucu... 4....
Hukuk Dairesi MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 18.12.2013 gününde verilen dilekçe ile ipoteğin kaldırılması talebi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 21.12.2017 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, ipotek şerhinin kaldırılması istemine ilişkindir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 16.12.2002 gününde verilen dilekçe ile ipoteğin kaldırılması istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 17.04.2003 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, imar-ıslah çalışmaları sırasında 492 ada 1 parsel sayısını alan taşınmaz kaydına davalı Hazine yararına konulan ipotek şerhinin kaldırılması istemiyle açılmıştır. Davalı Hazine, ipotek bedelinin ödenmediğini, açılan davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, dava kabul edilmiştir. Hükmü, davalı Hazine temyiz etmiştir. Dosyada yer alan bilgi ve belgelerden 492 ada 1 parsel sayılı taşınmazın dava dışı ......
İİK.150/c şerhinin fekkine karar verilmiştir" şeklinde bilgi verilerek yazı gereğinin yapılarak bilgi verilmesi istenmiş: davalının cevap dilekçesinde de kabul ettiği üzere taraflar arasında 50.000,00 TL ipotek bedelinin davacı tarafından ödendiği hususunda bir ihtilafın bulunmadığı, ipotek bedelinin ödenmesiyle birlikte davacının sorumluluğu sona ereceğinden, taşınmaz üzerindeki ipotek şerhinin kaldırılmasını talep etmekte hukuki yararı olan davacının davasının kabulü ile taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılması yönündeki mahkeme kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamakla davalı vekilinin bu yöne ilişkin itirazının reddi gerekmiştir. 2-Karar ve ilam harcı hüküm altına alınan miktar üzerinden belirlenir....
ilkesini bertaraf etmesinin mümkün olmadığını, tapuya itimat prensibi ve iyiniyet prensibi uyarınca müvekkil şirkete yüklenebilecek bir sorumluluk bulunmadığını belirterek davanın reddini talep etmiş, Hatay 1.Aile Mahkemesi'nin 15/12/2020 tarih, 2019/606 Esas 2020/809 Karar sayılı ilamında özetle; Davanın kabulüne, Hatay İli, Defne İlçesi, Bedevi Mahallesi, 2325 ada, 7 nolu parsel kat. 1 4 nolu bağımsız bölüm üzerindeki ipoteğin kaldırılmasına karar verildiği, davalılar aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedildiği, ilk derece mahkemesi kararının taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, Davalı T4 A.Ş vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, ipotek tarihinde söz konusu taşınmazda aile konutu şerhinin bulunmadığını, aile konutu şerhinin taşınmazın tapu kaydına ipotek işleminin tesis edildiği tarihten iki buçuk yıl sonra işlendiğini, müvekkil şirketin tapu siciline güven ilkesi kapsamında ve iyi niyetli bir biçimde...